Othello şarabını alıp,eski Karyağdı Hotel önünde denize sıfır bir şekilde çırpınan dalgalarla bütünleştirdiğin ruhunla birlikte,sert girintili çıkıntılı zamanın yıprattığı merdivenlere bedeni oturtup,adeta hayattan kaybolup sadece ama sadece kendinle başbaşa kaldığını,Dimness Through Infinity kulaklıklarda ve de In The Forest of Melancholy çalıyorsa hele daha da çok diplere doğru giden yolculuğun ilk safhalarından biridir.Ayrıca kendinle başbaşa kalmaktan daha çok kendinle başbaşa kalmaktan zevk alabilmek çok daha önemlidir.
çocukluğundan beri her kırılıp dökülmende susmuş biriysen, büyüdüğünde kaçınılmazdır olan durumdur her korktuğun anda.
ister kalabalık olsun, ister yalnız yaşadığın evin... her yerde içine kapanıp düşünmeye başlayabilirsin.
konuşursun kendinle, düşünürsün yaptığın hataları, yediğin kazıkları, aşkını, terkedişlerini, terkedilişini, susmalarını ve anlamsızca konuşmalarını... pişmanlıklar, keşkeler iyikiler, acabalar...
ama seni yargılayanın bile sen olması yorar insanı, o da ayrı...
herzaman olan ama hiç bir zaman sıradanlaşmayan tek şeydir.
kendinle başbaşa kalırsın, her seferinde yine yine ve yine okadar farklı şeyler bulursun ve görürsün ki... sonu olmayan film gibidir. başından kalkamadığın diziler gibidir. ve çocukken, gece yatağa yattığında korkudan uyuyamayacağını bile bile gene de fredinin kabusunu izlemek gibidir...
yüzleşmek istemediğin gerçeklerle yüzleşirsin kendinle baş başa kaldığın zamanlarda. daha çok düşünürsün, o acı gerçekler daha bir gün yüzüne çıkar, içersin ağlarsın içindeki tüm acılar ortaya çıkar yalnız olduğun zamanlarda. çaresiz olduğun anların en büyük göstergesidir kendinle başbaşa olduğun zamanlar. çaresizsindir çünkü artık o yoktur ve eskiden hiç kendinle başbaşa kalmamışsındır ki. uzaktır sana bu kavram daha önceden, belki arada bir de olsa kafamı dinleyeyim diye geçiriyordursun eskiden aklından ama artık o kadar dinlemişsindir ki kendini boğulmaya başlarsın sessiz çığlıklarında..
diplerin dibine vurmak. vurdukça haz almak ve daha da vurmak en diplere. daha diplere, en diplere... çıkmamak üzere dibin dibini boylamak ve yine sonunda kendinle sap gibi kalmaktır. ****