evin tüm odalarının, bir milim boşluk olmayacak şekilde halıyla kaplı olması. bilimum elektrikli aletlerin, (fırın, bilgisayar, müzik seti, televizyon ve dvd gibi..) hatta koltukların tepesinde bile çeyizden kalma dantellerin kullanılması. Eve gelen misafirle birlikte televizyon seyredilmesi, iki çift kelamın sadece misafiri karşılarken ve yolcularken edilmesi. banyoda sabunluk olarak, musluğun hemen yanına, duvara monte edilmiş mıknatıslı plastik kırmızı ojeli bir el kullanılması.
- misafir geldiğinde ayaklarına verilmek üzere gayet simetrik bir şekilde sıralanmış ayakkabılığın hemen yanında beklemekte olan ev terlikleri.
- salonda bir vitrin, o da değilse bir büfe ve ayna ikilisi, onların üzerinde bekleyen bir şişe kolonya ve rengarenk şekerle dolu şekerlik ikilisi, misafire ikram edilmek üzere hazırda bekleyen. tercihen bu kolonya şişesine bir de dantelden kılıf giydirilmiştir.
- dış kapıda, zilin hemen yanında yahut kapı deliğinin hemen altında, altın görünümlü bir kalıba oyulmuş, aile babasının ismi ve mesleği yazılı plaketin biraz ufağı bir cisim.
- mutfak dolabını açtığınızda, su bardaklarının ters kapalı olup, altlarında da dantel kılıklı bir örtü olduğunu farkedeceğiniz şekilde döşenmiş bir bardak dolabı.
- kaşıklıktaki, kaşıkların üstünü "toz girmesin" amacıyla örten bir adet nakışlı mutfak bezi.
- perdelere iğnelenmiş yahut dikilmiş, dantelden yapılmış ve sertleşmesi suretiyle üzerine şerbet dökülmüş minik şapkalar veya kelebek şeklindeki süsler.
- buzdolabının kapısı, gardrop ve bilumum dolap kapılarının tutacaklarına bağlanmış, örgüden örülmüş, büyük ihtimalle annenin çeyizinden çıkmış süsler. hani şu uzun ip şeklinde, iki tarafında ponpon kılıklı şeylerden bulunan.
- annenin yatak odasında bulunan ve hiç kullanıldığı görülmemiş, tuvalet masasının üzerinde aksesuar niyetine duran makyaj ve süs eşyaları. altlarında annenin en sevdiği, en el emeği göz nuru dantellerden bulunur.
- evin içinde iki adet tuvalet bulunuyorsa, birinde alaturka diğerinde ve daha büyük ve banyolu olanında mutlaka alafranga vardır. iki tip insana da hizmet amaçlı olarak. iki tuvaletin hemen yanında da su dolu ibrik veya ibrik kılıklı bir cisim bulunur. o da yoksa alaturka tuvaletin hemen yanında küçük bir musluk ve bu musluğun ucundan tuvalete doğru uzanan bir hortum.ekstra temizlik için de tuvalet kağıdı.
- evin çeşitli yerlerinde karşılaşabileceğiniz, ama genelde mutfakta, kap kacak olarak kullanılan plastikten eski sabun veya yoğurt kutuları. dolabı açtığınızda üzerinde "çiti" veya "pınar yoğurt" yazan iki kabı bir arada görmüşseniz, emin olun ki birinin içinde pirinç diğerinde de bulgur vardır.
"akşam yemeğinden sonra televizyonun başına geçilmesi" gibi dünyanın en antisosyal, en iletişimsiz eylemini de barındıran tiptir * ki tez zamanda eski akşam sohbetlerine dönülmesini dilerim sözlük! saygılar...
başlığa biraz daha soyut ve manevi anlamda yaklaşırsak, sıcacık ve insani bir evi tipini yansıtır bize. hey gidi gözünü sevdiğimi türkçem..arkamdasın biliyorum..
efendim şöyle ki, türk insanının kalıplaşmış bir nevi dillere pelesenk olmuş sıfatı misafirperverliktir. bu nedenle türk ailesinin evinde muhakkak misafirleri ağırlamak amacıyla yatak şekline bürünebilen kanepe, koltuk vb eşyalar konuşlandırılır. konuşlandırılır ki, çoluk çocuk, abla kardeş, enişte bacanak, kayınço, baldız hepsi kalabilsin evde. sıcak bir aile ortamı olsun, yemekler yensin, aslan sofraları kurulsun, muhabbetler türk sanat müziği ile şenlensin. hatta sertliğiyle ünlü damat bey bile eşine; hadi hanım kap bir çay bardağı azıcık da sen iç aslan sütü desin...
türk aileleri kalabalıktı eskiden.. kadir kıymet bilirdi, toplanmayı severdi, bayramlarda ve her fırsatta birarada olmayı severdi..birlik olmayı severdi..bu nedenle uyumak için yer aramak zorunda kalmazdık hiçbirzaman..muhakkak kafamızı koyabileceğimiz döşekler olurdu her zaman..
oysaki şimdi türk aile tipi de minimalist takılmaya başladı. hem hayatını küçülttü hem de eşyalarını hayatla beraber..
şu anda kendi evlerimizde göremesek bile anneanne ya da babaanne evleri bu tiptir. salondaki koltuklar oymalı kakmalı ahşaplı ve kendinden desenli yer yer kadife bir kumaşla kaplıdır. bir köşede mutlaka koltukla takım iç içe geçmiş sehralar bulunur. ortada da daha büyük, camdan bir sehpa vardır. bu sehpanın üzerinde dantel örtüler (bunlar takımdır. televizyon, müzik seti gibi aletlerin üzerine de birer tane koyulur bunlardan. hatta bazı evlerde koltuk kenarlarına da görebiliriz) bu dantel örtülerin üzerinde ise içi yapma çiçek dolu kristal vazo ve içinde bayatlamış şeker olan şekerlik vardır. ailenin annesinin oturduğu koltuğun üzerinde rengarenk bir battaniyemsi vardır kış aylarında. anne bunu dizlerine örter. mutfağa girdiğimizde duvarda saatli maarif takvimi asılı olduğunu görürüz.
GiT GiDE ALIŞKANLIKLARIMIZDAN, KÜLTÜRÜMÜZDEN DEMEK iSTEMiYORUM AMA YAŞAM BiÇiMiMiZDEN YAVAŞ YAVAŞ VAZGEÇMEYE VE HATTA KOPMAYA BAŞLADIĞIMIZI DÜŞÜNÜRSEK, YAKLAŞIK 10-15 YIL ÖNCE VE O YAŞAMI BU ZAMANA KADAR TAŞIYAN AiLELERiN YAŞADIĞI EVDiR DiYEBiLiRiZ. ESKi EVLERiN EN BÜYÜK ORTAK ÖZELLiKLERiNDEN BiRi OLAN SAOLUNUN EViN TAM ORTASINDA OLMASI, YANi TÜM ODALARIN SALONA AÇILMASI iLK GÖZE ÇARPAN DETAYDIR. ViTRiN, TELEViZYON, "MÜZiK SETi" ÜZERiNDEKi DANTELLER iSE VAZGEÇiLMEZLERDENDiR.
salonda mutlaka bir vitrin boyle en büyüğünden , salonun tam ortasında bir masa, her yerde biblo ,süs eşyaları , duvarlar genelde beyaz,acık mavi , sonra evin hiç bi yerine çıplak ayakla basılamaz çünkü her yer halıyla kaplıdır ..