materyalizm yani maddecilik her şeyin tesadüfen oluştuğunu savunan ve varoluşun hiçbir amacının olmadığını iddia eden düşünce tarzıdır. diyalektik materyalizmse marksizmin felsefi öğretisidir. karl marx marksizmi icat edip dünyanın başına bela ederken, kankası friedrich engels de bir yandan diyalektik materyalizmi icat edip marksizmin felsefi açığını kapatmayı amaçlamıştır.
bu 2 alman gençliklerinden itibaren tamamen materyalizme inanmış, tanrının varlığını reddetmiştir. bir yandan komünizmi kurarken bir yandan da kurdukları komünist sistemin temeline inançsızlığı da eklemeye çalışmışlar ve diyalektik materyalizmi komünizm ile birleştirip marksizmi oluşturmuşlardır.
diyalektik materyalizme göre; var olan tüm canlılar yaşamlarının devamını sağlamak için çatışma, öldürme ve yok etme gibi prensiplerin sahibidir, yaşama amaçları yoktur, tamamen kaos üzerinden yaşayıp-beslenip tesadüfen var olmuşlardır.
enteresan olan şudur ki engels ve marx eğerki materyalist olmadan komünizmi kursalardı, bugün hiç bir komünist inançsız olmayacaktı, komünizm dinsiz bir sistem olarak var olmayacaktı. yani komünizm ile materyalizmin bir araya gelişi tamamen engels ve marx'ın inançsızlığından kaynaklanmaktaydı. hiç kalkıp da ''dinin bir afyon olduğu'' ya da ''temeli insan olan bir sistemin sınıfsızlık adına herhangi bir inanca sahip olmaması gerektiği'' gibi saçmalıkları söylemeyin.
devam edersek; engels ve marx için diyalektik materyalizmin rayına oturması için canlıların nasıl var oldukları sorusuna bir cevap vermeleri gerekiyordu. 1848de yayınlanan komünist manifesto nun en büyük açığı buydu ki 1859da charles darwin isminde birisi türlerin kökeni isminde kitabını yayımladı. engels ve marx birbirlerine yazdıkları mektuplarda sevinçten havaya uçuyordu çünkü darwin onların açıklarını kapatmıştı, kendilerince öyleydi.
çünkü evrim teorisi bir yandan diyalektik materyalizmi destekler nitelikteydi. engels-marx ikilisi darwinin kendileriyle aynı seviyede inançsız olduğunu düşünüyordu. oysaki darwin ateist değil agnostikti. yani bilinemezciydi. agnostisizm tanrının var ya da yok olduğunun bilinemeyeceğini, evrenin nasıl var olduğunun bilinemeyeceğini söyleyen bir felsefi akımdı. bir yani daha dersek, agnostisizm kolaya kaçmaya dayalı bir sistemdi. sorulara cevap aramaktansa ''bilinemez'' diyip sıyrılan bir sisteme inanan birisiydi darwin. bu yüzden defalarca geri vites yaptığı olmuştur darwinin zaten.
evrim teorisi sayesinde böylelikle diyalektik materyalizm son dayanağını bulmuş bir şekilde engels tarafından oluşturulmuş oldu.
-herşey tesadüfen oluşmuştu.
-canlıların yaşama amacı yoktu.
-canlılar tamamen çatışma-yok etme güdülerine göre yaşıyordu.
-canlılar doğal seçilim yani doğal seleksiyon sayesinde var olmuştu.
böylelikle diyalektik materyalizme dayalı bir marksizm elde etmiş oldular. savundukları marksizmin kanlı devrimlerle başa gelebileceğini ön gördüler hep. bu yüzden 1848ten günümüze kadar milyonlarca insanın ölümünden sorumlu oldular.
gelin görün ki bugün evrim teorisi çöktü, 150 yıldır antropologlar tek bir ara form bile bulamadılar. oysaki evrim teorisine göre milyonlarca, hatta milyarlarca ara form olmalıydı ama 1 tane bile çıkmadı.
bugün diyalektik materyalizm çöktü çünkü temelinde insan olduğu söylenen bir felsefi akım daha insanın güdülerini bile çözememişti. insanoğlu güdüleri gereği inanan bir varlıktır. mutlaka bir şeylere inanır, tıpkı engels ve marxın kendi sistemlerine inanması gibi. kurdukları bu felsefi akım daha insanın güdülerini bile çözemediği için çökmüştür, insanoğlunun inanma ihtiyacını bile görememiştir.
doğal olarak marksizm de çökmüştür. inançsızlığa dayalı bir sistemin tutması zaten beklenemezdi.
ne yazık ki engels-marx-darwin üçlüsü yüzünden son 150 yılda tüm dünyada milyonlarca insan öldürülmüş, bu ''yok etme/öldürme/çatışma'' düşüncesine dayalı sistemin peşinden koşan lenin gibi, stalin gibi, mao gibi diktatörler insanları açlığa mahkum etmekten tutun da işkenceler altında öldürmelere kadar varan insanlık dışı eylemlerde bulunmuşlardır.
ne büyük çelişki değil mi?
sistemin temelinde insan var ama sistemin devamı için ''insanı yok etmek'' de var. lenin değil miydi ''insanları açlığa ve ölüme mahkum ettikçe, insanlar tanrıdan umudu kesip uzaklaşır ve komünizme yönelir'' diye açıklama yapan?
günümüzde hala marksizmi, diyalektik materyalizmi ve evrim teorisini savunan ama ellerinde bu sistem, felsefi akım ve teori için tek bir kanıt bulunmayan insanlar bulunmaktadır. insan dediğimiz özel varlığın en büyük düşmanı bu üçlemedir. çünkü bu üçleme için insan özel bir varlık değildir, bir hayvan çeşididir ve çatışma/yok etme güdülerine göre hareket etmektedir.
hala bu düşüncelerin peşinden koşanlar için; çökmüş/bitmiş, hiç bir bilimsel dayanağı olmayan bu düşünce çeşitlerinden umarım kurtarırlar kendilerini, umarım bu üçlemenin son 150 yılda insan dediğimiz özel varlığa nasıl zarar verdiğini görürler objektif bir bakış açısı yakalayarak.
not : akepeli değilim. fetoyu hiç sevmem. adnan oktardan nefret ederim. faşistlerden hiç haz etmem. ben ülkücü düşünce sistemine inanmış birisiyim.
anarşi için komünüzme ihtiyaçları vardı,
komünizmi yayabilmek için materyalizmin reklamı yapılmalıydı ve insanlara bu kabul ettirilmeliydi, ama insanlara biz kendi kendimize peçeteden varolduk diyemeyecekleri için bir tutar dal lazımdı, ve evrim tam da aradıkları şeydi,
asla ispat edemediler ve edemeyecekler, ama kafaları karıştırdılar 50 yıldır,
neyse ki söyledikleri yalanlar ellerinde patlıyor bir bir, ve dünya yaşlandıkça kuran gençleşiyor, her şey çok güzel olacak.
sen o kadar uzun entry kasacak akla fikre sahip ol, sonra gel "evrim teorisi çöktü darwin panikte"ye bağla. marksizmi de dinsisizme indirge yaz. tam neden diye düşünüyordum, altta çok güzel bağlayarak bitirmiş, ülkücüymüş.
