yıllar önce bu türkünün neşet ertaş tarafından hızlı şekilde söylenen bir versiyonunu bir arkadaşımdan almıştım. ne kadar nadir ve zor bulunan bir versiyon olduğunu bilmediğimden olacak ki telefona yedekleme yapmadan format atınca türküyü kaybetmiştim. üzerinden kaç yıl geçti internet ortamında bir türlü bulamıyordum. daha tempolu, ustanın gençlik dönemlerine denk gelen muhteşem bir yorumdu. plaklara ilgisi olan bir arkadaşım bu versiyonun 1971 yılında çıkan ve ön yüzünde hapishanelere güneş doğmuyor, arka yüzünde de bu türkünün olduğu 45lik plakta olduğunu söyledi. bu plağı araştırdım ve gittigidiyor da zar zor bir tane bulabildim. hemen sipariş ettim, gelmesini bekliyorum. pikap, gramofon, taş plak olaylarına ilgisi olan arkadaşlarım mesaj kutumu renklendirirse sevinirim.
neşet baba'nın en güzel türkülerinden biridir. yalnız başına , hele ki üzgünken dinlemek tehlikelidir. hiç içki içmeyen biri 70'lik götürür dinleyince. ayrıca bu türkü için ibrahim tatlıses bile bu zamana kadar çok türkü söyledim fakat bu türkü kadar hiçbirinden zevk almadım söylerken demiştir.
hayatına asla keşkeleri sığdırmamış insan evladının her kafayı bulduğunda keşke dediği şeyleri bir bir sıraya dizip her seferinde aklına gelen dizelerin devamının başlangıcı...
Sanırım farkındalığın zirve yaptığı an dökülür ağızdan bu cümle. Kızamazsınız artık kimseye, kızsanız da fayda etmeyeceğini biliyorsunuzdur zaten. olan yine size olmuştur. Tek seçenek kalır geriye kabullenmek.
Şu dünyada belki de dinlediğim en anlamlı şarkılardan biridir benim için. Ağzınıza yüreğinize sağlık cem karaca ve neşet ertaş. Evet.