zamanında, satranç oynayacak kimseyi bulamayıp sıkça yaptığım şizofrenlik belirtisi. beyazlara da, siyahlara da elimden geldiğince eşit davranmaya çalışıyordum ama nedense hep benim tuttuğum taraf yeniyordu. *
bugün can sıkıntısıyla yaptığımdır. ya da yapmaya çalıştığımdır. ilk seferinde o kadar dalgındım ki kendi kendime çoban matı oldum. sonra sinirlendim. kendimi ikinci kez mat ettikten sonra içim geçmiş uyumuş kalmışım. ikisinde de beyazlar kazandı.
o değil de, sevgili kardeşim, gel oynayalım dediğimde kabul etseydin de beni bu hallere düşürmeseydin ne olurdu?
Bir türlü beceremediğim oynama şekli. Benim taktiklerim gizliliğe dayalıdır, aynı anda bir kaç yeri tehtid edip, saman altından su yürütürüm. iki bölgeden de ayrı saldırıya uygun biçimde dizerim taşları ve orta alana hakim olurum mutlaka, fakat kendi kendime oynarken gizlilik kalmadığı için planlarım işe yaramıyor. Oyun öyle kitlenip kalıyor, bir süre sonra karşılıklı taş değişimi oluyor ve piyonlar yarıştırılıyor. Hiç biri vezir olamayıp, berabere bitiyor.
ev ahalisine sunulan satranç oynama tekliflerden olumlu teklif alınamamasından sonra yapılan eylemdir. kısa bir süre sonra ya halinize acıyarak yada oyuna heveslenerek yanınıza gelmeleriyle son bulur.
masanın etrafına 2 tane sandalye yerleştirip hamle sıraısı karşınızdaki bene geldiğinde kalkıp sürekli yerinizi değiştireceğiniz aptal durum.sıkılınca taşları alıp küçük çocuk misali çarpıştıralabilir.