bugün

insanların yanlış bildiği bi durum. kedi sahibi olunmaz. kedi sahibesi de olunmaz. çünkü; bir kediyle beraber aynı evi ya da hayatı paylaşmak demek ona sahip olmak demek değildir. zira kedi; ne köpek gibi çağırdığınız an yanınıza gelen, ne de boynuna tasmayı geçirip istediğiniz an sokağa çıkarıp ardınızdan sürükleyebildiğiniz bir canlıdır.

kedi; tamamen özgür, istediği an istediğini yapan, istediği an kendini sevdirip istediği ansa götünü dönüp uyuyan bi canlıdır. bu yüzden de bir kediyle aynı evi ve aynı hayatı paylaşan hiçbir insan "kedim var" ya da "ben bir kediye sahibim" demesin. zira kedi buna götüyle gülüyordur inanın.

aslında sizin bir kediniz değil, kedinin bir insanı vardır. istediği an mamasını-sütünü alıp, istediği an her türlü şaklabanlığı yapıp size ve kendine keyif veren, istemediği ansa dünyayı sunsanız bile göz ucuyla dahi size bakmayan bir canlıdan bahsediyoruz burada.

yani anlayacağınız, kedi sahibi olduğunu iddia eden her insan, bir kez daha düşünsün kimin kime sahip olduğunu.
namümkün olan hadisedir. cünkü kediye göre yaşadığı evin efendisi, kendisidir. daha fazla bilgi için (bkz: kediler için zen)
Bazen "ben mi onun kedisiyim, o mu benim kedim" diye düşünüyor insan. Bu köpek it domuz kedi, sizin ne hissettiğinizle hiç ilgilenmiyor anacım. Annem hasta yanına kıvrılıp yatayım diyeceği yerde, oyun istiyor. Bayıra karşı yatır beni tırmala beni kaşı beni diyor.

Kızım dur diyorum bu sefer huzursuzluk yapıyor.

Çantanızın içine girip gözünüzün içine bakıyor hayvan insanı, şapşal!
Gezmek istiyor evin içinde.
Sonra çıkıp o götümmetrekare kalorifer peteğinin üzerinde uyumaya çalışıyor. Sığmıyor. Bi Patisi düşüp düşüp duruyor uyukladıkça.

Geldi demin hadi ilgileneyim dedim, sevdim de sevdim. O da biraz beni sevsin diye beklerken, şimdi "sadece sarılıp uyuma" fasiletisine geçeceğiz zannederken döndü götünü gitti oynaş kaltak.

Sonuç olarak bizim evin kedisinin 3 tane insanı var.
Önüne yatıp kendimi sevdirecek kadar özlüyorum onu.

Zamanınız, verecek sevginiz ve azıcık merhametiniz varken bir evcil hayvana sahiplendirin kendinizi. Hayatınız değişsin.

Kendi acından ölse markete girip bisküvi almayacak adam babanız bile, gördüğü her veterinerden bir mama bulup eve getirir hale geliyor, iç cebinde cocuğuna çikolata getiren babalar gibi.

Benim kedim vanlı bu arada. Ben Karadenizli. Özüm Tebriz'li. E bu yüzden kedi insanımı "burnu fındık, ağzı şeker fincanı, şeker mi şerbet mi Gül acem kızı" deyi deyi uyutuyorum.
Çocukken yaşadığım hazdır. Mutluluk verir, sidik kokar ama yine de hoştur.
kediye veya herhangi bir hayvana sahip olmazsınız.
hayvanlar çanta değil önce bu konuda anlaşalım.

kedi bakımından bahsetmeyeceğim.

bi kediyle birlikte yaşamanın neler hissettirdiğini anlatabilecek bir lugat da yok.

yüreğinizin ta içinden gelen sevginin aranızda nasıl bi empati kuracağını tahmin bile edemezsiniz.

aynı anda sevgili, dost, evlat, yastık, minder, peluş, can, canan her bise katıyorsunuz hayatınıza.

bi kediyle aynı evi, yatağı, yastığı, suyu, bardağı, dondurmayı, paylaşmamış birinin bunun üzerine yorum yapmasını kabul edemiyorum.

siz onu ne kadar seviyorsanız o sizi on katı seviyor. sabahları boynunuza sokulan bir canın ne demek olduğunu bilmek bunu yaşamayı gerektirir.
akşam eve gelip kapıyı açtığınızda o aradan uzanan minnacık pati, bazen hiç bir dost eline değişmeyecek kadar güzel olur.
evin enerjisini değiştirir, sevmeniz için size şirinlik yapar ve onunla uyumak çok zevklidir.
Mikrobiyoloji dersi aldıktan sonra tahammül edilemez bir hal alan iştir.
insan beslemek gibidir kedi sahibi olmak. ne demek istediğimi örneklerle açıklayayım. dişi kedi kızlar gibidir, sevmek istediğinde naz yapar kaçar, işin olduğunda sürekli senden ilgi ister tependen inmez. evin içinde alımlı alımlı gezer. size kibar şakalar yapar. gecenin bir yarısı kafanızı tırmalayıp kaçabilir. erkek kediyse, erkeklere benzer. evde pek duramaz, sürekli dışarıda dişileri kovalamak ister, evde ağa ağa gezinir, sevdirmek delikanlıyı bozar hesabı nadiren kendini sevdirir. evde olduğu anlarda bile pencerenin önüne oturur ve emekli amca misali gelene gidene karışmaya çalışır. şakaları da ağırdır. gelir direk tırmığı koyar ya da ısırır. kaçmaz ters ters bakar.
Bu kaplan veya jaguar olursa bunlar evcilleştirmek bir o kadar da zordur tabi hatta imkansız güzel hoş bir durumdur.
facebook çıktı çıkalı kedi sahibi olan insan sayısı daha da arttı. hele bir de nikon fotoğraf makinası ve instagram hesabı da olursa vay anam vay...
dikkat gerektiren birşeydir. Trafoya kaçabilir.
Kari sahibi olmaktan iyidir.

Not: kabalığım için üzgün değilim.
astımlı biri olduğum için henüz tam anlamıyla yaşayamadığım ama yaşamak istediğim durumdur. Bilenlerden pm atarlarsa rica olunur bu hastanelerde falan kedi testi olunuyor mu yani alerjimin olup olmadığıyla alakalı + oldu ki testten geçtim, astımlı olduğum için sorun olmaz değil mi?

Ek olarak kedi "sahibi" olmak cümlesiyle edebiyat yapan arkadaşlar, o zaman kimse çocuk sahibi de değil öyle mi? Bazı kelimeler asıl anlamlarıyla değil yan-mecaz anlamlarıyla söylenir. Hatırlatayım dedim.
En güzel yani .kışın yanina alirsin , uzerine yatar uyurken miril miril oter hoşnut olduğu andir.charles bukowski bu anin terapi olduğunu yillar önce söylemiştir.
her fotoğraf görünce yapmak istediğim fakat cesaret edemediğim şey. sadık değiilermiş mesela , tırmalayan çok duydum. tüy de döküyorlar . ayrı eve çıkınca yapıcam ama , ne kadar saldırmasından korksam da . swh.
Dünyanın en güzel hissidir.
Anne olmak nasıl bir şeydir bilmiyorum ama sanırım bir nebze de olsa bugün bunu tadabildim.
Allah herkese nasip etsindir.

Not: kediciğimin cinsi british shorthair vescottish fold` karışımıdır.

(img:#1201860)
(img:#1201861)
kedi sahibi olunmaz kediyle yaşanılır. bir süre sonra kedi biraz size benzer siz biraz kediye benzersiniz.
yattığı yerde dönüp durur, tüm örtüyü üzerine çekip kabuslar görmeye başlar.Terk edilme korkusu ve insanlara karşı güven problemi yaşar sonra ısınır insanlara.
Bende kendimi sevdirmek için ona sokulmaya başladım istemediğimde öylesine bir sarılıp gidiyorum. kumu pis olunca daha da dağıtıyor ortalığı bende bakıyorum ev dağınık rahvan gidiyor her yer her yerde. uykuya başlarken sarılıp uyumayı ikimizde seviyoruz ama kalk yatağına git diyorum bazen de o bana kalk git diyor koltuğa gidiyorum. beraber boş boş duvarı izliyoruz. sinek avlıyorsa yardım ediyorum sineği tavandan aşağıya doğru uçuruyorum oyuna katılmış oluyorum sabahları ben yüzümü yıkamaya gittiğimde musluk benim diye ilk o su içiyor yüzünü yıkıyor bazen de bana izin veriyor sonra o yüzünü yıkıyor.

yani en iyi arkadaşım bir kedi ve çok ortak yönümüz var ya da körle yatan şaşı kalkıyor.
sayemde bir müşterim bu sınıfa dahil oldu.

45 cm'lik "kapı önü kedisi"

görsel
en az birinci katta oturulur.ısrarla zemin olsun diyorsan da 2 metrelik çit çekersin bahçeye taşınmadan.sonra fellik fellk elde fener kedini aramazsın yaşlı gözlerle.
güzel bir duygu, beni annesi sanıyor tatlış şey ya.
görsel
Tuhaftır bir sürü duygu yaşatır. Hastalandığında çocuk falan yapmayacam çocuğum olsa hepten kafayı yerim dedirtir. Ne zaman gelse yanıma yatsa öpüp koklasam çocuk doğurcam ya onu nasıl severim kim bilir diyorum.
Ayrıca kedilerim benim sahibim piçler öyle davranıyor.
görsel
görsel
insanın hayatına renk katar. piçlikte üstüne yok.
Hayvan mezarlığı kitabını okuyanlar ciddi korku yapıyor onlardan. Bende inceden tırsmadım değil.
Beladır bela! Bizim kız 3 yaşında. Açıkcası evin ağzına mıçıyor, herşey tüy ve bunun oyuncakları(normalde başka işlevi olan kalem, defter, terlik,pet şişe, kapak vb şeyleri bir süre sonra bahsettiğimiz arkadaş sahiplenip kendine oyuncak ediyor)... sonra bu boklu şahıs eve geldiğinizde bir köpek gibi asla kalkıp sizi karşılayıp sevgi fln göstermez. Bütün gün uyur da gece 2 de gelip hadi oynayalım, der. Azcık hoşuna gitse bi tutuversen öpmeye kalkarsan yandın, önce tırmığı yersin sonra da bir tıslama şeklinde küfür işitirsin. Evde yalnız bırakamazsın çünkü aklın onda kalır. Eve arkadaş çağrımazsın çünkü misafirden hoşlanmaz. Tatil fln hak getire... bi şey yemeye kalksan karşına geçer, sanırsın 25 senedir aç, öyle acıklı bakar... kedi sahibi olmak derttir dert.
Ama şu an desen ki "gel bono sana 50 bin vereyim kedini ver " yok anam canımı veririm o it oğlu iti vermem. Ben bunun icin misafir gelmesini kestim , 2 ev değiştirdim, bi de alerjik astımım var azcık insafa gelip koynumda fln uyursa hapşırıyor hapşırıyor ben uyuyamıyorum. Ama yine de ille de kedim ille de kedim. O minik patisini uzatıyor ya bana tamam işte o an herşeyin zahmeti bitiveriyor...