genel itibariyle kimseye güvenmeyeceksin ha ben güvenirim dersen hiç ummadığın zamanda yediğin bi kazıkla ortada sap gibi kalırsın. işte o zaman güvenmemeyi öğrenirsin.
istisnaları ayrı tutmak lazım
şimdiye kadar kaybetmiş olmamın tek sebebidir güvenmek. yalnız güvenilecekse bile güvenmemeye başlıyor insan bir süre sonra paranoyaklığa bağlanıyor bunun sonu.
kazık yemezsiniz, kırılmazsınız, saçma sapan bir kara listeniz olmaz ve her zaman bir b planınız vardır. bu birileriyle beraber vakit geçirip eğlenmenize engel değildir. hem maddi hem manevi güvenmemek gerek
yaşanan travmalar sonucu çok normal karşılanan bir davranıştır. lakin ki anormal olan güvensizlik hissettiğinde nasıl davrandığındır. Kimse kimseye hemen güvenmek zorunda değildir, eğilinmesi ve düzeltilmesi gereken nokta bunu dışarı nasıl yansıttığıdır.
eyyorlamam bu kadar.
insanın yaşadığı birkaç tecrübeden sonra anladığı ve tutunduğu eylem.
Doğruluğu tartışılır. Ancak tabiki bunu arka arkaya darbe yemiş bir insanla tartışamazsın. Çünkü o savunma halindedir. insanlara karşı gardını bu şekilde almayı tercih etmiştir.
erken yaşta öğrendiğim şey. insan eşten, dosttan kazık yer bir süre aklında kalır fakat acısı bir süre sonra unutulur. benimki ayrı bir kazık. anneden yediğin kazık ayrı bir giriyor insana. daha 9 yaşındaydım evden ilk kovulduğumda. boyumdan büyük valizle kapıda kaldığımda kış gününde. bir kabahat işler evlat. döversin sitem edersin ama evden kovmazsın. kovamazsın. ben ne bir kabahat işlemiştim. ne de başka bi bok yemiştim. işlediğim tek suç yanlış ailenin meyvesi olmaktı. 6 ay dayanabildim annesizliğe. tekrar kapısına gittim oda hatasını anlayıp kabul etti..
bir süre sonra hastanede tanıştığı bi adamla evlenme kararı aldı. adam hastaneye alkol tedavisi için yatan birisiydi. kabul etmedim ama annem beni dinlemedi. çoktan valizlerini hazırlamıştı. 3 oğlu ile evimize gelip bana nasihat vermeye başladılar. artık senin annen bizim annemiz gibi basit basit şeyler söylediler. hatta en büyük oğlu belinden silahı çıkarıp dizimin üstüne koyarak '' annene bir yanlışımız olursa gel vur beni bu silahla'' dediğinde 10 yaşındaydım. amına kodumun çocuğu 10 yaşında ki bir çocuğun önüne silah koyacak kadar orospu çocuğuydu.. varın psikolojimi siz düşünün. 2 kazığı yemiştim. terk etmişti beni.
babamın yanına taşındım.. artık yaz tatillerinde görmeye gidiyordum annemi.. evet yine affettim. çünkü malım.
adam alkollüydü. aldığı tedaviler bir sike yaramıyordu. liseliydim artık. karşımda anneme küfürler savurup duruyordu. dayanamadım artık. valizini topla gidiyoruz bu evden diyordum. saat gece 11di. gideceğimiz yer bile yoktu oysa. eski tanıdık komşunun evinde sabahlamıştık o sabah. annemi güvenilir bir yere yerleştirten sonra babamın yanına tekrar gittim..
aradan 12 yıl geçti.. annem babaannemi aramış.. oğlundan hayır gelmedi.. torununda beni yuvamdan etti demiş.. o adamla kurduğun yuvayı sikeyim diyemedim anneme.. bu 3. kazıktı.
6 yıldır görmüyorum annemi.
geçenlerde aradı. evi bodrum katta olduğu için yağmur yağdığı zaman kanalizasyon taşmış. eşyaları bok içinde kalmış.. kendini öldürmekten bahsediyordu. dinliyordum ama sözleri diğer kulağımdan çıkıyordu. diyebildiğim tek şey yeni ev tut masrafı neyse ben öderim.