her iktidarın ülkede kendi "sermaye" grubunu yarattığını unutmayın. başka türlü bu ülkede iktidar olamayacağınızın bilincinde olun.
kendi medya gruplarınızı oluşturun. bugün akp'nin söylemleri doğrultusunda yayın yapan atv, 24, stv, kanal-7 gibi televizyon kanalları, sabah, yeni şafak, zaman, vakit, taraf gibi gazeteler varken; diğer kanal ve gazeteler de akp lehine yayın yapmasa bile, aleyhine de birşey söyleyemeyen medya grupları olduğunu düşünün ve sizin böyle güçlü bir halk etkileme aracına karşı normal yollardan karşı koyamayacağınızı unutmayın.
sayın kılıçdaroğlu,
okumayacaksınız bunu, biliyoruz. danışmanlarınızın çocuklarından biri vardır belki. hani bi ihtimal. yazacağım çok kısa.
dürüst olun sadece. oy kaygısına düşüp saçma sapan konuşmayın. bir hareket başlattınız, evet. lakin sizde siyasetçiden çok diplomat havası var şu an. kendinize çeki düzen verin.
öpt kib aeo.
türkiye'de özlem duyulan "dürüst" bir siyasetçi olduğunuza kalben inandığım ve başarılı olmanızı ümit ettiğim için, sade bir seçmen gözüyle bugüne kadar ki medyada görülen liderlik özelliklerinizden edindiğim izlenimler nedeniyle naçizane birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum.
bu ülkede iktidar olabilmek için dürüst ve yetenekli olmak maalesef ki yeterli olmuyor. gerekli özelliklerden en önemlisi de kitleleri peşinden sürükleyebilecek karizmaya sahip olmak. bu karizma öyle doğuştan gelmesi gereken bir şey de değil aslında. çok titiz bir çalışmayla, insanların gözüne istediğiniz gibi görünmeniz mümkün. bakın recep tayyip erdoğan'a; iktira gelmeden önce sünepe diye tabir edilen tiplerden çok da farklı olmamasına rağmen, çalıştığı insanlar bir lider yaratmak için neler yapılması gerektiğini bildiğinden bugün 40 yıllık chp'lilere bile "helal olsun, ne adam be" dedirtebiliyor. bu nedenle bu işi bilimsel metodlarla ve konusunda uzman kişilerle çalışarak yapabileceğinizi düşünüyorum. karizmatik lider görüntüsü yaratabilmek için kimi zaman "beyaz gömlek" giyip halkın arasına karışmak, kimi zaman doğru yerde ve zamanda "one minute" demek gerekiyor. bu konunun uzmanları size yardımcı olacaktır.
bir diğer konu ise referandum mitinglerindeki konuşmalarınızla ilgili. tüm kanalların ana haber bültenlerinde her partinin liderlerinin miting konuşmalarından kesitler dinliyoruz ama nedense her gün sizden aynı cümleleri duyuyorum. söylediğiniz şeylerin doğru olması ve halka anlatılması gerektiği bir gerçek ama aynı cümlelerle her mitingde bu konuşmalar yapıldığında seçmen gözünde pek de iyi değerlendirilmiyor. aynı konuları farklı örnekler vererek de anlatmak mümkün olabilir. tabi bu örnekler verilirken de ne çok basite kaçarak halkı aptal yerine koymalı, ne de kimsenin anlamayacağı şeylerden bahsederek muammalık oluşturulmamalı. sizin bir mitingde yaptığınız konuşmayı belki orada bulunan 10000 kişi dinliyor ama televizyon bültenleri aracılığıyla milyonlara ulaşıyor. o yüzden kimse sizden aynı cümleleri hergün dinlemek istemez. sığlık yaratır halkın gözünde. şehir şehir gezip, halkın arasına karışmanız takdire şayan; bugüne kadar da chp tarafından atlanmış bir konu. ancak sizin bu gayretinize ilave olarak diğer chp organlarının hiç çalışmadığı izlenimini ediniyorum. her insan bülent arınç gibi dakikada aralıksız 100 kelime basacak kapasitede olmayabilir, ancak gayret ve planlı bir konuşmayla bu sorun da çözülebilir. o nedenle hiç hazırlanılmamış gibi duran konuşma metinleriniz üzerinde bu konuda uzman arkadaşarınızla çalışmanız faydanıza olabilir.
bugüne kadar birçok lider gerçekleştirilmesi imkansız vaatlerle büyük oylar toplamış olabilirler. ancak bugün halkın büyük kesimi bu tür vaatleri yemiyor. o nedenle "emekli maaşı şu kadar olacak", "herkese aile sigortası yapılacak" gibi vaatlerde bulunurken dikkatli olmak gerekiyor. eğer gerçekten yapılabileceğine inandığınız projeleriniz varsa bunların nasıl uygulanacağını anlatmanız gerekiyor. siz din gibi istismara dayanan bir siyaset uygulamadığınız için insanlar sizden plan, proje beklerler. ama akp gibi din sömürüsü yapan partiler için bu geçerli değildir. "filistin" der, "başörtüsü" der, "dinibütün insanlar yönetime gelecek" der toplar oyu. ya da mhp gibi "apoyu asacağız" der oy alır. ama siz bu türde bir partinin lideri olmadığınız için gerçekçi plan ve projelerle çıkmanız gerekiyor halkın karşısına. tabi bunları anlatırken de yine kitleleri etkileyecek tarzda konuşmalar gerekli. ekonomiyi düzeltmek için düşündüğünüz projeleri mikro-iktisatla, gayrisafi milli hasılatla, cari açıkla anlatmaya çalışırsanız kimse dinlemez sizi. o yüzden halkla iletişimi, sosyal kitle psikolojisini bilen kişiler tarafından her kelimesi özenle seçilmiş konuşmalara ihtiyaç var.
her ne kadar yapılan yolsuzlukları dillendirmekte haklı olsanız da, her gün bilal'in gemiciğinden, recep bey'in havuzlu villasından bahsetmek inanın ki etkilemiyor insanları. size oy veren %20'lik seçmen zaten bilinçli olarak oy veriyor. sizin hedefiniz ise stv, kanal-7'den başka televizyon izlemeyen, "dindar adam yolsuzluk yapmaz" diye düşünen insanlar. o yüzden bu konuları çok fazla dillendirmeyin. dillendirmeyin derken göz yumun anlamında söylemiyorum. her türlü yolsuzluğa karşı sonuna kadar takipçi olun, halka şikayet edin, ama bunu yaparken her gün, recebin havuzlu villasını dilinize dolamayın.
aklıma geldikçe önerilerimi yazmaya çalışacağım; ümit ediyorum ki bir şekilde size ulaşır.
sonsuz başarı dileklerimle...