bugün

kafası entelektüel dönüşüme basmayan insanların kitap okumayı küçümsemekten başlayan maceraları, asırlardır devam eder gelir bu coğrafyada.
böyle bir ülkede kitap okumak değil, okumamak marifet haline gelmiştir.
(bkz: kültür mantarı)
(bkz: entel mi olucan lan başımıza)
aynı zamanda her rock-metal müzik dinleyene satanist muamelesi yapan insanların bulunduğu bir ülkede yaşamaktır.
+bırak ulan şunu hattat mı kesilecen başımıza git odun kes
-ya bi git başımdan, en sürükleyici en öğretici yerindeyim kitabın
+hadi lan ordan, bunca senedir okudun da ne oldu, git odun kes limon sat
-tamam odun kesebilirim, senden başlayayım mesela, harrt hurrt
gibi bir diyalog yüzünden bir süre sonra mekan değiştirmesi gereken kişidir, okumalıdır kitabı her halûkârda.
(bkz: hor gorme kim bilir ne derdi vardir)
"e artık yuh a.q herşey bitti bunu mu buldunuz bok atcak ülkeme?" dedirten söz öbeği. bu kadar çok kitap okuduğunu daha ilk cümlesinden belli eden ya da iddia eden kişilerin hala bir milleti ayakta tutan şeylerden en önemlisinin kendi ülkesine, insanına, kültürüne saygı duyamsı ve bağlılığı olduğunu öğrenememiş. bu ülkeye yıllardır her konuda bok atıyorsunuz, madem beğenmiyorsun arkadaşım git o zaman?

hem ben kitap okuyorum diye daha hiç hor görülmedim. sen kalkıp en olmadık zamanda yerde kitap okumaya çalışırsan biri de çıkar "kalk lan y.rraam işimiz var" der, kitap okumayı hobi olarak değil de artislik malzemesi olarak kullanırsan ben de tepki koyarım sana.
kötü bir durum.
bizim burda kitap okuyanların önce gözlerine inanılmaz bir ışık hüzmesiyle tecavüz ederek görme yetilerini engelliyorlar. sonra kitabı tuttukları parmaklarını kesiyorlar. okuduklarını aktarmasınlar diye kafalarını kırıp içinden beyinleri çıkarıyorlar.. hor görmüyorlar ama işkence var, bu daha kötü. halinize şükredin.

okuyun a koçlar piliçler.. babamın hem çalıştım hem okudum lafı gibi, hem hor görüldüm hem okudum diye çocuklarınıza, komşularınıza falan anlatır iki karizma yaparsınız.

takılmayın kardeşim böyle ucuz oyunlara. vazgeçin o kötü arkadaşlarınızdan. uslu çocuklar olun. lütfen mesgul etmeyin bizleri de. kitabın kaçıncı sayfasında oldugumu unuttum. {hor görmüyosunuz dimi lan}
- o ne?
- kitap.
- adi ne?
- budala.
- yazari kim?
- dostoyevski.
- kaç paraya aldin?
- zar zor pazarlikla sahafla pazarlik yaptim 5 kagida aldim.
- bu kitabi budalalar okur, git dersine calis, paranı boktan seyler için harcama.
- evet sizin gibi akıllı olmak icin dersimi calisacağim.

kendini pek akıllı zanneden montofon bir akrabam ile bir diyalogumdur. şimdi kendisi hala koydugum yerde otlamakta ve posta gazatesi okuyarak leziz fikirlerini ahaliye sunmaktadir. ahali onu ciddiye almamakla beraber yüzüne karsi götüyle gülmekte ve kalas hala göt olmanin dayanilmaz hafifliği ile cahiliğin vermiş oldugu gururla hindi gibi kabararak dolanmaktadir.

tamam kitap okuyarak alim olunmaz ama düsünme ve düsüncenin disa vurumu anca tecrube harman edilerek, okuyarak ögrenilir.

ülkemizde kitap okuyanlara moron gözüyle bakildiği müddetce yasamak elemli ve zor bir şeydir. fakat yasanilan cagi iskalayip ibo show seviyesinde yasamak yasamak midir?

seda sayan izleyip üstüne üstlük bos yere böbürlenmek?

ne bileyim işte kro bir gösteriş içinde papaganlik yapmayi seviyorsaniz okumayin arkadas.

ana dili boyutu ile cagini tasvir edenlerin gercek saygiyi hakettiğini biliyoruz.
ona ortak olmak istemek, varsin ezilme aşagilanma, entel dantel yaftasini yeme sebebi olabilir.

fakat akıl denilen melekenin üzerine bagdaş kurup tembel tembel göt büyüten bir toplumuz.

evet bugun onlar sözde kazanabilir ve yasadim diyebilir.

merak etmeden saksı gibi tokat marifeti ile sahip olduklari parayla alinan polifonik elektronik baglama melodili cep telefonlu alemleri ile, zevksiz dösenmiş salonlari, osursan dagilacak birbirinin esi olan arabalari - ah cücü c4 kullaniliyorum impala'Dan daha iyi- toplu konut denilen konserve kutularinin varliği ile övünebilirler.

belki deparda sizi gecebilirler ama hayatin bir maraton oldugunu unutmayin ve nefesi kuvvetli olanin bu kisa yolcu deparcilari havada karada öptüğünü unutmayin.

evet cölde kum cakil coktur ama vahalar azdir. işte bu dunya da vahalari yok etmeye calisan, merak etmeyi ögrenmeyi şiar edinen kişileri ezemeye calisan çöller vardir.

sözün özü mözü yok işte...
bookcrossing gibi faideli bir şeyin memleket sathında görülememesinin sebebidir.
(bkz: toprağım)