kitap okumak yemek yemek gibidir. her bünye her yemeği kaldırmaz. yemek var, yemek var. kitap var, kitap var. okur var, okur var. hepsinde de fark var. evet..
--spoiler--
Sana hiçbir şey katmayan bir kitabı okumanın ne faydası var.
--spoiler--
Valla roman okuyorum ve eğlenceli oluyor. Bir de kütüphanede yemek yememi sağlıyor yani kitap okuma karşılığında yemek yiyorum. *
kitapları benim gibi aradığınız konu hakkında bilgi almak için kullanıyorsanız. yani baştan sona bitirme gibi garip bir huya sahip değilseniz, kırk otuz seneye yayarak öğrenmeye çalıştığınız, binlerce google aramasına rağmen tam anlamıyla oturtamadığınız bir meseleyi çok yalın örneklerle kavramanızı sağlar.
michio kaku nun geleceğin fiziği de bu türden bir eser.
yabancı dizilerde irdelenen çoğu konu 30 40 sene evvel kitaplaştırılmış!
okuyorsan, ne karşındakileri susturmak ve bilgiçlik satmak için, ne her okuduğuna körükörüne inanmak, ne de konuşmalarına mevzu bulmak için oku.
kitap vardır, ancak tadına bakmak içindir; kitap vardır yutulmak, kitap vardır çiğnenmek ve özümlemek içindir…
başka ifadeyle; kimi kitapların ancak birkaç bölümüne göz atmalı, kimisini baştan sona şöyle bir okuyup geçmeli, pek azını da her ayrıntı üzerinde titizlikle durarak adamakıllı okumalı.
3-4 gündür, -merhum- A. izzetbegoviç'in "Tarihe Tanıklığım" kitabını okuyorum, mühim bir kitap ve bu zamana kadar geciktirdiğim için kızdım kendime, Allah affetsin!.
okumayanları 3 dakika içinde keşfetmeyi sağlar. okumayan, yazamaz. yani düşünemez. düşündüğünü ise iletemez. çünkü, okumak insanı dolduruyor. kitap okumayan kişinin muhabbeti de sarmaz. çünkü, seviyesi ortamı kaldıramaz.
toplumun eksik kaldığı noktalardan biridir bu.
ülkedeki kitap okuma oranına bakıldığında durumun vehameti ortaya çıkıyor.
oysa ki alışkanlığı kişiye ciddi anlamda donanım sağlamış olur.
ve kitap okumanın açlığı da vardır, iştahsızlığı da, bilen bilir...
silahtan daha tehlikeli olduğunu yenileyelim kitabın.