adanalılar ermeni kökenli olamaz, yanlış tanımlama, merkezi adana,dört yol -iskenderun* ayrıdır .fenotipler uymaz ermeni yapısına. kendilerini korumuşlar.
benim gençliğinde dörtyollular ve iskenderunlular adanalıyız derlerdi, doğrudur da.
adana'da 'da hatırı sayılı bir eski kürt nüfusta var ,onlarda adanalılığı tercih ederler.
arap alevi toplumu da aynıdır adana'da ..
adana'da ayrımcılık yok gibidir.
bazı araştırmacılar adanalıların kaybolan 13. kabile olduğunu iddia ederler.
1920 sonrası ben bölgenin bir kaç yeri hariç fazla ermeni kaldığını sanmıyorum.
fransızlarla çoğu buraları terk etti. bugün fransa ermeni nüfusunun büyük kısmı klikyalıdır. (okuduğumu yazıyorum)
küçük ermenistan , bizans'ın sınır gücü. moğolların savaş yoldaşları.
boş beleş değillerdir küçük ermenistanlılar,zamanı tarihinde bizans imparatorlarından biri köpeğine armen adını verince sinirlenen ermeni kralı ben senin gibi romalının amına korum diyerek (çok ayıp etmiş) imparatoru öldürmüştür.
selçuk rum devleti ile araları iyi değildi ,çünkü rumlarla ermeniler ezeli düşmandır.
bunlardan baron leon var,acayip tehlikeli adammış, türkmenleri bir kaç kez mağlup edip ,anadolu selçuk rum devletini de epey uğraştırmış.
benim bildiğim 19oo'lerin ilk çeyreğine kadar buraları başta kozan -tarsus ermeni nüfus ağırlıklı idi ,fransızların oyununa gelen ermeniler klikya'da kalkışma -isyan hareketine gidiler ,fakat akim kaldılar. bazıları bölgeyi terk etti bazıları don değiştirip müslüman oldu,moğollar hiç bir zaman ermenilere dokunmamışlardır ,hatta kösedağ savaşında bölgeyi ermenilere kolaçan ettirmişler.bizim türkçülerde mal olduklarından başta kürt ziya moğol'u türk yapmış,tc. maarif müfredatında türk-moğol imparatorluğu diye palavra birdevlet var diye öğrencilere ders olarak okutulmuş
türk-moğol olayını türkçülere kaskallayan, yahudi, leon cahun'dur..
neler dönmüş neler, bize de hap yalan söylemişler.
esas bu bölgede ermenileri perişan eden memkluklardır ,bildiğin arap-kıpti yoğunluğu olan memlük ordusu.
mısır askeri deyip geçmeyin, bir ara 1800'lerin ilk yarısı falan az ingiliz ve ruslar araya girmese osmanlı'yı bitireceklerdi. hadi yine ingliz ve ruslara şükresin osmanlı torunu yoksa kavalalı torunu olacaktı. ..
sabah sabah seda sayan,çok yazdık.
ama tekrar edeyim ,memluklar olmasa iş değişebilirdi. tabi memluklarda ki sonradan katılan avrasya türklerini de katmak lazım,yoksa oğuz'a kalsa işler nane molla..
Ermeni ana vatanı değildir hiç de olmamıştır yalan yanlış bilgiler yazıp milleti kandırmayın
Kilikya adını yine aynı bölgeyle anılan kilikyalılardan alan antik anadolu dilleri konuşan bir kavmin yaşadığı yerdir hatta Hitit döneminde adı kizzuvatna olup dini bir krallıktır (papalık devleti gibi) Hitit kralları otoritelerini sağlamlaştırmak için bol bol kız almıştır buradan
Ermeniler ise ortaçağda doğu türkler tarafından alınınca buraya kaçıp haçlı krallıkları etkisyle de bir Hristiyan krallık kurmuştur zamanla da fransızlar ile temasa geçince de haçlı krallıklarından biri haline gelmişlerdir.
tarihi antik çağlara kadar gitse de gerçek medeniyetin temelini roma'nın attığını, daha sonra yörük türkmenlerin sahiplendiği güzide akdeniz yöresi.
batıda alanya, anamur'u; doğuda cebelibereket'i, güneyde akdeniz ve iskenderun'u, kuzeyde kozan'ı anavarza'yı içine alan verimli topraklar ile yeşil toroslar..
bir yanı girit ile kıbrıs, diğer yanı beyrut-levant, ve tam güneyi ise iskenderiye.
kalbi kimi zaman tarsus olmuş, kimi zaman anavarza ve son olarak ise adana.
silifke, kozan, iskenderun, antakya, anamur, kızkalesi, ayas (yumurtalık), magarsus (karataş) gibi tarihten bu yana önem arz eden şehirlere sahip kilikya.
kilikya bölgesi ve krallığı'nın tarihte iki başkenti vardır.
ilki tarsus, son başkenti ise sis (kozan) şehirleridir. günümüzdeki merkezi ise adana'dır.
tarsus (delta ovası olması nedeniyle kıyıdan kopana dek) ve ayas (yumurtalık) tarihi liman kentleridir.
günümüzde ise mersin ve iskenderun bölgenin liman kenti konumundadır.
eklemeler yapmayınız.
halkı türktür, türkmendir.
varsak, avşar, kınık, yüreğir, elvanlı gibi boylar bulunmaktadır.
ne edremit'teki, ne çukurova'daki kilikya yöreleri isimlerini birbirinden almamıştır.
kilikya kimilerince düzlük, ovalık; kimilerince boğaz manasına gelen coğrafi bir kelimedir.
ve tarihte iki yörede ismini coğrafi şekillerinden ötürü bu ismi almıştır.
kimilerince ise bu kelime hititçe hilakku kelimesinden gelir ki bu teoriye göre edremit'teki bu ismi çukurova'dan almıştır. çünkü hitit etkisi en çok iç anadolu ile çukurova'da hissedilmiştir.
asıl kilikya elbetteki çukurova'dakidir.
tüm dünya da böyle kabul eder. çukurova'daki kilikya'nın dengi kapadokya'dır, frigya, lydia'dır.
edremit dediğimiz bölge görece küçük bir yöredir, başlı başına bir bölge değildir.
ayrıca thebai kentiyle aynı isimde mısır ve yunanistan'da şehir bulunmaktadır. peki mısır'dan etkilenmiştir diyor musunuz?
kaz dağları daha çok turist ağırlasın.
ama yok efendim kilikya burası, aslında adana da çanakkale gibi argümanlarla iş yapmayınız.
lakin,
anadolu'da bir kilikya daha var, işte çukurova adını buradan almış...
truva prensihektor var ya, bildiniz mi?
işte hektor bu kilikya'da bulunan thebai şehrinin kralının kızı olan andromakhe ile evlidir.
andromakhe'nin babası eetion batı anadolu kilikyasındaki thebai kentinin kralıdır.
peki neresi bu batı anadolu'daki kilikya.
batı anadolu'daki kilikya kaz dağları'nın diğer tarafıdır.
kaz dağları'nın bir tarafı truva ise, diğer tarafı da kilikya'dır.
bugün asıl bilinen thebai kenti bugün atina'nın kuzeyinde kalan meşhur bir antik kenttir.
fakat anadolu kenti thebai aslında yunanistan'daki thebai'den daha eskidir.
zaten yunanistan'daki thebai kenti, truva savaşından sonra o adla anılmaya başlamıştır.
işte o adana ve civarındaki kilikya'nın adı da buradan yani batı anadolu'daki edremit ve çevresine adını veren kilikya'dan gelmektedir.
thebai ve diğer kilikya kentleri truva'nın müttefiki olduğundan dolayı ne yazık ki truva ile aynı kaderi paylaşmıştır.
truva'dan gidenler roma medeniyetini kurmuşlarsa, thebai'den kaçabilenler de çukurova'ya kadar kaçmış, buraya kilikya adını vermişlerdir.
"kilikya" kelimesi luvi dilinde(truvalıların dili) kelime anlamı olarak düzlük ovalık yer anlamındadır.
antik thebai şehri bugün havran ovasındadır, işte bu yüzden kentlerine bu ismi vermişlerdir. bugünkü kilikya bölgesi de malum çukurova'dır. yani düzlük-ovalık yer...
truva'nın bir müttefiki tebai olup bir başka komşu müttefiki de aureline kentidir.
bu kente de romalılar "avrum" demişlerdir ki bu da "altın" anlamına gelir.
altın elementinin simgesi "au" işte bu truva'nın müttefiki aureline kentini yani bugünkü havran'ı sembolize eder.
malum milletimiz kaz dağlarını çok sever, burayı gezerler ve instagrama story atarlar.
ama asıl atmaları gereken story işte bu truva ve müttefiklerinin hikayeleridir.
ne yazık ki bunları bilmezler.
hoş, bizim kültür bakanlığımız da bilmez bunları, umurunda da değildir.
kilikya batıda alanya, doğuda osmaniye düziçi'ni kapsayan, güneyde akdeniz ve kuzeyde konya ile kayseri'ye dayanan tarihi bir bölgedir.
tarih boyunca iki alt bölgeye ayrılmıştır. bunlar ovalık kilikya (kilikia pedias) ve dağlık kilikya (kilikia trakheia) isimli bölgelerdir.
bu iki bölge günümüzde gülek geçidi olarak bilinen kilikya kapıları (kilikia lylai) denen yerde birbirinden ayrılır.
tahmin edilebileceği üzere verimli çukurova'nın bulunduğu ovalık, dağlık olmasıyla bilinen batı mersin yani taşeli dağlık kilikya'dır.
dağlık kilikya yani taşeli kilikyasına merkezlik yapan yer tarsus şehri iken ovalık kilikya'ya merkezlik eden yer bugün kozan sınırlarında yer alan anavarza antik kenti'dir.
özellikle ovalık kilikya pek çok kez arap saldırısına uğramış çok kez el değiştirmiş, ancak sonunda roma topraklarında kalmıştır.
daha sonra romalılarla yöreye sonradan gelen ermeniler arasında çatışmalar çıkmış ve kilikya batıda silifke'den doğuda düziçi'ne tekrar düzenlenmiş, kilikya krallığı kurulmuş ve başkenti sision-sis günümüz adıyla kozan olmuştur.
dikkat çeken bir nokta ise romalıların ovalık kilikya bölgesi'ne gelen ermenileri istilacı olarak görmesi ve büyük kentler haricinde romalı ve ermeni köy kasabalarının birbirinden ayrı oluşudur. roma etkisi son buluncaya değin ovalık kilikya'da kalmış olan romalı halkı roma'nın etkisini tamamen yitirmesi üzerine batıya göç etmişlerdir.
daha sonra memlükler ile kilikya krallığı çetin bir mücadeleye girişmiş ve tarsus civarına yerleşen varsak türkmenleri gibi yerli türk boylarının da saldırmasıyla kilikya krallığı son bulmuş; tarsus civarını yurt eden kalabalık sayıdaki konargöçer varsaklar kozan, feke, saimbeyli dağlarını yurt tutmuş ve adana merkezli ramazanoğlu türk beyliği'nin kuzey kanadını oluşturmuşlardır.
zaman içinde ramazanoğlu beyliği kimseye karışılmayacak vaadi ile osmanlı'ya katılmıştır. kısa süre sonra buradaki türkmenleri zorla yerleşik hayata geçirmek istemiştir. bunun sonucunda 1660-1670'li yıllarda isyan eden kozan yöresindeki varsak türkmenleri 1700'de yöre hakimiyetini ele geçirmiş ve 1865'e dek osmanlı'yı bölgeye sokmamışlardır. yöre karacaoğlan ve dadaloğlu gibi ozanlarla türk halk edebiyatının kalesi olmuştur.
1865'e değin adana'daki ordu ile pek çok farklı yerel türk boyları ve hatta yozgat yöresinden çapanoğullarını kozanoğlu'na saldırmak üzere yollayan osmanlı başarısız olmuştur. bunun üzerine 1865'te osmanlı istanbul'dan savaş düzeninde topçuları olan bir orduyu islahiye'ye göndermiş ve harekata başlamıştır. kozanoğlu direnişi ise cebelibereket'te başlamış ve bunun üzerine osmanlı ordusu ermenilerle işbirliğine dahi gitmiştir. o güne dek dağlarda konargöçer yaşayan varsaklar ile ermeniler arası olumlu veya olumsuz bir ilişkisi yokken ermeniler daha fazla arazi, makam ve bir ihtimal varsakların sürülme hayali ile osmanlı'ya yardım etmiştir.
sonucunda kozanoğlu kozan'ın kuzeyine dek mevki mevki direnmiş ve kaçmak yerine mertçe dövüşerek kozan'ın 12-13 km kuzeyinde bugün baraj altında kalan mevkide son direnişini yapmış ve dağılmıştır.
bunun sonucunda ise fırka-i islahiye bu türkmenlerin bir kısmını bulundukları kozan, feke, haçin, aladağ, karaisalı, düziçi, osmaniye gibi yerlerde diledikleri araziye konma izni vermiş ve son kilikya'da kozan yöresi dağlarında yüzlerce varsak köyü kurulmuştur.
dahası 1900'a kadar kozan şehir merkezi'nde türkler 4'te 3 çoğunluk olmuş ve ermenilerin son kalesi olarak sadece haçin şehri kalmıştır. zamanla kozan'da kalan son ermenilerde haçin'e geçmişlerdir.
kurtuluş savaşı sırasında bölge fransız işgaline uğramıştır. haçin'den kozan'a inen ermeniler türklere yönelik tarihin dahi inkar edemediği katliamlara girişmişlerdir.
ancak bu katliamlar bağımsızlık ruhunu ateşlemiş ve adana mersin kozan osmaniye hattında kozan vilayeti (kendi çabaları ile-dağ köylerindeki varsaklarla güney ova köyleri türkleriyle kozan'ı ele geçirmiş) yaklaşık 1.5 yıl önce kurtulmuştur.
bunun üzerine tüm bölge ermenileri ordu ve halk ile birlikte bölgeden fransızlarla birlikte kovulmuştur. ve hatta bölgede son yıllarda tek ciddi ermeni nüfusuna sahip haçin tamamen yakılmış ve burada kozan milli mücadele kahramanlarından saimbeyli ismi verilerek yeniden bir türk yerleşimi kurulmuştur.
1923'te il ilan edilen kozan, 1926'da adana'ya bağlanmıştır. o gün bugün 4'te 3'ünü oluşturan dağ köyleri varsak türkmenleriyle, geri kalan avşar gibi boylardan teşekkül ova köyleri ile kilikya'nın son parçası olmuş ve konargöçer türklerin sembol şehri, karacaoğlan ve dadaloğlu ile türk halk edebiyatı'nın kalesi olmuştur.