kendinin ağacı

entry1 galeri0
    1.
  1. seyyidhan kömürcü nün geçtiğimiz eylül ayında çıkan şiir kitabı. kitaba adını veren şiiri buraya bırakıyorum;

    "kendinin ağacı

    john fowles'ın ağaçlar'ına

    istemeden büyümüş bir ağaçtan bahsediyorum istemeye istemeye büyüyen ağaçlardan
    toprağı güneşi ve suyu istemeden
    ve kuşu ve rüzgârı

    bazı yerleri hiç olmayan bir ağaç
    bazı yerleri olması gerektiğinden fazla

    doğrusu
    bir yerine kadar güzeldi hayatım
    ne zaman kötü bir şey olsa
    allah büyüktür diyordu babam
    ve genişliyordu her şey

    bir ovadaydı aklım
    kalbim bir dağı küçültüyordu
    kalbim bir dağı kırıp kırıp içime atıyordu

    zaten giderim diye bakıyorken her şeye uğurlanıyorken
    on dördünde ilk tenezzül ile ufalandım
    ferahladı gövdem
    veda ettiğim her şeyin tam ortasında kaldım

    sana bakarken sözcük demeyi de
    iki tane aynı harfin yan yana geldiği sözcükleri de seviyordum
    allah tenezzül ve tereddüt
    ve şehrin dışındaki evleri

    seni o yüzden
    o kadar ve öyle seveceğimi o zaman anladım
    bir gün dedim ki kendime bir gün
    bir gün dedim ki babama
    kendimin ağacı oldum ben
    kendi kendine bir ağaç nasıl oluyorsa
    öyle

    allah zaten büyüktü
    ama babam allah büyüktür dedikçe
    yalnızız sözcüğü geliyordu gözlerimin önüne

    evimiz eğimliydi
    kavmimiz eğimliydi
    tekini kaybetmiş bir şey gibi
    her yerden bir şey gibi çıkıyordum dışarıya
    insan nasıl en son bir kere hiç dönmüyorsa
    öyle

    babam
    neden bana bakıp allah büyüktür diyordu herkese

    ne istediğini bilmekten
    ve her şeyi isteyerek yapmaktan bahsediyordu herkes
    oysa artık hiçbir şeyi isteyerek yapmayan
    gününü değil
    kökünden sökülmeyi bekleyen bir ağaçtım

    bir ağaçtım ve diyordum
    elbette yalnızlık kapacak ormandan ayrılanı
    elbette bitmeyecek hiçbir şey
    elbette ortasında kalacağız her yerin
    ama istemeye istemeye büyümüş bir ağaç daha ağaçtır
    biri beni bulsun diye beklemediğim yeryüzü
    daha yeryüzü

    ya yalnızların bazı yerleri hiç yoktu
    ya bazı yerlerinin bir teki daha büyüktü diğerinden bir gözü diğer gözünden
    bir eli diğer elinden

    gittikçe yakınlaşan
    hem gidip hem yakınlaşan şeylerin yalnızlığıyla
    bazen hiç
    bazen günlerce
    bir boy aynasından
    sen bana bakıyormuşsun gibi baktım kendime
    istemeyerek kaldığım o pazartesi salı temmuz günleri
    istemeyerek baktığım o dağ deniz ova yerleri gövdemde bir çağ değişiyormuş gibi sesler

    başımı tutup artık geçsin diyordum
    artık geçsin
    bu benim seninle gidip diğeriyle döndüğüm çağ
    bu benim sana durup kendimle yürüdüğüm yeryüzü
    bu benim seninle uyuyup başkasıyla uyandığım dünya
    artık geçsin

    devam eden bir fotoğrafın içinde
    olmaya olmaya büyüyen bir ağaçtım
    eskiden sadece birinin her şeyi
    şimdi manzaranın herhangi bir yeri

    atlarla tayların beraber ağladığı o sabah
    atların ağlayan yüzü gibi oradaydım

    ben sana yaşken eğildim dediğim o andan
    ben sana taş kesildim dediğim o yere kadar
    içimde dokundukça dağılan
    kurcalanırken kırılmış bir şeyin yepyeni üzüntüsü

    eskiden her yere uzak evlere benzeyen bir yüzün vardı
    bir yüzün
    ama o sabah artık şehrin ortasında kalmış diğer evler gibi

    sanki insan
    en son bir kere de
    bulamamak için gidiyormuş gibi bazı yerlere
    görememek için
    ben de çok geldim
    ben de çok bulamadım seni

    ağaçların altında çekilmiş fotoğrafların dağılma anı gibi
    sonra herkes gidiyor
    ağaçlar kalıyor tek

    konuşurken kendi sesini duyduğu şeyleri anlatmamalı insan

    artık olmasam da olur dediğim o sabah
    bir ağaç kendini nereden nereye bırakabilir diye herkesin yüzünün tam ortasına baktım
    yalnızlar ve daha yalnızlar
    ve daha yalnızlar vardı

    her şeyi daha az yapmak
    her şeyi daha az duymak
    her şeyi daha az görmek için
    bir ağaç nasıl kendinin olur
    neresinden diye diye

    kendini omzundan nasıl öperse bir ağaç
    sana öyle uzanıp
    kendimi omzumdan öptüm

    tekini kaybetmiş bir şey gibi
    tek ama yepyeni kaldım

    bilmiyordum kime
    bilmiyordum niye"
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük