hakkı yenen, değeri geç anlaşılan topçudur. bunun döneminde dünyanın en iyisi tsubasa olarak gösteriliyordu. evet belki tsubasa kadar teknik değildi ancak takımına yaptığı katkı en az tsubasa kadardı. her şeyden önce günümüzde artık saltanatları sona eren artist 10 numaralar gibi değildi bu çocuk. tsubasa' nın aksine topsuz oyunda da vardı. evet oyun zekası, tekniği tsubasa' nın gerisindeydi ama uzak mesafelerden attığı etkili şutlar ve en önemlisi 90 dakika boyunca durmadan koşması, rakibi bozmasıyla, oyunun iki yönünü de oynayarak total futbolun gereklerini yerine getirmesiyle gönlümde taht kurmuş bir adamdır hyugo. yalnız fazla hırslıydı ve bazen bu hırsı olumsuz sonuçlar doğurabiliyordu. yani kaptandı sonuçta daha sakin olmalı arkadaşlarına örnek olmalıydı. yine de tsubasa gibi saha dışında yaptıklarıyla da gündemde kalmazdı. sahaya çıkar topunu oynardı.
bunun tsubasa ile beraber japon milli takımında bir maçı vardı. Bir kaleciye uğraşıp uğraşıp gol atamıyorlardı. sonra ikisi aynı anda şut çekiyorlardı kaleye kaleci yine kurtarıyordu, "niye gol olmuyor lan" diye şaşırıyorlardı.
"Len olum kalecinin üstüne çekerseniz kaleci tabi kurtarır, köşeye vursanıza" diye koskoca milli takımda bir Allah'ın kulu da müdahale etmiyordu. Hey gidi günler hey.
