iletişim yayınlarından çıkan Kemalizm kitabında mavi kemalizm olarak adlandırılan durum. azra erhat, sabahattin eyüboğlu ve halikarnas balıkçısı bu kemalist alt-grubun temsilcileri olarak görülürler.
yalnız yunan mitolojisinden de öte, anadolu'nun islamiyet öncesi uygarlıklarına yoğun bir ilgi vardır. günümüz Anadolu toplumunu o zamanki uygarlıklarla ilintilendirme çabası görülür.
yunan değil anadolu mitolojisidir bu. hikayelere çok meraklı oldukları için değil, tamamen pratik nedenlerden ötürüdür. yunanlılar "anadolu bir yunan yurdudur" diye avrupalı abilerinin paçasından çekiştirirken çiçeği burnunda türkiye cumhuriyeti de bunu çürütmeye çalışmaktadır. bu nedenle anadolu mitolojisi didik didik edilir ve bunun yunan'dan ne kadar farklı olduğu gösterilmeye çalışılır. en ünlü örneklerden biri ilyada'daki truva-aka kıyaslamasıdır.
benzer şeyi "türkleri iskitlere bağlayarak" anadolu'da eskiden beri türkler vardı tezini desteklemek için de yaparlar. gerçi artık devir değişti, bunlara ihtiyaç kalmadı.
kemalistler genel kültürü yunan mitolojisinden ibaret sansınlar da, sizin bu salaklığınız ne olacak acaba. espri bu şimdi ha, uyandırayım. hatta biraz da ince davranmak gerekirse diye söylüyorum: "ekikikiki".
bu kadar boş konuşabilme yeteneğine sahip bu tarz adamlar güruhu olarak dini "oğlum valla billa incir ağacının altına işeyen adam çarpılmış"tan, "tuvalete sol ayakla girmezsen eben ölür"den ibaret görmüyor musunuz da insanları sınıflandırma çabasıyla yanıp tutuşuyorsunuz, a kütükler... fırlayıp çıktığınız umut sarıkaya karesinin içine geri dönün hemen. emniyet mandalı koymuş bir de. "ben öyle düşünüyorum."
insan, dini olmadığı zaman onun yerine mutlaka çeşitli başka uygulamalarla doldurur.
dinsiz insan yoktur. dinin ne olduğunu bilmeyen ve yanlış dine inanan insan vardır. aynı anda hem kemalist hem de müslüman olunamayacağına göre (bkz: maide suresi 44) kemalistler de biraz yunan mitolojisinden, biraz orhun yazıtlarından biraz da ergenekon destanından tutup kendilerine örnek kişiler ve ibretlik olaylar çıkartırlar.