Siyaset ve Atatürk'ten asla anlamayacakları kesindir. Demokrasi dediğiniz zaman "içki içmek, mini etek giymek, sokakta öpüşmek" gibi basit kavramları sıralarlar. Bunlara herhangi bir çıkış olduğunda "anne koş laiklik elden gidiyor" diye bağırırlar. kendilerinden olmayanları sığ-yobaz-gerici diye etiketlerler. entel olmaktan anladıkları şey lüks yerlerde yemek yemektir ve onlar için para saygıdır.
he birde kemalist olmayan herkes şakirttir. unutmuşum onu.
darbeci, atatürkçü olmakla itham ettikleri ordu içine yıllarca sızmaya çalışan hatta eşlerinin başlarını taraftar toplayabilmek için açan bir anlamda başarılı olan cemaatçi subayları (hoca efendinin gösterdiği yolda derinden gidenleri) anlamazlar; çünkü şakirtler gibi hin ve sahtekar değillerdir.
şahsen bir kemalist olarak şu an yediğiniz ekmekte hakkı olan m. kemal atatürk'ü karalamak için altına yatmadığınız yarrock kalmamış olmasını anlayamıyorum.
hepsi diyerek genellemeye gitmek doğru olmaz ama birçoğu için saygı, empati, terbiye gibi kavramlar. bir kendilerini akıllı zannederler, herşeyin en doğrusunu kendilerinin bildiklerini düşünürler.
kemalizmi din gibi algılarlar, atatürk'ü peygamber, nutuk'u kutsal kitap, anıtkabir'i de türbe yerine koyarlar. "cahil", "kömüre oy veriyor" diye aşağıladıkları eğitimsiz kimi kişiler türbeye çaput bağlayıp dilek dilerler, "okumuş" hatta "atom mühendisi", "prof" olmuş kimi kemalistler de aynı şekilde anıtkabir'e girip atatürk'den "dilek dilerler". hep de "akp (ya da o anki muadili) gitsin" şeklindedir dilekler ama ne hikmetse bi türlü olmaz o dilekler. fatura hemen "cahil halka" kesilir.
türbanın yasaklanması için kanuni altyapı hazırlayıp okullarda türbanı yasaklarlar, sonra da "bunlar kadınların başlarını kapattıracak hani özgürlük" derler. "kızlar okusun", "kardelenler çiçek açsın" derler, türbanlı kızların okumasını engellemek için ellerinden geleni yaparlar.
kadrolaşmanın daniskasının yapmışlardır, sonra kontrol hafifçe elden gidip aynısını başkaları da yapınca "vay bunlar kadrolaşıyor", "anam f-tipi" falan derler. kendilerinin zamanında yediği boklar hatırlatılınca da "ama biz cumhuriyette tarafız, o sayılmaz" diye dansöz figürleri sergilerler.
belediyelerde türlü yolsuzluk yaptıkları zaman itinayla üstünü örterler, ona bir şekilde kılıf bulurlar, başkalarının açığını yakaladıkları zaman "bunlar memleketi satıyor" derler. ha doğru, onlarınki sayılmıyordu değil mi? aynı minvalde, arabalarına "k.atatürk" çıkartması yapıştırırlar, sonra da emniyet şeridini herkesten önce işgal ederek hak yerler. sonra da başkalarına "kul hakkı yiyor şerefsizler" derler.
gelir düzeyi yüksek olanı, özellikle dişileri araba sürmeyi bilmediği halde jipten inmez, sonra türbanlı bir sürücü gördü mü, hele de lüks bir araçta "ayyy bunlar da heryere sümük gibi bulaştılar canıım" derler. kitchenette, cookshop gibi mekanlarda bir öğle yemeğine adam başı min 60-70 lira bırakır, sonra da "aptal, cahil halk makarnaya oyunu satıyor" diye çemkirirler. lafın sonuna "anlayana..." formatı çekerler.
örnekler çoğaltılabilir. ama memleketteki mezbul miktardaki kemalist, bunları anlamıyor, anlayanların da ekserisi dile getirmiyor. bir nevi kemalist omerta.
kendilerini "solcu", "ilerici" olarak tanımlayan bazı kemalistler anlamalı ki:
ülkeyi abd güdümünden, cemaat kuşatmasından kurtaracak tek yol bir sosyalist devrimdir.
nato'cu, abd'ci ordudan iktidara karşı bir tepki beklemek saflıktır ve mücadeleden kaçmaktır.
dine en büyük zararı dindarlar, bağnazlar veriyor yıllardır. devlete de öyle keza 80 yıldır bir sağ parti tek başına iktidar olmadı şu ülkede.
her şeyi bok edip solcular, kemalistler, ateistler yüzünden oldu diyen iktidarların çocukların dahi inanmayacağı yalanlarına inanıp burada ağlıyorsunuz.