genzi yakan, buruk.
ekşi ekşi, acı biraz. sirkeci kadını gibi. mazgalardan istediğin kadar şeker at, yok edemezsin tadını. velhasıl hala bulamadın "yıl sonu müsamerelerine çıkarılmayanların" kim olduğunu. babasıyla dondurma yiyen çocuk gibi kendi kendini yok eden caddeler gibi okul çıkışı gibi kitap gibi bir kelime.
geçiyor, ama.
kek ve kremsi kelimelerin birleşiminden üretilmişe benzeyen, yaraktan-kürekten bir kelamdır. sırf ifadelere entelektüel bir bakış açısı kazandırmak adına kullanılır.
Yazma kabiliyeti sığ bazı yazarların, yazılarında daha entel görünmek adına, "buruk" anlamında kullandıkları sözcüktür.
Yazarımız kitabını yazmaktadır. ve bir yerde takılır.
-Hayatın anlamı sanki...
-hımm. sanki...
-Ah bulamıyorum, bulamıyorum. Ne yazsam acaba?
-Heh kekremsi, Hayatın anlamı sanki kekremsi bir tat bıraktı. Oh be. tam olmadı ama herkes yer bunu.
özellikle öykü ve romanlarda ağzımızda oluştuğu iddia edilen bir tat çeşidi. nasıl bi' tattır anlamak pek mümkün olmasa da ekşiye yakın sanırsam, tarifi zor.
"gark olmak", "şüphesiz ki" gibi "entel" bir kelimedir. günlük türkçede kullananı gördüğüm vakit hayatımı sonlandırmayı düşündüm bir an için. sonra vazgeçtim.
"Ah bebeğim, ah.. .
Kekremsi bir tadı vardır gözyaşının,
Dudaklarına sızınca fark edersin."*
bazen acı dinmez, bazen de yağmur
sevgilim gülümse, her şey unutulur
suskunuz bu akşamüstü
hasrete yanmışız, neylersin.