hele şükür, birileri çıkıp bu adama haddini bildirmiştir (bkz: habertürk)bir de utanmadan gayet pişkin.."biz hukuk çerçevesinde haklarımızı aradık" diyebiliyor.adamı mahkeme kapısında linç edemediler ama başını sonradan yediler, bu mu hukuk çerçevesi ha! bu mu insanlık ha!
tipine, konuşmasına bakarak gayet aydın, aklı başında zannetmenizin çok mümkün olacagı fakat inatla okudugunu anlamamakta ısrar eden, böyle hukukçulardan çok varsa memlekette vay halimize dedirten kişidir. ayrıca "kan kirliliği" konusunda nasıl bir paranoya geliştirmiştir. dünya üzerindeki hiçbir kan kirli değildir. hele Türk'ün kanı asla. *
geçen akşam objektif programında pespaye olan zat. kadir çelik kendisini programa davet etmiş ahmet hakanı da telefonla bağlamıştır yayına. konu malum : hrant dink. kemal efendi o vatan hainiydi gibi safsatalarla uğraşıyor, ahmet hakan ise hayır o vatan haini değildi demeye çalışıyordu. konuşmaya başardığı anlarda ise kemal beye giydirmelerini yapıyordu. kadir çelik ise kemal kerinçsizin kendi lakırdıları ile geri dönüşler yaparak madara etmenin önde gidenini gösterdi kemal efendiye. en nihayetinde ahmet hakan " ben seninle konuşmuyorum bi sus da dinle be adam" gibi bir ifade kullandı da konuşmayı başardı.
hayır yani bunun gibi adamları ciddiye alıp mahkemeleri meşgul etmiyor muyuz, işte buna uyuz oluyorum...
nasıl dışarıda gezdiği belli olmayan faşist zat. hayır böyleleri, vatansever olamaz, olmadılar. bunlar yalnızca kendi çıkarlarını düşünen, emek düşmanı, ırkçı, faşist ve emperyalizmin kucağından kopup gelmiş hainler. açıkça hrant dink'in öldürülmesi gerektiğini söylemiş ve bunu başarmıştır. ne yüzle dışarıda dolaşabiliyor böyleleri anlamak mümkün değil? ama, geçmişte bir takım suikaslatlara karışanlar -mehmet ali ağca gibi- "türkiye seninle gurur duyuyor" laflarıyla karşılıyordı insanlar. "neyse lan ben bir şey demiyorum" durumundan kurtuluruz inşallah.
beden dilini biraz bilen biri olarak bana hiç samimi gelmeyen, şov yapmayı çok sevdiğine inandığım kişi. insanları tipine göre değerlendirmek çok kötü bir alışkanlık farkındayım ama söylemeden de edemeyeceğim bu adamın sıfatından hayırda akmıyor.
tutuklanmasında avukat sıfatının hiçbir rolu bulunmayan kişi. bir kişiyi hukuksal yollarla savunma konusunda sergilediği üslup tutuklanmasına neden olsaydı savunduğu kişi kim olursa olsun o tutuklanmanın karşısında olurdum. ama işte yargılanmasına neden olacak eylemler avukatlıktan kaynaklanan şeyler değil ve kendisi herhangi bir insan gibi sanık durumuna geçmiş bulunmaktadır. kısacası avukat olmak sanık olmaya engel değildir; yargılama sonunda kendisinin suçlu olup olmadığı takdir edilecektir.
tutuklanmasında avukat sıfatının oldukca rolu olan biri.zaten birtakım
rezillikleri avukat sıfatının getirdigi dokunulmazlıgın arkasına sıgınarak
yapıyordu.peki kayıtlı oldugu meslek odasının yonetimi ne yapıyordu?
ne yapacak,sadece seyrediyordu.onlar icin onemli olan yıllık aidat.
istanbul barosu..baro mu hemseri dayanısma dernegi mi belli degil.
"bir grup ülkücü avukatla birlikte kurduğu büyük hukukçular birliği genel başkanı olarak elif şafak, orhan pamuk, perihan mağden, hrant dink gibi yazar ve gazetecilere 'türklüğe hakaret ettikleri gerekçesiyle' suç duyurularında bulunup, dava açtırdı. duruşmalarda başroldeydi. geçen yıl yapılması planlanan ermeni konferansı'nın iptali için de dava açtı. perihan mağden hakkında açılan davanın duruşmasına zanlılardan zekeriya öztürk'le birlikte gelip poz vermişti. çok sayıda 'ulusalcı' eyleme veli küçük, muzaffer tekin gibi isimlerle birlikte katıldı. muzaffer tekin'in de avukatlığını yapıyordu. gözaltında."
hukuk düşmanı avukat. boyun damarlarını şişire şişire onu bunu hedef göstermeyi, öldürtmeyi marifet belleyen bünye. tertemiz bir türkçeyle yazılmış bir metni anlayacak kadar türkçe bilmeyen türk milliyetçisi... daha gider bu, büyük adam ne de olsa, türkiye onunla da gurur duyar elbet.
bana göre mhp lilerden en az zararlı olan insan. bu adam sadece ona buna dava açıp lavgar lavgar konuşmaktan başka birşey yapmamaktadır. ya diğerleri?? kimisi gider uzun saçlı küpeli top sakallı diye adam döver, kimisi gider sokakta elele dolaşan çiftleri rahatsız edip milletin kılık kıyafetine karışır, kimisi gidip trabzon'daki gariban bir papazı ya da istanbul'daki ermeni asıllı gariban bir gazeteciyi öldürür!!!!
diğer heriflere bakıyorum da; kemal kerinçsiz in yaptıkları öbürlerinin yaptıklarının yanında hafif kalıyor.
elif şafak, orhan pamuk, perihan mağden ve hrant dink (buraya dikkat) hakkında türklüğe hakaretten suç duyurusunda bulunan bu neo-ulusalcı şahıs şimdi de ergenekon soruşturmasının usul hataları ile dolu olduğunu iddia ederek suç duyurusunda bulunmuş... evet doğru. kediyi bile sıkıştırırsan üzerine atlar.
vatan kurtaran şabanmış da haberimiz yokmuş. sapla samanı birbirinden ayıramayanların, sürekli değişen dünyada milliyetçilik, ulusalcılık, anti emperyalizm dehlizlerinde kendini kaybetmiş, tutunacak dal arayanların yeni kahramanı.
güya meşruluğu tartışılır avrupa mahkemelerine gitmeyecek kadar delikanlı. ama emrah koş diye dalga geçtiğiniz adamın oğlu bile hakkını neden o mahkemelerde arıyor diye sormaktan aciz. daha doğrusu cevabı çoktan vermiş çünkü insan hakları mahkemesine gittiyse o da satılmış, o da bölücü.
kilometrelerce öteye özgürlük ve demokrasi götürenlerin yalancı olduğunu haykırmaktaymış. haklının yanında haksızın karşısında. söz fato'da, kadirizm falan halt etmiş yanında. ne yapmış peki bu konuda? işgale karşı mı çıkmış? amerika'ya laf mı etmiş, eleştiri mi getirmiş? haşa! ermeni yasa tasarısı kongreye geldiğinde serzenişte bulunsa da kimin yanında saf tutacağını iyi bilir kemal bey..
dedik ya ülkeyi avrupa'ya satmayacak kadar delikanlı. peki darbe anayasasına karşı çıkacak kadar delikanlı mı? o anayasaya uygun getirilen ceza yasalarını eleştirecek kadar? kimsenin üzerine alınmadığı sanki gökten zembille inen yeni terörle mücadele yasasına karşı çıkmış mı peki? ne münasebet! bunların meşruiyeti nereden geliyor bunları sorgulamış mı?
pek saf, pek masum sadece türk milleti adına yargılama yapan türk mahkemelerine başvuruyor. iddianamesinde asker adı geçti diye meslekten atılan savcıların, adalet bakanlığına bağlı hakimler ve savcılar kurulunun olduğu tamamen bağımsız türk yargısına.. hadi bunları geçtik, roman karakterlerini bile mahkemeye veren hastalıklı ruh halini de bir yana bırakalım.. iyi de madem bu kadar yargıya güveniyorsa her duruşmada dava ettiği insanların mahkemeye girmesini bile işkence haline getirmek, hainler diye ağızlarında salyalar saçarak bağırmak, hasbelkader avukat titrine sahip olmuş cübbeli bindirilmiş kıtaları mahkeme salonuna sokup davalılara saldırıp tükürerek mahkemeyi terörize etmek ne oluyor? mahkemeye şikayet bunu da mı içerir?
kemal kerinçsiz'in sağ politikada şimdiye kadar pek de itibar görmeyen yolları kullandığı doğru. ancak bu konvansiyonel olmayan yolları sivil toplum olarak adlandırmak doğru mu? sivil toplum adı üzerinde resmi aygıtlardan bağımsız, üniforma giymeyen, herhangi bir şekilde baskı uygulayabilecek toplumsal kurumlar karşısında bireyi koruyan bir yapılanmadır. zaten baskıcı olan sistemin açıklarını kullanarak devleti daha da ceberrut hale getirmek isteyen, bırakın insanların kişisel olarak açıkladıkları fikirlere saygılı olmayı roman karakterlerine bile tahammül edemeyen sivil toplum olur mu? sivil toplum dediğimiz şey sadece parti kurma - oy verme - parlementoda temsil edilme dışında bir siyasi katılım biçimi midir yoksa arkasında yatan bir rationale var mıdır? bunları da gari açıklasın.
Atatürk Cumhuriyetini, TSK'ni, Milli ve Laik Devleti hedef alan, dışarıdan destekli azınlıkçıların, eski Marksistlerin, ikinci cumhuriyetçilerin, dönmelerin, siyasi Atlantik ötesinden yönetilen tarikat mensuplarının, iktidar mensuplarının, bir kısım kamu görevlilerini de alet ederek gökkuşağı koalisyonu oluşturarak masa başında organize ettikleri hayali örgüttür ERGENEKON.