siz onlara en duygusal zamanlarınızın bir yansıması olarak ne kadar değer yüklesenizde, onları insanlardan farklı görüp en azından zararsız olmalarını bir dost olmaları için yeterli görsenizde, aslında nihayetinde bir hayvan oldukları gerçeğiyle yüzleşmenizin tarifi imkansız acısıdır.
siz yemek yerken gelip yanınıza sokulması ve hatta beyaz tüyleriyle paçanızı okşaması, zümrüt gözleriyle ağzınıza giden her lokmayı eski türk filmlerindeki zengin çocuk-aç çocuk sahnelerinde olduğu gibi melul melul izlemesi doğasına ait o sevimliliği ve tatlılığıyla size tarifi imkansız bir zevk sunarken aynı kedinin yemeğini yedikten sonra rahatsız etmeyeceğiniz bir mekana gidip cem yılmaz ın deyimiyle ''kıçını devirip yatması'' gerçekten insanı hayretler içinde bırakıyor.
sen değil miydin daha demin ''ben sana aitim ve seni çok seviyorum'' bakışı atan. ne oldu şimdi? hep tatlı kalman için hep aç mı kalmak zorundasın?
boşuna nankör dememişler. insan da öyle işte. final haftası notları toplamak için okulun çalışkan öğrencilerine yanaşmalar kanka ayakları falan. nankörüz be kardeşim.