Yoktur. Kadın denen aşağılık canlı erkeğin üstünden geçinen sikik bir parazittir. Üretme kabiliyetinden, dehadan yoksun; evrenin en düşük seviye, en az gelişmiş, en niteliksiz en yok mahiyetinde varlığıdır. 250 gr etrafındaki gereksiz et yığınıdır. Hayvandan bitkiden bile aşağı seviyede, dışkıdan daha değersiz bir et parçasıdır. Var olan en özelliksiz, en hiç canlıdır, beyinsiz bir hayvandır. insan kategorisinde görmüyorum o aşağılık pislik varlıkları. Hayvan ve hatta bitki kadar bile değeri yok gözümde. Olabilecek en düşük seviye canlıdır. Moron, kabiliyetsiz, aşağılık, sikik, gereksiz, niteliksiz canlılar. Yok olun.
Valla kadın eğitim alıp bir yerlere gelemese bile çalışmalı. Çalışmalı ki görsün para nasıl kazanılıyor, insanlar evine ekmek götürmek için akşama kadar nasıl ağzı ayrılıyor. Liseden hasbel kader mezun olmuş, evde oturup koca bekleyen kadın ondan sonra düğünde damadı soyup soğana çeviriyor milyarlar harcatıyor. Neden? Hazır yiyen bir parazit gibi yaşayıp çalışmadığından.
Öncelikli hedef kadın için okuyup kendini geliştirmek olmalı, onu da yapamadıysa bir şekilde girip bir işe çalışmalı.
öz saygısı olan, kendine değer veren ve ne kadar üstten üstten erdem kassanız da toplumun sevmediği kadındır. kimi kıskanır, kimi ayıplar, kimi aşağılar.
bunu normal karşılayıp takdir eden yakın çevrem dışında, bazen şahit olduğum şeylere gülüp gülüp ağlıyorum.
iyi kadındır ama kimseye muhtaç değildir denmemelidir. Sonuçta herkes bir birine muhtaç. Fırıncılar çalışmasa hepimiz ekmeksiz kalırız. Fırıncılara muhtacız.
Her zaman beni onore eden ve daha fazla saygı duyduğum kişilerdir. Cehaletin en büyük korkusu kadındır. Çünkü kadın öğrenirse, çocuğuna da öğretir. idealist, yeniliklere açık, hayat koşullarında dimdik ayakta duran ve yılmadan, pes etmeden kendini ezdirmeyerek bu dünyada mücadele eden okumuş/okumamış tüm kadınlara selam olsun. Her ne kadar böyle kadınlar toplumda bazı insanlar tarafından hazımsanmasa da ya da pek kabul görülmese de bunlar kulak ardı edilip, daima mücadeleye devam edilmelidir.
"kadın evinde, üretimden çekilip bütün ikbal istikbalini bir adamın vicdanına, aşkına, samimiyetine, günün sonunda bir gün aklının karışmasına, yanılgılarına bırakmamalı" Mehmet Aslantuğ
kendi kararlarını kendi alabilme gücünü de elinde tutan kadındır aynı zamanda.
şu dünyanın tadını en çok ekonomik bağımsızlığımı kazandığımda, özgürce kararlar alırken tattım.
arkadaşlarımla veya yalnız kendi seyahat planlarımı yaparken, kendi aldığım aracı kullanırken, aldıklarımın fiyatının hesabını kendim dışında kimseye vermezken, kafam estiğinde istediğim yere istediğim gibi giderken..
ekonomik bağımsızlığınız olmadan özgürce davranamazsınız. kadınlarımız okusun, çalışsın, üretime katkı sağlasın ve hesaplarını yalnızca kendilerine versinler.
asırlardir boş boş evde takılan kadınların, evleneceği kişiyi sömürmek için pusuya yatmaktan vazgeçip, evlenmeyi düşünen erkeklerin, düşünebilmeye başladıktan sonra evlenmeyi düşünmemeleri sonucu, sayıları her geçen gün artan, her bireyin yapması gereken sorumluluğu yerine getiren kadın.
Uzaylı değildir, çölde vaha değildir, şapkadan tavşan çıkaran hiç değildir, akıl ve beden sağlığı yerinde her insan gibidir, yani olması gereken gibi.
Ayakları üzerinde durmak, erkeğin olmazsa olmazı sayılıp, sıradan bir durum gibi algılanırken mevzu kadın olunca woooowwww!
Sen hayırdır, niye?!
Uzun yol tır şoförü kadını olan bir sülalenin ferdi olarak, bu tanımlara afedersin g* tümle gülüyorum.
Başka ne olacağdı? Elbette ayaklarımız üzerinde dururuz zira ellerimiz bizi taşımaz.
Ayaklar iyidir iyi..
kadının kendi ayakları üzerinde durmasının abartı olmasını çoktan geçtik. bugün toplumun genel erkek profilinden daha fazla maaş alan kadınlar var ancak kadının önceki ikincil konumu ve kendini erkeğe yaslama refleksi halen daha geçmemiş. hep bir üst, kendini daha garantiye alma eğilimi birliktelikte mevcut. hal böyle olunca biz buna iyi niyet olarak bakamayız. hadi bir kadın çalışmaz, ne biliyim gerçekten zor şartlar altında yaşıyordur tamam. bu kadının kendini garantiye alma isteğini normal görebiliriz ancak yığınla maaş alıp gene de daha fazlasını elde etmek için erkeği bir nevi basamak olarak görmek, bu yolda gerekirse evliliğe kadar varmak ve sanki erkek bunu sağlamak zorundaymış gibi algı bana kötü niyet geliyor. hele hele bunu meşrulaştırırken kalıplaşmış acındırıcı sözleri kullanmak, bu kötü niyeti örtmeye yönelik karaktersizce tutumdur.