kucaktan kucağa atlamayı seven, her okşayışta fark arayan ve çabuk sıkılan, şirin ve sinir şey. belirli bir süre sonra insanda "parçalama" hissi uyandırabilir. kuyruğu olanı ise midesiyle sorunları olanlara tavsiye edilmez: mideniz alamayabilir. kılı tüyü kaçar ne'me lazım.
çok sevimli, utanmaz , meraklı, ukala, dünya tatlısı yaratıklar. her zaman hayatta kalmanın bir yolunu bulur bunlar. hareketleri kadar zakaları da kıvraktır çünkü.bi de insan yavrusu gibi sesler çıkarabilirler. saygılı olmak gerekir kendilerine mesafeyi korumayı sever fazla muhatap olmazlar. insan sadece onun hizmetçisidir yemeyini vermek ve kumunu değiştirmek canı istediğin de okşanmak üzere görevlendirir sahip olduğu insanı. hayranım ben bunlara. dünyaya bi daha gelirsem ev kedisi olmak isterim hatta.
19 yıllık hayatım boyunca nefret ettiğim ama üç gündür taptığım hayvancık. ilk elime alıp sevdiğim kedinin sevgilinin kedisi olması mıydı onu cazip yapan, yoksa aramızdaki kıskançlık mıydı ilk başlarda birbirimizden nefret etme nedenimiz ikimiz de bilmiyoruz. çocuk gibi, istediğini yapmadığında miyavlayan, şımaran, patilerine hasta olduğum yaratıkların genel adı.
(bkz: calculus) *
Kedilerin sudan hoşlanmadığı bilinir. Ama aslında kediler çok iyi yüzerler. Hava şartlarından dolayı ve de tembelliklerinden suya girmeyi sevmezler. Ev kedisinin balık sevmesinin yanında kuşlara ve farelere olan düşkünlüğünün nedeni evcilleştirilmeden önce Mısır'da Nil vadisinde balık, kurbağa, küçük kuş ve fareleri avlayarak yaşamış olmasıdır. Zaten eski Mısırlılar kedileri fare avcıları olduğu için evcilleştirmişlerdir. Günümüzde kedinin kuzey Hindistan ve Güneydoğu Asya'da yaşayan türleri ırmakların kenarlarında balık avlayarak yaşamaktadır. Patileri ile balıkları sudan dışarı atar, gerekirse suya tamamen girerler. Eski Mısır'da kedi bakıcıları onları ekmek ve sütle beslemişlerdir. Kedilerin süt zevkinin de Mısırlı bakıcılarının yarattığı beslenme alışkanlığından kaynaklanmaktadır.
Asla bir fino köpeği muamelesi yapamayacağınız tek hayvandır.
Kendisine 'hain' olduğu söylenerek 'nankör' sıfatı yakıştırılır.Evet,kediye isterseniz her türlü özeni gösterin ,ne yaparsanız yapın yine de onun özgürlük alanını ihlal edemezsiniz.Bunu denerseniz,ona en yakın kişi bile olsanız tırnaklarını çıkarır,çünkü onun için aslolan özgürlüğü ve gururudur.Ona yat,kalk,otur..vs diye emredemezsiniz,canınız istediğinde mıncıklayamazsınız.istediği zaman gelir,istediğikadar kendini sevdirir ve sonra da gider.Süreyi uzatmak ya da kısaltmak onun insiyatifindedir.Zorlarsanız karşılığını alırsınız.Bu sebeple amacınız ev hayvanı beslemekse, tercih kedi olmamalıdır,ancak ev arkadaşı istiyorsanız kedi mükemmel bir seçim olabilir.
Sinir bozucu bir titizliği vardır.Huyludur,minicik bir yerini kafasına takıp saatlerce yalanabilir.
Köpekler gibi tuvalet eğitimi almasına gerek yoktur,onu hiçbir zaman evin ortasına işerken göremediğiniz gibi,sokakta da en kuytu köşe neresi varsa orada bu ihtiyacını giderir.
Sinsice hırsızlık yapmayı,yakalandığı zaman da zeytinyağı gibi suyun üstüne çıkmasını pek sever.
Kişilik sahibi, isyankar, kendi doğrularından şaşmayan nankör olduğu söylenen fakat kişisine göre tavır takınan tek hayvandır. Kediler için ölüp biten bir tip olarak ve kedi sahibi olmanın verdiği tüm olanakları da kullanarak şunu söyleyebilirim ki hayatta vazgeçilmezleriniz arasına girebilecek nadir canlılardan biridir. Zaman zaman sergilediği sinir bozucu davranışlarını ve çiftleşme döneminde belli köşelere bıraktığı çiş kokusunu göz ardı edebildiğiniz takdirde onlardan güzel, sevimli, yumuşak ve eğlenceli bir yaratık daha bulamazsınız.
senelerce defalarca kedi beslemis birisi olarak tabiki benim de soyleyeceklerim var, kedi cok nankor degil, kendini cook ama cok seven bir canlı cesitidir. sizi ciftlesmek icin terkedebilir, birinci planda kendi huzuru ve rahatlıgı onemlidir. biz insanlarda zaman zaman oyleyiz.