stefan zweig'ın -bence- başyapıtı olarak adlandırılabilecek biyografik eseri. Eserde üç önemli yazar -Hölderlin,Kleist ve Nietzsche- incelenir. Bu üç yazar için uygun gördüğü ve kitapta sıklıkla yinelediği tanım "şeytani"dir. Ancak Zweig bu kelimenin anlamını farklı kullanır. Şöyle tanımlar bu kavramı
" Şeytani demekle kastettiğim şey, her insanın temelinde ve özünde yatan o doğuştan gelen huzursuzluktur ve bu huzursuzluk onu kendinden çıkartır, onu kendinden alıp sonsuza, asıl olana sürükler"
iş bankası yayınlarından çıkan kitap zweig'ın önsüzünden sonra şu cümleyle başlar:
"Yeni yüzyıl, on dokuzunca yüzyıl, çocuklarını sevmedi"
Beceriksiz kumarcı Nietzsche (Hölderlin'in bir keresinde kendinden istediği gibi), "gerçekliğin yıkıcı gücüne bütün ruhunu oynar" ve her türlü başlangıçtan beri onda, deneyimler ve izlenimlerin bu ani, şiddetli ve tamamen yanardağ misali patlamalar biçimi söz konusudur. Genç bir üniversiteliyken Leipzig'de Schopenhauer'in istenç ve Tasarım Olarak Dünya'sını okuduğunda gözüne on gün uyku girmez, bütün varlığı bir fırtınayla altüst olur, kendini adadığı inanç, çatırdayarak yıkılır; ve kamaşmış zihin, yavaş yavaş bu sarhoşluktan ayılınca, tamamıyla değişmiş bir dünya görüşü bulur, yeni bir hayat anlayışı. Keza Richard Wagner'le karşılaşması da, duygusunun esnekliğini sonsuza doğru genişleten tutkusal bir aşk yaşantısı olur. Triebdchen'den Basel'e döndüğünde hayatının yeni bir anlamı vardır; içindeki filolog bir gecede yok olmuştur; geçmiş, tarih perspektifi geleceğe itilmiştir. Ve bu düşünsel aşk ateşiyle bütün ruhu kavrulduğu içindir ki, sonra Wagner'den kopuş, bir daha kapanmayan, kabuk tutmayan, neredeyse ölümcül kanayan bir yara açar. Her seferinde, sanki büyük bir deprem olmuş gibi, bütün inançları yıkılıp harabeye döner, Nietzsche hep kendini temelden yeniden inşa etmek zorunda kalır.
üç büyük usta eserinde torpilli dostoyevski assolist olarak sonda verilmiştir. bu eserin assolisti ise nietzsche dir. muhteşem psikolojik tahliller ve edebi sanatlar barındırır.