Kitapları renk renk mi, boy boy mu dizersin, üst üste mi yoksa dik mi koyarsın? Orası sana kalmış. Tam bir özgürlük alanı. Kimse "neden kalp grafiği gibi biri kısa biri uzun duruyor?" diyemez. "O kitap hiç oraya olmuş mu?" Diye soramaz. Dese de, sorsa da zaten onu ilgilendirmez.
Kitaplık düzeltin. Kafanıza göre, elinize gelene göre, isterseniz öylesine.
ne biçim evler lan bunlar. göt kadar ev. sığmıyorum işte. şu alçak tavan hikayesine, yemin ederim emlakçıya odanın altı metrekaresini götürüp ver lan paramı demek istiyorum.
neyse, evvela eski kütüphanenizden artan rafları yan devirip yerleştirmeye çalışmayın. sığmıyor.
önce yeni bi kitaplık yaptırmak lazım. sonra bi kısmını eşe dosta, kütüphanelere bağışlamak lazım...
Özellikle üniversitedeyken ısrarla final zamanlarına denk getirdiğim eylem.
Bu sefer yayınevine göre mi dizsem yoksa boyutlarına göre mi dizsem ya da türüne göre mi dizdem...
kitapları dağıtıp, hevesli hevesli geri dizmeye başlıyorum. sonra aralarında çok sevdiğim ya da okurken sıkıldığım fakat güzel olduğunu bildiğim bir tanesine denk geliyorum. Ondan sonra "hadi şuna başlayayım" diyerek tüm dağıttıklarımı bir çırpıda topluyorum.
can sıkıntısına, moral bozukluğuna birebir. ne zaman moralim bozuk olsa kitapları rengine göre dizerim. sonra alfabetik olarak ya da konusuna göre de dizerim. o günkü ruh halime göre değişir. ama işe yarar. çoğu sıkıntıyı unutturur. yeni başlayacaklara bir tavsiye olarak en eğlencelisi rengine göre düzenlemek.
beni motive eden ve zaman zaman gerçekleştirmekte olduğum eylem.
kitapları türlerine ve görüntü açısından daha estetik görünmesi için boyutlarına göre kategorize etme eylemini canı sıkılan ve yapacak bir şey bulamayıp da farklılık arayan herkese öneriyorum.
dipnot: kitaplığın düzenlenmiş o son halini görmek ekstra bir mutluluk verir, hemen ardından çikolatanızı yerken de keyif kahvenizi yudumlayabilirsiniz.