Nobel ödülü* sahibi norveçli yazar(1888-1952)bir dönem hitlere olan yakınlığı dolayısıyla nazi olmakla suçlanmıştır.açlık isimli kitabı okunmalı,okutulmalıdır**
çok güzel aşk tanımları yapmış bir yazar.
--spoiler--
asktır önünde kralların başları yerlere eğilir, saçları sokakların tozuna süpürgedir;
aşktır krallara olmayacak sözler fısıldatır, kral güler, dilini çıkarır..
tanrı 'nın ilk sözüdür aşk, tanrı'nın zihninde beliren ilk düşünce..tanrı "nur olsun!" deyince aşk doğdu. tanrı yarattığı bunca şeyi kusursuz yarattı, yarattığı bunca şeyi olduğu gibi bıraktı. ve aşk dünyanın kaynağı, dünyanın sultanı oldu; ama aşkın yolları çiçekle ve kanla doldu.
--spoiler--
anlattığı hikayeler kazancakis'in yazdıkları gibi bize ve kültürümüze çok uzak değildir, artısı kazancakis kadar uzun betimlemeler ve ağır sos kullanmaz. orta ve lise çağındaki çocuklarınıza okuma alışkanlığı kazandırmak isterseniz, hamsun iyi bir seçimdir.
baktım ki güzel sözlüğümüzde sadece açlık adlı romanıyla tanınıyor; üzüldüm. efenim kendisinin victoria, sonbahar yıldızları altında, rosa, pan gibi müthiş ötesi kitapları da mevcuttur. okuyunuz, okutunuz.
çoğu kitabı hikaye bakımında bilindik ve yaşanan olayları konu alır. Ancak bu onu katiyen sıkıcı ve kötü bir yazar yapmaz, aksine takındığı üslupla okurun hayatından bir kesimi aktarıyormuş gibi gelir kimi zaman. Özellikle pan, sonbahar yıldızları altında gibi kitaplarda işlediği ''karşlıksız aşk'' teması sanki benim hayatımın küçük karelerinin kelimelere yansımış şekliydi.
Eğer ağır edebiyattan hoşlanıyor ve kelimelerdeki edebi doygunluğa ulaşmak istiyorsanız behçet necatigil çevirileri tavsiye edilir.
'açlık' adlı kitabıyla tok insanı acıktırıp, karnına sancılar girmesine yol açabilecek yazardır,
Yazar norveçli olduğundan hem soğuk hem açlık iliklerinize işler.
1920 yılı nobel edebiyat ödülü seçici kurulu'nun onu ödüle layık görme gerekçesi şudur;
"markens grode* adlı muazzam çalışması nedeniyle."
onunla ilgili türlü rivayetler çıkarılmıştır ki bunlardan en aşağılık olanı; onun nazi yanlısı bir hitler sempatizanı olduğuna yöneliktir.
kendisi de nobel edebiyat ödülü sahibi olan Selma Lagerlöf Bu kitabı için `knut hamsun'a gönderdiği mektubunda, şunları yazmıştır :
"Dünya Savaşı olurken, milletler, ordular, yüzyıllardan miras bunca emeği kırıp parçalarken; yapıcının, çiftçinin, göçmenin yaratmaktan duyduğu hazla dolu kitabın çıktı.
Liderlerin, milletlerin yakıp yıkarak, kesip biçerek yeni topraklar, ülkeler peşinde kızıştıkları bir sırada, sen basit bir adamı, eline bir balta, bir de saban vererek kutsal bir savaşa yolladın. evvelce hiçbir kalemin tasvir etmediği bir savaştı bu. toprakla savaş!
Senin bu kitabın, dünya kuruldu kurulalı insanoğlunun gönlüne ferahlık veren tek şeyin; zahmetli yorgunluklar, sabırlı çalışmalar olduğunu, insanoğlunun ancak böyle çalışmalarla vücudunu zindeliğe, hayatını mutluluğa, ismini saygıya ve hatırasını ölümsüzlüğe ulaştıracağını ispat etti."
- böylesi naif bir insanın bir nazi yanlısı ve hitler sempatizanı olabilmesi sizce mümkün müdür?