kitapların tozlu sayfaları arasında,kimseden habersiz canlılar yaşar.bunlar okumaktan bihaber,sadece sayfaları yiyen kurtlardır.bu açıklamadan yola çıkarak kitaplarla haşır neşir,çok okuyan,gözlerini miyop eden,araştırmacı ve kültürlü kişilere kitap kurdu denilmektedir.
ayrıca kitap kurdu internetten satış yapan bir kitap sitesidir.ismi kitapyurdu olarak değiştirilmiştir.
ankara konur sokak'ta konuşlanmış sahaf kafe. oturduğunuz masanın konumuna göre kafanıza yandaki rafların üst kısmından kitap yahut koca bir ansiklopedi düşebilir. güzel müzikler eşliğinde tek başınıza saatlerce vakit geçirebileceğiniz minik tefek bir mekandır.
her ay maaşından büyük kısmını kitap almak için ayıran ve bunun sonucunda çok mutlu olan insandır. elindeki dolu poşetlerdeki kitaplarla eve gitmek ve yolda hangisini okuyarak geceye başlayacağını düşünmek kışkırtıcıdır.
kitap okumayı sigara alışkanlığında olduğu gibi tiryakilik mertebesine kadar ilerletmiş kimselerdir. kitap okumayınca rahatsızlık duyarlar, eksiklik hissederler...
1 - en bilineni çok kitap okuyan insan için kullanılır. okudukça düşünceleri daha bir inceleşir, düşünceleri etrafında analiz yeteneği gelişir. konuştuğunda kendisini dinletir. yazdıkları keyifle okunur. sıkı kitap önerisinde de bulunurlar. neredeyse size kitabın künyesi hakkında bile bilgi verebilirler. kitap okumak yemek yemek kadar yaşamsal bir eylemdir onlar için.
ben hatta bu gruba kitap yazan ve çevirenleri de katmak istiyorum. çok okumadan yazar ve çevirmen olunamayacağına göre bu teorimin doğruluğu konusunda ısrarcıyım.
2 - ikinci anlam ise;
yine birinci çeşitle aynı özellikleri kapsar hatta artıları vardır. bu gruptakiler tam manasıyla kurtturlar. her hafta sahafları gezerler, hatta kitap müzeyedelerini hiç kaçırmazlar. en ucuza nereden kitap alacaklarını çok iyi bilirler. mutlaka bir ya da daha fazla konuda kitap koleksiyonları vardır. koleksiyonlarının çeşidi ve sayısı maddi durumları ile ilişkilidir. bu gruptakiler kitap konusunda mülkiyetçilerdir. benin tanıdığım biri örneğin; münif fehim çizim kapaklı kitapları toplamakta. birinci gruptan daha ayrıntıcı oldukları için ayrılırlar.
bir sahafa yeni parti kitap geldiğininin haberini daha yoldayken alırlar. kulakları deliktir. kitap okumanın yanında kitabın satışı, değeri, nadirliği konusunda da bilgi sahibidirler.
bu tür kitap kurtları için yarım sahaf denilebilir. geçim kaynakları kitap satmak değildir ama spesifik oldukları için kendi alanlarında sahafdan daha fazla bilgi sahibi olan insanlardır.
3 - gelelim üçüncü anlama.
kitap okuyan, koleksiyonunu yapan ve satan için pek fazla sevilen bir tür değildir. kitapları yiyerek zarar veren böceklere denir. bu böceklere benzer olan insanlar da vardır.
kitapları yemeseler de topluca yakmayı, basılmasını engeller. ülkemizde bunlardan çokça vardır.
üçüncü çeşit içinde yakan ve yasaklayan zihniyet daha tehlikelidir.
ilk ikisi türk dil kurumu sözlüğüne göre ve bana da mecaz bir anlam taşır. 3. anlam içinde de mecaz olduğunu düşündüğümden tdk sözlüğü ile ayrışmaktayız.
merak ettikleri bir kitaba ulaşana kadar depresyona girerler. o güne dek okudukları yüzlerce kitap, o merak ettikleri kitapla kıyaslanınca birer avuntudan ya da zaman kaybından başka bir şey değildir. ya x kitabı okuyamadan ölürsem diye düşündükçe çıldıracak gibi olurlar. on adet kitap satın almışlarsa, daha ilkini bitirmeden diğer dokuzundan da kesin birkaç sayfa okumuşlardır. sokakta para dağıtıyorlar koş deseniz, kitap okuyorum şu anda diye yanıt verir bu kurtlar. iyi insanlardır ama kitap fetişleri yüzünden iyi dost ya da sevgili pek çıkmaz bunlardan.
asosyalliğin temelini en geçerli kılan sebeptir. yalnızlığı sevdiren, mükemmelliyetçiliği aşılayan ( ki feci durumdur dolaylı olarak işin sonu yine yalınlıktır ) ergenlik dönemini atlatmaya yarayan çömez okuyucunun üst kademesidir. ya da entellektüelin argoca adıdır
antalyada sahaflar çarşısında bulunan, aslında bir sahaf olan ancak zamanla daha çok orjinal kitap satmaya başlamış şirin dükkan. orjinal kitap satmalarının sebebi ise antalyada her tür kitabın bulunamaması. işte böyle bulunamayan kitapları orjinal olarak getirtiyorlar ve tabii yüksek fiyata satıyorlar. kitap fiyatları yüzünden müşteri kaybetseler de istediğiniz kitapları bulamayınca yolunuz mutlaka oraya düşüyor. bu nedenle okuyucular için aslında hep mecburi istikamet oluyor kitap kurdu. istediğiniz kitapları getirtince size mesaj da atıyorlar. hem sahipleri, çalışanları oldukça hoş sohbet. üstelik çok da kültürlüler, okumadıkları kitap yok. eğer antalyadaysanız ve bulamadığınız kitaplar varsa bu küçük, şirin dükkana gidin; mutlaka aradığınızı bulacaksınız.
güzel antalyamdaki en güzel sahaflardan. esasında tam sahaf da denemez orjinal kitaplar da satılıyor ikinci eller de. sahibi ingilizce öğretmeniydi sanırım. adını bilmiyorum ama çok hoş sohbeti vardır. okuduğun tarz doğrultusunda doğru yönlendirmeler yapar. tam bir kitapseverdir. bir çok sahafta orada burada dağılmış ezik büzük kitap görüntüsü vardır ki bunu asla kitap kurdunda göremeyiz. sahibinin bu işi yapmaktaki amacının para kazanmak olduğunu pek sanmıyorum. sağ olsun.
Kitapların huzurlu dünyasında kaybolmanın, ne denli zevkli olduğunu bilen, okumayı boş iş saymayan, okudukça konuşabilen, okudukça kendin, geliştirebilen yegane insandır.
Sait Faik Abasıyanık'ın müze haline getirilen evinin açılışı için heyecanla Burgazada'ya yol aldık.Sahil boyunca ilerlerken önümüze kitap kurdu benzetmesine somut temsili arkadaşımız çıkıyor, adı Fırat.
"Abi Amerikanca okuyabiliyor musun? Onlardan vereyim"
Prof. Dr hüsrev hatemi, " gençliğimde babamın hediyesi bir seri kitabı okumaya başladığımda televizyonlar siyah beyazdı, seneler sonra seriyi bitirdiğimde televizyonlar artık renkli olmuştu." hüsrev hatemi davetli olduğu bir tv programında anlatmıştı bu anısını. bende ekranın karşısında hocanın anlatıklarını dinliyor ve izliyorum, o ara; "ne ettin hüsrev hoca alla'sen" diyede söylendim, * ama o günden sonra ne zaman kitap okumaya başlasam, "ilhamım" dediği o anlamlı sözü her daim aklıma gelir; "ben bütün kitaplarımı yunus emre tadında okuyorum." unutmak mümkün mü?
Okumak için okumuyorsa, Camelote kralından daha kraldır bunlar. Okuduğunu hayata geçirebiliyorsa izmire gelsin demli çay yapayım ona. Biraz bilgi akıtsın bana.