bunlar gayet çatlak bir arkadaşımın kedi ve köpeği. evde bir köpek daha var( ev barınak mübarek). iki köpek bu kediden dayak yiyolarmış.* beraber aynı evde kavga dövüş de olsa yaşıyolar valla.
saat: 7:00 - oley, disari cikiyoruz en cok bunu seviyorum.
8:00 - Oley, yemek vakti en cok bunu seviyorum.
9:30 - oley, gezmeye gidiyoruz en cok bunu seviyorum.
9:40 - oley,arabada uyuya bilirim! en cok bunu seviyorum.
10:30 -oley, disarda egleniyoruz! en cok bunu seviyorum.
11:30 - oley, eve gidiyoruz! en cok bunu seviyorum.
12:00 - oley, cocuklar okuldan geldi! en cok bunu seviyorum.
13:00 - oley, bahcede oynaya biliriz, en cok bunu seviyorum ahh.
16:00 - oley, daha fazla cocukla oynuyorum, en cok bunu seviyorum.
17:00 - oley, yemek vakti gene, en cok bunu seviyorum.
18:00 -oley,evin reisi geldi en cok bunu seviyorum.
19:00 - oley, frizbe yakalamaca oynicaz, en cok bunu seviyorum.
21:30 - oley, sahibimin yataginda uyuyabilirim (kadin), en cok bunu seviyorum.
onlari kocaman harika biftekleri midelerine indirirken gözlemledim. benim önüme ise ne oldugu belirsiz kokusmus sebzelerden ve ölü hayvanlardan olusan igrenc bir yemek koydular.
tek umudum bir gün bu hapishaneden kacmak. o zamana kadar, bu insanlarin koltuklarini ve ev esyalarini tirmalayip yirtmakla yetiniyorum.
yarin gene bir ev bitkisini yemeyi planliyorum.
bu gün nerdeyse bir emelime ulasacaktim. bu gardiyanlarin birinin ayaklarina dolanip nerdeyse düsmesini saglayip az kalmisti öldürüyordum. bunun icin iyi bir vakti beklemem gerekiyor, mesela merdivenleri cikarken.
onlara hayati daha da zindan etmek icin, bu gün koltuklarina kustum, yarin sira yatakta.
benim ne kadar korku verici bir varlik oldugumu göstermek icin onlara kafasini koparttigim bir fareyi gösterdim, malesef bu planim bosa cikti, beni kovmak yerine, basimi oksayip bana iltifatlar yagdirdilar. sonra bana biküvili süt verdiler, ama buda iyi cünkü ondanda midem bulaniyor, gene halinin üstüne kusucam ohh..
gardiyanlarimin bir sürü sucortagi geldiler bu gün eve. onlar burda oldugu süre bir hücreye kapatildim, üstüme bide kapiyi kitlediler ordan cikmam imkansizdi.
onlarin nasil gülüp, eglendigini duyuyordum, benim hakkinda nasil konustuklarinida , beni "Alergi" yüzünden odaya kitlediklerini söylüyorlardi. Alerginin ne oldugunu ögrenip kendi cikarlarim icin kullanmam gerek.
diger tutsaklarin hepsi ödlekler ve galiba casuslar. Köpegi sürekli serbest birakiyorlar, ardindan her zaman mutluluktan dört köse olarak geri dönüyor. galiba o köpek akil hastasi ve deli.
bide kus var, onun bir casus oldugundan kesin eminim, sürekli gardiyanlarla konusuyor, benim her adimimi gözetleyip beni gardiyanlara ispiyonluyordur. demirlerle örgülü bir kaplamada oldugu icin, ona ulasamiyorum, yoksa coktan canini almistim.
ama benim zamanim var...
elbet bir gün benimde vaktim gelecek.
edit: pardon alinti oldugunu yazmayi unuttum, yabanci bir dilden cevrilmistir.
Köpekten korkanlara oldum olası acırım. Asıl köpek onlardan korkar, bunu bilemez şaşkınlar.
Köpek, sevgiye muhtaç, zavallı bir yaratıktır. Kimi zaman canavarlığa heves eder, bağırıp çağıracak olur, "höt" dersin, "iyk iyk" diye ağlamaya başlar. Ama senin için her zaman canını vermeye hazırdır.
Köpek kemikle değil sevgiyle yaşar, insan yanında mutlu olur, "sahip" ister. Köpeklik edecektir!
Köpek sevgisi "paylaşımlı" sevgidir, köpekle insan arasında karşılıklı duygu alışverişine dayanır. Karşılıklı çıkar da sözkonusudur, sen onu besleyeceksin, o seni koruyacak.
Kedi sevgisi, karşılıksız sevgidir. Kedi kimseyi sevmez, yalnızca kendini sever.
Bir şeyler bekleyerek köpek seviyorsanız, iyi. Hiçbir şey beklemeden kedi seviyorsanız, daha da iyi. Hayvan sevmiyorsanız zaten siktirip gidiniz. Hayvan sevmeyen, insan da sevmez.
Köylü, hayvanı çalıştırmak amacıyla sever. inekten süt, boğadan döl, danadan et, tavuktan yumurta, köpekten hizmet alacaktır.
Şehirli, hayvanı salt hayvan olduğu için sever. Üretim sürecinde hayvan gerekli değildir şehirliye. Yüz yıldır atı da hayatından çıkarmıştır.
Kedi, karnını doyurup suyunu da içince vurur kafayı uyur. Köpeği her gün çıkarıp gezdireceksiniz, çişini kakasını ettireceksiniz, koşturup oynatacaksınız. Kedi bakmak kolaydır, köpek bakmak zordur.
Kediyi atarsanız, kendi başının çaresine bakmaya çalışır. Başarabilirse yaşar. Köpeği atarsanız, hiçbir şekilde yaşayamaz, ölür.
Kedi intihar etmez, köpek eder.
sonuç olarak fark etmez kedi mi köpek mi olduğu, bakamayacaksanız, sakın ne köpek ne kedi almaya kalkmayınız. Aldıktan sonra da sakın atmayınız.
iki zavallı evcil hayvanın sürekli kıyasalama durumdurur.aslında kim hangi cinse bakabilirse onu almalıdır. tabii 2 hayvanın bize bakış açısı da ayrı bir konudur.
köpek düşünceci
beni besliyorlar, beni seviyorlar, beni koruyorlar
heralde insanlar tanrı olmalı.
kedi düşüncesi
beni besliyorlar, beni seviyorlar, beni koruyorlar,
heralde ben bu insanların tanrısıyım.