insanlardan nefret ettiğim için ve de sorumluluğunu hissettiğim insanlar hariç hiçbir insan ve o insanın değerleri düşünceleri kutsalları benim için anlamsız ve değersiz olduğundan kimseye kin duymuyorum.
kin duymak saygı sevgi değer verme gibi nedensellikler yansımasıdır. kaybetme, zarar görme, hayal kırıklığı, haksızlık vb kendinizde olmasa bile çevrenizde olan yaşanmışlıklarla bu kin oluşur.
daha basit örneklemek gerekirse... sokakta bir köpek bana havladığında ona havlamam, beni ısırsa onu ısırmam. benim için bir hayvan, değersiz anlamsız nefret ettiğim bir şey. insanlarda böyle, bana bağıran küfür eden zarar vermeye çalışan benim için bir köpekten farkı yok. bunun için ona kin kızgınlık öç vb. duyguları hisleri taşımam.
oysa nefret bir nedensellik içermeyebilir.
bu insanın öngörü muhakeme sorgulama gözlemleme vb yapmadan peşin hükümlü olmasıyla bu insana kızar ve kin duyarsınız. yaşadığı pişmanlığı görüp empati yapar ve kininiz geçer.
oysa görüntüye değil de içeriğine bakmadığı, soyut olmasına karşı nefret duyduğunuzda bu nefret geçmez, hep hatırlanır.
Bir konu ile ilgili tanım yapmaktan aciz olan insanlardır. Sadece öfkelerini hiç dinmeyecek şekilde bağırıp çağırırlar. Ayrıca ne kendilerine ne de başkasına bir faydaları olur.
Mustafa Kemal Atatürk demiş ya zamanında ''komünizmin görüldüğü yerde başı ezilmelidir'' diye işte bu lafın aynısı kincilik için de söylenmeli.
hobi olarak kin besleyen insanlardır, arkanızdan kuyu kazmayı severler, hata affetmez kendileri hata yaptığı zaman ise inanılmaz şekilde üste çıkarlar, arkadaş çevreleri genelde fazladır, bu kişiler hakkında bilgi sahibi olunamaz ama o sizin herşeyinizi bilir. çıkar üzerine dönen bir ilişkiniz vardır, çıkarlarınız doğrultusunda kullanabiliyorsanız size maddi olarak çok fayda sağlar, keza kullanamıyorsanız ruhen çökmenizi sağlarlar.