knut hamsun

entry76 galeri4
    26.
  1. 27.
  2. ismini gördüğüm anda karnımın acıkmasına sebep olan merhum kişi...

    ama adam yazarken aç kalmış da öyle yazmış, bilmeyenler varsa aktarayım dedim...
    1 ...
  3. 28.
  4. 'açlık' adlı kitabıyla tok insanı acıktırıp, karnına sancılar girmesine yol açabilecek yazardır,
    Yazar norveçli olduğundan hem soğuk hem açlık iliklerinize işler.
    3 ...
  5. 29.
  6. çoğu kitabı hikaye bakımında bilindik ve yaşanan olayları konu alır. Ancak bu onu katiyen sıkıcı ve kötü bir yazar yapmaz, aksine takındığı üslupla okurun hayatından bir kesimi aktarıyormuş gibi gelir kimi zaman. Özellikle pan, sonbahar yıldızları altında gibi kitaplarda işlediği ''karşlıksız aşk'' teması sanki benim hayatımın küçük karelerinin kelimelere yansımış şekliydi.

    Eğer ağır edebiyattan hoşlanıyor ve kelimelerdeki edebi doygunluğa ulaşmak istiyorsanız behçet necatigil çevirileri tavsiye edilir.
    3 ...
  7. 30.
  8. baktım ki güzel sözlüğümüzde sadece açlık adlı romanıyla tanınıyor; üzüldüm. efenim kendisinin victoria, sonbahar yıldızları altında, rosa, pan gibi müthiş ötesi kitapları da mevcuttur. okuyunuz, okutunuz.
    4 ...
  9. 31.
  10. bülent ecevit'in en çok sevdiği şairlerden birisidir.
    1 ...
  11. 32.
  12. Dünya Nimeti adlı kitabıyla 20. yüzyıla damgasını vuran yazar.Kendisi bu kitabıyla Nobel Edebiyat Ödülü Almıştır.
    2 ...
  13. 33.
  14. defalarca okuduğum halde sıkılmadığım tek yazar.açlık kitabını 6 kere okuyup, kitaplarının bağımlısı olduğum dahi yazar.
    1 ...
  15. 34.
  16. 35.
  17. ortaokul 1. sınıfta ve hayatımda okuduğum ilk romanın yazarı. (bkz: göçebe)
    1 ...
  18. 36.
  19. 37.
  20. 1859- 1952 yılları arasında yaşamış norveçli, nobel ödüllü yazar. asıl adı knud pedersen' dir. yazdığı birkaç başarısız roman denemesinden sonra uzun süre aç kalarak çok sayıda eserleri arasındaki en önemli eseri olacak açlık adlı romanını yazmış ve büyük ilgi görmüştür. diğer önemli eserleri dünya nimeti, pan ,victoria ve kahramanı aynı karakter (knud pedersen) olan üç farklı romanın birleştirilmesiyle oluşan göçebe adındaki romanlarıdır.
    1 ...
  21. 38.
  22. açlık romanını kendi açlık deneyimlerine dayanarak yazmıştır.
    1 ...
  23. 39.
  24. açlık kitabı sayesinde her paraya sıkıştığımda gömlekle, rotring kalemle borç veren adam varmı diye merak ettiren yazar.
    1 ...
  25. 40.
  26. "Açlık" adlı romanını okuyup beğenmeyenler varmış; tok karnına okudukları için olabilir mi !?
    3 ...
  27. 41.
  28. 1920 yılı nobel edebiyat ödülü seçici kurulu'nun onu ödüle layık görme gerekçesi şudur;

    "markens grode* adlı muazzam çalışması nedeniyle."

    onunla ilgili türlü rivayetler çıkarılmıştır ki bunlardan en aşağılık olanı; onun nazi yanlısı bir hitler sempatizanı olduğuna yöneliktir.

    kendisi de nobel edebiyat ödülü sahibi olan Selma Lagerlöf Bu kitabı için `knut hamsun'a gönderdiği mektubunda, şunları yazmıştır :

    "Dünya Savaşı olurken, milletler, ordular, yüzyıllardan miras bunca emeği kırıp parçalarken; yapıcının, çiftçinin, göçmenin yaratmaktan duyduğu hazla dolu kitabın çıktı.

    Liderlerin, milletlerin yakıp yıkarak, kesip biçerek yeni topraklar, ülkeler peşinde kızıştıkları bir sırada, sen basit bir adamı, eline bir balta, bir de saban vererek kutsal bir savaşa yolladın. evvelce hiçbir kalemin tasvir etmediği bir savaştı bu. toprakla savaş!

    Senin bu kitabın, dünya kuruldu kurulalı insanoğlunun gönlüne ferahlık veren tek şeyin; zahmetli yorgunluklar, sabırlı çalışmalar olduğunu, insanoğlunun ancak böyle çalışmalarla vücudunu zindeliğe, hayatını mutluluğa, ismini saygıya ve hatırasını ölümsüzlüğe ulaştıracağını ispat etti."

    - böylesi naif bir insanın bir nazi yanlısı ve hitler sempatizanı olabilmesi sizce mümkün müdür?
    3 ...
  29. 42.
  30. bir yazar. sadece açlık eserini okudum şimdiye kadar, üstelik öyle bir dönemimde okudum ki... hani hep derler ya "adam beni anlatmış ya." işte öyle bir dönemde okudum. bir kitap okumanın, kitabı anlamlandırabilmenin en iyi yolu özdeşlik kurmaktır (tabii ki her zaman geçerli bir şey değil bu), birçok eseri özdeşlik kurarak okuruz, işte açlık'ta benim yaptığım şey tam olarak buydu zira kitapta anlatılan kahraman kadar olmasa da ömrümün en terso zamanında bu kitapla tanıştım ve okudum ve çarpıldım. bu çarpıcı eserinden dolayı kendisine ne kadar hayır duamı göndersem azdır. bir paket çiziyle ayakta durmaya çalışan bedenime bir ilaç gibi geldiğin ve ilham verdiğin için teşekkürler knut hamsun.
    2 ...
  31. 43.
  32. açlık kitabının yazarı.

    kitabı daha iyi hissedebilmek için, aç karnına okunmasında fayda var.
    4 ...
  33. 44.
  34. açlık romanı tok karnına okunmamalı olan yazar.
    4 ...
  35. 45.
  36. göçebe serisinin üçüncü romanında (son mutluluk) kaldığım yazar.
    3 ...
  37. 46.
  38. 25 yaşında doktorun ''birkaç aya ölecen evlat bu süre içinde ye, iç, gez'' dediği, fakat 93 yaşında mezar kaçkını ex bir führerci olarak ölen norveçli edebiyatçı. kitaplarının çoğunun henüz türkçemize kazandırılmaması bir yana, führerci olduğundan mıdır bilinmez ingilizce'ye de çevrilmemiş pek çok kitabı vardır. hayır führercileri sansürleyen ve çoğulculuğu istemeyen bu öküz zihniyet führerin askeri ve tıbbi yeniliklerini çatur çutur kullanıyor ona yanıyorum.
    1 ...
  39. 47.
  40. açlık isimli müthiş bir şahesere sahip yazar.
    arkasında şöyle bir şey yazıyordu sanırım!
    açlığı iliklerinize kadar hissedceğiniz okurken elinize bir parça ekmek alıp atıştırmak isteyeceğiniz bir kitap.
    açlıkla boğuşan ve ilhamı tıkanmış bir yazarın hikayesini anlatır.
    diyet yapanlara tavsiye edilmez!
    1 ...
  41. 48.
  42. askerliğimi yaptığım bir dönem koğuşta yatakta nöbette bazen gizli bazen de açık açık okumuştum açlık romanını.. komutan küfretmiş, fazladan nöbet kakalanmış, tezkere hesabım tutmamış, hepsi fasa fiso olmuştu benim için, varsa yoksa açlıktı dünyayı kasıp kavuran, ötesi yalandı, yalanın tillahıydı.. toprağın bol olsun hamsun dayı diyor ve göçebe adlı beni ayrı bir etkileyen romanından kısa buklelerle sözlerime burada son veriyorum, saygılar..

    --spoiler--

    *

    evet, herkesin iyi, güzel saatleri olur.. bir tutuklu, arabada darağacına götürülmektedir, oturduğu tahtanın çivisi bir yerine batarsa hafif yana çekilir, şimdi daha rahattır..

    *

    bilge, ne anlar bilge, kadından ?

    birincisi, ancak yaşlandıktan sonra bilge olmuştur, böyle olunca da kadını artık sadece anılarıyla tanır.. ikincisi, kadını hiç tanımamıştır ki ona ilişkin anıları olsun!

    bilge olmaya kabiliyetli adam, cimrice yalnız bu kabiliyetiyle uğraşır, ona bakar, onu besler, önünde taşır, götürür onu, onunla geçinir.. bilge olmak için kadına gidilmez.. kadın üzerine düşüncelerini yazan, dünyanın en bilge dört büyük adamı, bu düşünceleri kendi kafalarından bulup çıkarmışlardı.. iğdiş edilmiş öküzlere binmiş genç, ihtiyar bilgelerdi bunlar.. kadını kutsallığı, tatlılığı, vazgeçilmezliğiyle tanımadılar; hayır sadece kadın üzerine yazdılar, yalnız yazdılar.. tasavvur edin, kadınla karşılaşmadan, kadın nedir hiç görmeden!

    *

    ben bu işi daha da önemli görebilirim, çünkü buralarda dolaşacak ve düşüneceğim: örsümde koca koca demirler var dövülecek! nietzsche olsa şöyle derdi herhalde : "söylediğim son sözü beğendi insanlar; beğendiler ki başlarını salladılar!"

    benim son sözümse şu oldu: ormanlara gitmek! anlamıştım çünkü: yalan ya da saçma olacaktı benim son sözüm..

    o yüzden (bkz: nietzsche) gibi konuşmadım, yalnız kalkıp ormanlara gittim..

    **
    --spoiler--
    3 ...
  43. 49.
  44. "piskopos paul ün mührünü kaybetmiş olmam canımı sıkıyordu. ben bu mührü onun soyundan olan birisinden almıştım, yazın hep yelek cebimde taşırdım; şimdi aradım bulamadım kaybetmişim. evet ama bir zaman bu mührün bende oluşu, kaybımın acısını karşılar canım."

    (...)

    "başımı sallıyor: "ne tuhaf, inanılır şey değil." diyorum. "öldü." sonrası hiç tabii! bense henüz yaşıyorum. onun ölmesi beni üzmemeli aslında; çünkü ben bu ölüm acısını karşılayan sevinci, o gözlerin hiç de hak etmediğim bakışlarla bana baktıkları zaman aldım. böyledir herhalde." *

    böyledir herhalde.
    bu iyimserliğe eşlik eden dizeler de var;

    "sanki bir güzelliği ödüyoruz
    belki bir güzelliği ödüyoruz." *
    1 ...
  45. 50.
  46. asıl adı knut pedersen'dir. yazarlıkta kullandığı hamsun adını, babasının 1863'te yerleştiği hamsund köyünden almıştır. çocukluğu ve gençliği kırsal bölgede geçti. üniversiteye gitmek için yeterli
    parayı bulamayınca, çalışmak üzere abd'ye gitmiş ancak 1884'te beklediğini bulamamış olarak norveç'e geri dönmüştür. ama iki yıl sonra yeniden abd'ye gitmiş, orada edebiyat üstüne konferanslar vermekten tramvay biletçiliğine kadar, çeşitli işlerle uğraşmıştır. 1889'da norveç'e dönüşünde amerikan yaşamını eleştiren bir makale yayınlamıştır. ilk romanı olan açlık'ın büyük başarı kazanmasından sonra, hayatını yazarlıkla kazanmaya başlar. 1920 yılında nobel edebiyat ödülünü kazanan yazar eğitim almamasına rağmen kendini iyi yetiştirmiştir. bu ödülü kazanmasına sevinmemiştir bile. çünkü hamsun; yalnızlığı seviyor, ödüllerden ve kutlamalardan nefret ediyordu. yaşamı boyunca
    kendi kendiyle başbaşa kalmak ve ruhunu dinlemek istediğinden dolayı, günlük işlerden kaçınmış 1952 yılında da ölmüştür. hamsun 25 yaşındayken doktorlar tarafından "birkaç aylık ömrün kalmış" tanısı konulmuş olmasına rağmen 19 Şubat 1952`de 93
    yaşında ölmüştür. bu iyileşmeyi kimse anlayamamış fakat daha sonra knut`un güçlü, iyimser irade gücüyle iyileşebildiği söylenmiştir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük