kimse tarafından anlaşılamamak

entry36 galeri0
    26.
  1. 27.
  2. özellikle ergen kesimde görünen davranıştır efenim.
    --spoiler--
    qimse beny anlmyuor yha ühühühühü
    --spoiler--
    1 ...
  3. 28.
  4. insanalra sıradan gelen şeyleri abartıp büyütmek, bunun getirisi olaylara karşı büyük tepki, tepkisizlik gibi davranışlarda bulunulduğu taktirde gerçekleşen olaydır.

    "birine anlatsan gayet sıradan gelir, sorun şu ki sen sıradan değilsindir..."
    1 ...
  5. 29.
  6. ne yazık ki acı bir gerçek, nedeni de şu anlayamazlar çünkü senin pencerenden bakamazlar olaya ,mesela bir anne bir çozuk gözüyle bakamaz olaya arada tecrübeler vardır çoğaltılabilir bu örnekler. herkesin kendine göre bir bakış açısı vardır ve ne yazıkkı bazıları at gözlükleriyle dolaşmaktadır anlatırsınız anlatırsınız anlayamaz önce gözlüklerini çıkarması gerekir. gözlüklerini aldığı yıllar çok önceye dayandığı için onlarla yaşamaya alışmış bir bütün olmuşlardır o gözlüklerin verdiği kilitlenmişlikle hayatına devam etmeye çalışmaktadır.
    olaya bir de şu yönden bakmaya çalışırsak eğer 1 litrelik bir kaba ne yaparsanız yapın 1 damla daha su ekleyemezsiniz illaki kabı genişletmeniz gerekir ve o kabı geliştirme girişimi olmadığı için anlayamazlar.
    ancak şu açıdan bakmakta da yarar var.herkes kendine göre haklıdır.
    sanırım şu fıkra herşeyi anlatmaya yetecek.

    Nasreddin Hoca'nın kadılık (hakimlik) ettiği günlerde adamın biri yanına gelir. Adam,
    komşusundan şikayetçidir. Derdini anlatır. Hoca, adamı güzelce dinledikten sonra:
    -- Haklısın! diyerek gönderir.
    Biraz sonra adamın şikayetçi olduğu komşusu çıkagelir. O da az önce gelen komşusundan
    şikayetçidir. Derdini anlatır, hakkının verilmesini ister.
    Hoca onu da güzelce dinler. Sonra: - Haklısın! diyerek onu da yollar.
    O sırada Hoca'nın yanına gelmiş bulunan ve konuşulanlara kulak misafiri olan karısı, bu işe şaşar.
    Hocaya:
    -- ilahi Hoca Efendi! Sen ne biçim kadısın? Birbirinden şikayetçi olan iki adamın ikisi birden hiç
    haklı olur mu? diye sorar.
    Karısının bu sözleri üzerine Hoca, bir süre düşündükten sonra ona şöyle der:
    -- Hatun, sen de haklısın.
    haklıyız haklılar ama neye göre haklılar?
    - evet herkes kendi kabına göre haklı.
    1 ...
  7. 30.
  8. önce anlatabilmeyi öğrenmek gerekir.
    0 ...
  9. 31.
  10. 32.
  11. kişi, anlaşılmadığına o kadar emindir ki, sanki çok komplike cümleker kuruyormuş gibi, her basit cümlesinin ardından "anlatabiliyor muyum?" sorusunu ekler.
    0 ...
  12. 33.
  13. teorik olarak böyle bir şeyin olma ihtimalinin çok düşük olduğunu sanmaktayım. çünkü, insan mutlaka anlaşılır; yanlış da olsa anlaşılmıştır kardeşim. yanlış anlaşılmak kişinin anlaşılmadığı anlamına gelmez. ki böyle bir tabir kendi içinde bile çelişir: yanlış anlaşılmak. e anlaşılmışsın? **
    0 ...
  14. 34.
  15. Bazen düşüncelerimi anlayacak birilerini bulma çabam, kilisenin içinde Müslüman aramak kadar anlamsız. Benim gönlüm bu cağa ait değil iliklerime kadar hissediyorum. Ben hala ikram edilen bir çikolatanın yarısını sevdiğine vermek için saklamak gerektiğini,bir göz odada da saraylarda yaşanmayacak mutlulukların yaşanabileceğini, yüzünüze gülümseyen, kapıyı geçmeniz için tutan insanların dua hak ettiklerini düşünen biriyim. O yüzden kimse tarafından anlaşılmayı beklemiyorum.
    3 ...
  16. 35.
  17. Ne kadar konuşursan konuş karşındakinin anladığı kadarsın.
    2 ...
  18. 36.
  19. Ve herkesçe terk edilmektir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük