depresyon dönemlerinde çokça hissedilendir. sonra hayatın anlamsız olduğunu ve tamamen yaşama nedeninizin korkuya bağlı olduğunu anlarsınız. bilmek isteği ile yanıp tutuşurken önünüzde koskoca bir bilinmezlik vardır. çok da takılmaması gereken bir durum bence. başarı kavramı görecelidir. hile ile başarılı olacağıma başarısız olmayı tercih ederim ben.
Genelde çok önemli ve acil bir durumda müdahale edemediğin zamanlarda olan durumdur. intikal esnasında turnike yapmama rağmen kanaması durmamıştı devremin. Ama merak etmeyin şimdilerde taş gibi.
Kendimi ne zaman işe yaramaz hissetsem ulu sözlüğe giriyorum ve girdileri okuyorum. Zeka seviyemin aslında - bu oksijen israfı çapulculara göre - ne kadar ileri olduğunu fark edip, 2-3 laf sokup, çıkıyorum.
Bazen oluyor,
Kendi hayatımda değil ama yardımına yetişemediğim, tüm kapıların kapandığı, çaresizlik içinde dönüp durduğum durumları oluyor sevdiklerimin.
Ben, bir sevdiğimi üzgün görünce, ona hayatı güzelleştiremediğimde hissediyorum en çok bu hissi.
işe yarayanlar ne boka yarıyorlar acaba hissine teğet geçen bir histir. bakış açınıza bağlıdır. nasip olmayınca şey bile yenmezmiş efendim. yani işe bile yaranılmazmış öyle diyelim.
Boşluğa düşmektir.
Biri elimden tutsunda alsın götürsün.
Yapabilirsin desin.
Ne yapacağımı da söylesin ama.
Hedeflerim olsun yeniden.
Başarma hırsıyla sarılabileceğim.
Başarısızlık olmasın sonunda yine.
Hayaller kurayım.
Orda olmak isteyeyim.
Orayı düşüneyim.
Ama orda olayım sonunda.
Genellikle lisans tezi yazarken hissedilen duygu. Hani birinci sınıfta profesörsündür, ikiye geçince doçent olursun, üçte doktorsundur, dörtte asistan ya... Tezi yazmaya başlayınca da işe yaramaz oluyorsun moruk.