sade açması aynı ev açması gibidir.
içi çokokremli kurabiyesi mükemmeldir.
hele antep fıstıklı ve bademli kurabiyesine laf söylemek kimin haddinfiyatlarıe. *
fiyatları piyasanın üstündedir ama *
Bir süredir dikkatimi çeken bir PastaneFırın zinciri oluştu.
Komşufırın
. Dikkat çekmemesi imkansızdı çünkü çok merkezi yerlerdeki çok
ünlü
markalar kapanıyor ve yerlerine birer birer Komşufırın açılıyordu.
Bağdat Caddesinde Suadiye'deki TGI Fridays'i herkes bilir. Dünyanın en
büyük Franchise Zincirlerinden. Ve uzun yıllardır muazzam da iş
yapan
bir mekan iken birden kapandı ve yerine Komşufırın açıldı.
Güzeldi tabii
ilk bakışta yabancı bir zincir yerine yerli malının açılması. Ama
bu
kadar kısa sürede , bu kadar çok yerde ve bu kadar önemli markaların
yerine nasıl açabiliyorlardı? Kimdi sahibi ?
Bunları merak ederken ben ,birden Ataşehir'deki YKB de kapandı,
tadilata girdi ve yerine yine Komşıfırın açıldı.Kapanan bu yer
Yapı
Kredi Bankası, tekrar ediyorum.Batan veya el değiştiren bir banka
değil !!!
Biraz araştırdım ve kime ait olduğunu öğrendim.
Aradan bir kaç gün geçtikten sonra bir Komşufırın'ın önünden
sabahleyin
geçiyordum. içeriden güzel kokular geliyordu. Tam ben oradayken
içeriden
25-27 yaşlarında,muhtemelen yeni evli bir çift çıktı.
- Günaydın dedim Onlara .
çocuk da - Günaydın dedi bana.
Ardından
-Nasıl? güzel kokuyor içerisi, poğaçalar güzel mi? diye sordum.
Çocuk - Biz de ilk kez geldik dedi.
Aralık vermeden,
-Kimin burası biliyormusunuz ? diye sordum
Her ikisi de başlarını iki yana salladılar bilmedikleri için.
Ama çocuk hafif tereddütle ,
-Siz biliyorsunuz galiba dedi.
-Evet dedim ve kime ait olduğunu söyledim.
Kız şaşkınlıktan elindeki paketi yere düşürdü. Çocuk da eğilip
aldı.
Ve aynı anda Onlar da bana, ben de Onlara teşekkür ettim .
Siz de bilmek istermisiniz kime ait olduğunu ?
Emine Erdoğan.
Teşekkürler Emine hanım Türkiye'ye bu katkınız için. Çok iyi bir
zincir
kurmuşsunuz. Allah arttırsın!!!
- merhaba hoşgeldiniz! nasıl yardımcı olabilir im?
- merhaba, bir ekmek alabilir miyim?
- köy ekmeğ i, yayla ekmeği, tam buğdaylı ekmek...
- normal ekmek
- beyaz ekmek mi?
- evet lütfen
- başka bir isteğiniz var mı?
- yok teşekkür ederim.
- dilimlememi ister misiniz?
- gerek yok.
- 85 kuruş, kasaya ödüyorsunuz. teşekkür ederiz, afiyet olsun
- sağolun.
- ne vardı?
- bir normal ekmek vardı.
- beyaz ekmek mi?
- evet.
- 85 kuruş.
- buyurun.
- başka bir şey var mıydı?
- hayır.
- üzümlü kurabiyemizinden tatmak ister misiniz?
- teşekkür ederim istemiyorum.
- 15 kuruş para üstünüz.
- teşekkür ederim,
- beyefendi fişinizi unuttunuz.
- teşekkür ederim.
- biz teşekkür ederiz, afiyet olsun.
evet sadece 1 ekmek aldım ve bu kadar diyaloğa girdim. olması gereken; ekmeği alırsın, parasını verirsin gider evine yersin. bu kadar soru niye? hem bakkaldaki özgürlüğün de yok burada.bakkalda ekmekleri ellersin, kıtır olanını seçer gazetenin arasına sıkıştırırsın. paranın üstüyle ne alacağına karar verirken gofretleri-kekleri karıştırırsın.ama bunlar senin düşünmene izin bile vermiyorlar, sanki senin yerine tüm olasılıkları düşünmüşler ve senin düşünerek zaman kaybetmeni istemiyorlar.biz sizin yerinize düşündük, seçenekleriniz şunlar, sadece karar verin. bir de önce kağıt ambalaja, ardından naylon torbaya koyuyorlar ekmeği sanki eve giderken açıp kenarlarını koparmayalım diye. yasak bir şey taşıyormuşsun hissi veriyor insana bu durum. bu nedenle buranın konsept fikri muhtemelen bir anneye ait olabilir. bir de senden sonra gelen kişiye de aynı cümleleri aynı ses tonuyla kuruyorlar ya, sıradan hissediyorsun kendini. devam eden sürecin bir parçası. halbuki bakkalın her gelen müşteriyi karşılama biçimi ve muhabbeti ayrıdır, kimini ismiyle karşılar, kimini tuttuğu takımın adını anarak, kimini ise takma adıyla veya argo bir kelimeyle.kendini özel hissettirir bu durum. ama artık ekmeği bu tarz yerlerden, mutfak alışverişlerini ise süpermarketlerden yapıyoruz mecburen,miktar olarak daha fazla diyolağa girmemize rağmen iletişimimiz daha da zayıflıyor.bakkal diye bir şey kalmadı çünkü, onların bıraktıkları köşe başlarını sadece küçük bir camdan alışveriş yapabildiğiniz, içine bile giremediğiniz büfeler kaptı.
para her şey midir? kısmen evet. her şey olmasa bile bir çok şeydir.
şuan komşu fırının ritim istanbul şubesindeyim. kahvaltı yapıyorum ayıptır söylemesi.
Türkiye'deki peynirli poğaçaların sadeden daha sade oldukları geyiğini biliyorsunuz. komşu fırında peynirli poğaça gerçekten baya peynirli ve lezzetli.
sarımsaklı çöreğini de deneyin derim bir ara.
Ayrıca simit sarayından kesinlikle ucuz.