imam: Kıble bu taraf!
Kemal Sunal: Yoook, çevirin bu taraf.
imam: la havle... Çevirin bu tarafa!
Kemal Sunal: Ula n’apacak kıbleyi? Kalkıp namaz mı kılacak!
---
Salıverin küçük enişteyi!
--
Tencere yuvarlanmış, seninki benden kara.
patron:gel
k.s: geldim
(patron işaret parmağı ile masanın kirini alır ve mülayim'e gösterir.)
patron:bu ne?
k.s: parmak...
patron: ne parmağı?
k.s: işaret parmağı...
patron: kör müsün be herif? iyi bak! gördün mü pisliği?
k.s: gördüm efendim, sinek pisliği.
patron: utanmıyorsun değil mi? sana ekmek yediriyorum, karşılığında masama sinekleri sıçtırıyorsun.
k.s: ama patron böyle bağırırsan ağzına da sıçarlar!
sülo, memo'yu hapisten kaçırmak için tepsideki böreğin altına kara çarşaf koyar...
memo: ne işin var senin burda ?
sülo : seni kurtarmaya gelmişem.
memo : deme ya...
sülo : önce al şu böreği.
memo : börek çok severim, sağol canım.
sülo : yemeeee.
memo : yo ben böreğe dayanamam.
sülo : yeme diyirim ulan.
memo : o halde niye getirdin be gavat.
sülo : memocan tepsinin içinde çarşaf vaaar.
memo : aaa çarşaflı börek, kıymalısı yok muydu lan bunun ?
- tam zamanında geldin mülayim. Yatak Odamda sert bir cisim var, bu gece patlatır mısın ?
+ patlatacak o kadar çok bomba var ki, sıra bulursam seninkini de patlatırım.