sadece birkac edebi eser okusaydim okudugum en guzel eser derdim ama ne mutlu ki okudugum en guzel eser olmadigindan emin olabilecek kadar cok okudum. iste tam da bundan mutevellit okudugum yeralti edebiyati denemesi niteligi tasiyan siradan bir roman.
boktan bir yayınevine para kazandırmamak için satın almadığım ama koskoca kütüphaneden de edinemediğim kitap.
1 kişiden ne olur demiyorum amk almıyorum işte var mı!
resmen okumak isteyip de okuyamıyorum doğan kitap evi gibi yavşak bir kurum yüzünden.
hakan günday'ı da kınıyorum o yayınevi ile çalıştığı için.
çok da "wowowowo" olmayan bildiğimiz yeraltı tarzı bir kitap.
hani ergenseniz ve ergenlik isyanınız topluma full mevki ilerliyorsa okuyup 1-2 saat etkilenirsiniz onun dışında hemen hemen "toplumun anasını sikym, şişkoym ve yalnızım, deli yalnızım, en d0ru benim,insanlardan kaçıyor yalnızım , yine yalnızım" gibi hiçbir felsefi bir derinliği olmayan benim "ters-kişisel gelişim" kitabı olarak adlandırdığım kitap.
Okusan da okumasan da pek bir şey kaybetmezsin,standart normal,banal.
Başıymış ortasıymış denmeden her yerinden okunabilen, anlattığı bir olaymış gibi görülse de odağı içinde bulunulan durum olan kitap. ayrı bir yere konulması gerekli.
Çok severim, okumam gereken dönemler vardır, o zamanlar geldiğinde çıkarır okurum.
kitap zaman zaman çok ağır ve depresif bir havaya bürünüyor ve okumakta zorluk çekiyorsunuz ama bazende yağ gibi akıyor satırlar. ne kadar bazen okurken zorlansamda kendine ait bir havası olan ve depresifliği yüksek bir kitaptı.
eğer depresifseniz iyice sizi depresif moda sokacak ama hayatın salt gerçeklerini yüzünüze bir tokat gibi vuran kesinlikle ölmeden önce okunması gereken kitaplardan biridir. bir diğeri ise daha'dır.
böyle düşünen kaç kişi var kim bilir. pejmürde herifler.
elimden gelse de sizin gibilerinin hakkından gelebilsem, ama yazmaktan başka yapacak bir şeyim yok.
resmen insanları mecbur bırakıyorsunuz.
hakan, sen de buna ses etmiyorsun madem, madem tuzun kuru;
okumuyorum amına koyayım.
Hayatımın belli bir döneminde hep böyle yaptım zaten. Gözlerinin içine baktım beni bilsinler diye. Kadınlardan bunu bekledim. Birisi gelip 'Evet, ben seni tanıyorum' desin diye bekledim.
Ve o kadına aşık olacaktım. Bu sihirli gün için kafamda bir sürü diyalog hazırlamıştım. Ama sonra anladım ki böylesine insanlar yoktu. Olsalar bile kitap okumuyorlardı.
Kitabı okurken kendimi kayra ile inanılmaz derecede benzer bulmuştum.