herkes kendini yalnız hisseder. Ama yalnızlar ikiye ayrılır yalnızlık edebiyatı yapanlar ve asıl yalnız yaşayanlar. kendimi en çok yalnız hissettiğim birkaç andan bahsedeceğim.
bursa’da elime kaynar su döküldü. elimi soğuk sudan çıkaramadığım için eczaneye gidip yanık kremi alamadım o gün sabah 6’ya kadar ağlaya ağlaya ders çalıştım bir krem alanım yoktu ailem istanbul’daydı. rahatsız etmekten çekinmeyeceğim arkadaşım da yoktu arayıp isteyemedim. çok yalnız hissetmiştim.
yalnız yaşadığım süre boyunca kendimi intihar etme düşüncesinden vazgeçirmek için ağladığım geceler çok yalnız hissettim. aile ve yakın arkadaşıma anlatamıyordum çünkü sürekli bana nasihat ve hayat güzelmiş gibi şeyler empoze etmeye çalışıyorlardı. sürekli gözlerime ağlak bakıyor beni kaybetmek istemediklerini söylüyorlardı. beni anlamayacaklarını biliyordum hiçbiri hayatlarında böyle hissetmemişlerdi.bunları anlatacak kimsem yoktu çok yalnız hissettim. sözlüğe yazıyorum çünkü bunları beni tanıyanların okumadığını bilmek rahatlatıyor.burdaki insanlara dert anlatmayı seviyorum çünkü bana ağlak, üzülen gözlerle bakıp sarılmak istemiyorlar. ben güçsüz biri değilimdir kendi kendime halledebilirim.
bursa’da bir tiyatro, etkinlik, kahve içmeye bile arkadaşım yoktu. hiçbiri benim anlaşabileceğim tipten insanlar değildi. okulun olmadığı günler hiçkimseyle konuşmuyor olmak çok yalnız hissettirdi. ama fena alıştım bu yalnızlığa öldürmeyen şey güçlendiri tam anlamıyla yaşadım. artık intiharı düşünmüyorum, kendimle başa çıkabiliyorum, kendimle keyifli zamanlar geçiriyor, yalnız olsam bile daha az yalnız hissediyorum.
Belli bir yaştan sonra kaçınılmaz olan durum. Gençken insan hayata daha pembe gözlükle bakıyor. Sanıyor ki sen iyi olursan herkes iyi olur. Öyle olmuyor çünkü insan, özünde kötücül bir organizma.
Zaman zaman herkesin kendini yalnız hissettiği dönemler olur. Kimsenin beni anlamadığını düşündüğüm kendimi çok yalnız hissettiğim zamanlar şu ayeti hatırlatırım kendime. La tahzen innallahe meana. Üzülme, çünkü allah bizimledir.
sözlükte bilgi içerikli ya da açıklayıcı uzun entryler girdiğimde başıma gelen şey. sonra yazdığıma bakıyorum ve tepki gelmemesine bakıp ben malım deyip olayı kapatıyorum.
yokluğun varlığının bedeninde zuhur bulmasını anlamlandırmaya çalışan insanın gark olduğu durumdur.
insan yokluğu, hiçliği yahut kimsesizliği deneyimleyene dek tahayyül dahi edemez. bundandır yalnızlık, ölüm gibi kavramlarla olan derdimiz.
yalnızlık tek yaşamaktan, akşam yemeklerini tek yemekten ibaret değildir. yalnızlığın kendisi çokluğu, birlikteliği çok iyi anlamlandırabilmiş olmaktır.
Aslında yalnız değiliz, öyle hissediyoruz. Fazlasıyla çevremizde insan var. Kendimizi ortaya atmama isteği ne kadar geniş bir çevremiz olursa olsun kendimizi yanlız hissetmemize sebep olur.
Buna ilgi beklediğiniz fakat alamadığınız bir insan da sebep olabilir. Kendinizi ne olursa olsun yalnız hissedersiniz.
bağımlılık yapan bir şeydir yalnızlık. sen kendi kendine konuşurken başkaları sana acınası gözlerle bakarlar. bazen bir parkta bankın üzerinde otururken, bazen sokakta kendi halinde yürürken o kalabalıkların arasında aslında zaten yapayalnız olduğunun farkına varırsın. ne de olsa yalnız geldiğin gibi yalnız göçeceksin bu diyardan.
Çayı şekersiz içmeye nasıl alıştıysam Aynı şekilde alıştığım fiil.
Bir yerden sonra da insan çok sıradışı bir durum gibi hissetmiyor zaten. Hayatında fazlalık olanı ya da eğreti gibi duranı, bardaktan çay kaşığını alıp kenarına koyar gibi çıkarıyorsun. Çünkü mutlak ve değişmez olan tek şey yalnızlık hissi oluyor.