hayatta hiç bir canlıya duyamadığım duygudur. kemalistlere bile. ama şu paraleller zorluyor iyice. ilerde belli olur duyacağım mı duymayacağım mı bu ibnelere.
insanı yeyip bitirir. en sonunda o kadar köreltir ki sizi bu kin denilen şey, vücudunuzun sadece ondan ibaret olduğunu anlarsınız. kin beslemek sadece size zarar verir, beslediğiniz kişiye hiçbir şekilde zararı olmaz. kurtulun bu meretten.
hikâyesi ile kalbime dokunan tek kelime. beslenmesi için büyük külfetlere lüzum yoktur.
hatta kendisi samimiyeti daha da ilerletip size içini dökmek ister lâkin binlerce anıyı aklınızda tutamazsınız!
size özel bir duygudur.
Yılmaz Erdoğan ın Netflix destekli son filmi. Açıkçası, tüm dünyaya açılan içeriklerimiz içinde gurur verebileceğini düşündüğüm 1-2 iş varken bu film, uyarlama olduğunu bildiğimiz hâliyle bile çok eksik kalıyor.
spoiler ile uğraşmak istemiyorum bakalım filmden detay vermeden nasıl olacak ama.. temel motivasyonu insan duyguları ve etik kurallar üzerine kurulu kültür bir yerde.. 1000 yıllık devlet yapısının var olduğu topraklarda aynı hikayeyi anlatmaya çalışmak bir yerde. Olmamış ki.
Yani hayatı cinayet masasında geçen bir amir, aynı mevzuda kendi başı derde girdiğinde bunu anlatır ve çözer arkadaş. E gizemli suçlu konusunda da ters köşe yapacağız diye mantık aradan çıkmış. Ve olmamış maalesef.
yılmaz erdoğan'ın senaryosunu uyarladığı ve başrolünü oynadığı netflix filmi. senaryosu son derece vasat olmuş. orijinal eserde nasıl işlendiğini merak ettim
--spoiler--
hikayenin temel noktası saçma geliyor esas, burada tuncay karakteri küçüklüğünde, zaten babasının baş şüpheli olarak algılanacağı bir cinayet işliyor ve burada babasını suçlu olarak gördükleri için polislere kin tutuyor. burada kin tutmak yerine vicdan azabı duymak bile daha mantıklı. çünkü cinayetin işleniş şeklinde bakılınca aslında polislerin böyle zannetmesi bana gayet doğal geldi, bir insana yemek servis eden, heleki geçmişte dayak yeyip şiddet gördüğü kişiye yemek servis eden bir kişinin, o insanların zehirlenerek öldürüldüğü bir cinayet vakasında bir numaralı şüpheli olması gayet doğal değil mi? çocuk zaten babasının çalıştığı mekanda, babasının yaptığı yemeğe fare zehri katarak babasını gayet açık şekilde suçlu durumuna sokmamış mı? öyleyse neden polislerden intikam alıyorsun? kaldıki bu işin, savcısı var, hakimi var bir sürü karar mercii var, kimse kusura bakmasın da temeli bu kadar vasat olan bir çatışmadan sağlam bir hikaye de çıkamazdı.
--spoiler--
Önceden çok kin duyardım. Lakin şimdi o kadar arındım ki artık kimselere kin duyamam. Sonuçta yaşam anlardan ibaret. Ve tekrar gelmiyor. Zararsız düşmanlık da olsa kötüydü değil mi? Bir daha Tutar mısın? Hayır. Hayatını şekillendirir her düşünce. Dersimi aldım artık bir daha kin duyamam değil mi?