bugün

dövmek ? ayrıca bir de öğretmeni dövmek ? yanlış mı okudum ?
dövmek asla savunulamaz. yaramazlık yaptığımızda avuç içimize cetvelle vurur, bazen kulağımızı çekerlerdi. çok şımarık öğrenciler tokat yerdi. bir kere de dövülen öğrenci gördüm ama kesinlikle hak eden, çok şımarık, saygısız bir çocuktu.
benim ilkokuldan lise son sınıfa kadar olan sürecimde karşımızdan bir öğretmen geliyorsa başımızı hafifçe eğip kibarca selamlardık dışarıdayken bile. zaten okulda önümüzü ilikler, konuşması bitene kadar konuşmazdık. saygıdan asla kopmadık. bırakın sesimizi yükseltmeyi, en büyük tepkimiz sadece kaşlarımızı çatıp dinlemek olurdu. sesimiz çıkmazdı bizim.
yanlış yapmış iki kişidir. çocuk şımarıklık ve saygısızlığı abartmadıysa dövmek savunulamaz. ama öğretmeni dövmek diye bir şey düşünülemez.
kaldı ki z kuşağında büyüklere saygı kavramının oldukça azaldığına tanık oldum. büyükleriyle konuşmayı, yaşlılara yer vermeyi, konuşurken sesinin tonunu ayarlamayı bilmiyor ve önemsemiyor çoğu. boşalan bir koltuk varsa 40 yaşındaki ben çevrede yaşlı varsa otursun diye beklerken 16 yaşında bir öğrencinin rahatça oturduğuna çok şahit oldum.
daha neler neler: taşıtlar için yeşil yanarken karşıdan karşıya geçip gelen arabaya çemkiren, kaldırımı grupça kapatıp yürüyen, büyükleriyle konuşurken ters yanıt veren, toplu taşımada dinlediği şarkıyı, izlediği videonun sesini açmayı marifet sayan bir z kuşağı var. z kuşağına çok sinir oluyorum bu yüzden.
Yok arkadaş toplumda insanlık namına bişey kalmadı. Herkes gücünün yettiğini sopayla tımar etmeye kalkıyor. Rezil yaratıklar.
Yanlış yapan öğrencidir ama velakin insan kendi çocuğunu dövmezken öğretmenin de dövmesi doğru değildir. Şiddetin azı çoğu olmaz. Yani bir tane baklava çalan da hırsızdır, bin tane çalanda...