muğla'nın Yerkesik beldesine bağlı çakallar mezrasında (menteşe mahallesi) 1901 yılında genç yaşta bir jandarma çavuşu tarafından uykusunda öldürülen kerim oğlu eyüp efedir. yine Muğla'nın yeşilyurt beldesinde doğmuştur. bu yöreler o dönemde (ki şu an bile bir miktar)tütüncülükle geçinirlerdi.kendisi düzene baş kaldırmış, tütününü kendisinden yok pahasına alan rejiye değil kaçak yollardan başkalarına satmıştır. ayrıca düğünün birinde büyüklerden izin almadan zeybek oynamaya çıktığı için aşağılanmış, ama hemen orada kendisini aşağılayan muhtarı çekip vurmuştur, bereket adam ölmemiştir. fakat sonuçta suç işlemiş ve dağlara kaçmıştır. kendisine katılan arkadaşlarıyla beraber, haklının yanında olmaya çalışmıştır.bu olaydan sonra namı hızla yayılmış, kendince (!) adaleti sağlamıştır. ne var ki yaptığı iş kanunsuzdur ve suçluları kendi kafasına göre cezaladırmaktadır. sonuçta da kör arap lakaplı jandarma çavuşu (ismail çavuş) peşine düşmüştür. bu çavuşun onun ününü ve atıcılığını (silah) kıskandığı söylenir.
kerimoğlu eyüp efe dağlarda kızanlarıyla beraber yaşamaktadır. fakat gelin görün kü gönül işte, bir işi olduğu ve dağdan düze indiği sırada çakallar'da bir kıza kaptırır gönlünü. ve arada bir dağdan köye inmekte, sevgilisini görmektedir. fakat düşmanı çok olan kerimoğlu'nun bu hareketi hemen kör arap'ın kulağına gider ve ona bir pusu kurmaya karar verir. nitekim başarılı da olur. 1901 baharında kerimoğlu'nu uykusunda yakalar ve hemen orada evin içinde öldürür. bu olaydan sonra yöre halkı kerimoğlu'na bir türkü yakar. türkü şöyledir:
Haydülen de ülen,
Karadağların sandalı da, sandalı.
Vurulmuş da kanıyor,
Kerimoğlunun her yanı da her yanı.
Öf aman da aman
Şu dağlarda geyik kalmadı.
Oynulen (oyna len) de kör Arabım sen oyna,
Senden başka yiğit (!) kalmadı.
öf ülen de aman
yerkesik'inen şu pisinin arası
nerelerde bozulmuş
kerimoğluynan körarabın arası
Ama herşeyden önce birşey yanlış anlaşılmamalıdır. her ne kadar halk kerimoğlu'nun sevse de kendisi bir eşkiyadır. ve kanunsuz işler yapmıştır(vukuatları sadece yukarıda anlatılanlar değildir). bu böyle biline. yani kerimoğlu bir yörük ali efe olamaz.
bu günlerde Yerkesik belediyesi ve muğla valiliğinin ortak çalışmalarıyla kerimoğlu'nun mezarı ve vurulduğu ev restore edilmektedir. hikayeyi merak eden ve ortamın mistik havasını tatmak isteyenler gidip görebilirler ( tabii çalışmalar bittikten sonra).
düzeltme: çalışmalar bitmiş olup ev ziyarete açılmıştır.
Ayrıca yörenin saygıdeğer edebiyat hocalarından ve yazarlarından hüseyin ilker altınsoy'un kerimoğlu isimli bir kitabı da mevcuttur. merak edenlere önerilir.
Türkünün çok güzel bir yorumlaması yine muğla milas'tan değerli türkücümüz tolga çandar tarafından dinlenebilir.
muğla'nın zeybeğidir. ilginçtir muğla zeybeği de olmasına rağmen düğünlerde en çok istenen zeybek kerimoğludur. .en sevdiğim zeybek iken, defalarca defalarca defalarca çalmam sonrasında en tiksindiğim zeybek olmuştur. muğlalılar bu zeybekten başkasında oynamazlar ya da oynayamazlar. ulan oynayın bi harmandalı, muğla zeybeği, çökertme... yok illa kerimoğlu.
muğla, yeşilyurt(pisi)'ta yaşamış birnevi halk kahramanı kişiliktir. isyancı olarak da bilinir... (bkz: kerimoğlu eyüp efe)
bir dönem tütün ürünlerinin tekeli olan reji(yabancı bir tekel) karşısında direnişin sembolü haline gelmiştir kerimoğlu eyüp. 19 yaşlarında bir delikanlı, geçimini tütün ile sağlayan bölge halkının sesi, isyanı, feryâdı olmuştur. reji'nin tayin ettiği fiyatlara tütününü satmamayı bedelini ödeyerek öğretmiştir.
kendi ürettiğin tütünü, kendi istediğine satmanın "kaçakçılık" olduğu bir ortamda "hain" dahi ilan edilebilecek bir potansiyele sahip. reji'nin muğla pisi(yeşilyurt) yöresindeki eli, ayağı olan izzet ağa(muhtar) ile arasında çıkan bir husumet sonrası kerimoğlu, izzet ağa'yı omzundan vurmuş ve sonrasında da dağlara atmıştır kendisini.
durum, dönemin "kaçakçı avcısı" olarak anılan kör arap lakaplı ismail çavuşa iletilmiştir. geceleri dağlarda dolaşan kerimoğlu, gündüzleri de arkadaşının kulübesine sığınarak geçirmekteymiş. derken gene böyle birgün kör arap, uykusundaki eyüp'ü gafil avlamış ve öldürmüştü...
türkü de bu durum üzerine yazılmış, yakılmıştır...
--spoiler--
haydülen de haydülen
şu dağlarda geyik kalmadı
oynulen de kör arabım sen oyna
senden başka yiğit kalmadı
--spoiler--
hilmi yarayıcı'nın güçlüden de öte "huge voice" undan dinlemek ayrı bir zevk.
bir de ekmek teknesinde; süha, mehpare'yi soyunun kerimoğlundan geldiğini söyleyerek sandal sefasına çıkardığında bu türküyü tutturmuş, sonra da kayığı devirmişti. *
aydın, denizli, izmir ve muğla'da farklı farklı oynanan bir ağır zeybektir. şahsen oynamayı en sevdiğim ve ilk göz ağrım muğla kerimoğlu'dur. kerimoğlu na yakın bir de (bkz: kadıoğlu zeybeği) vardır ki izlenmeden ölünmemelidir. tolga çandar'ın bir albümünde mevcuttur.
pisili kerimoğlu eyyüp efe
1881 1901 tarihleri arasında muğla da yaşamış pisili efe nin namına ithaf edilen muğla yöresi zeybek oyunu.
muğla zeybeği olmasına rağmen, tüm ege de oynanır.
ayrıca ruhi su üstat da sazı ile kerimoğlu na ses vermiştir.
--spoiler--
al kana boyanmış
kerimoğlu nun her yanı da her yanı.
al kana boyanmış,
kerimoğlu nun can dalı da can dalı.
--spoiler--