Kendimi bile almak istemiyorum. Kaçıp gitmek, hiçbi şeyi düşünmemek, sadece uzaklaşmak istiyorum. Artık yoruldum.
Yirmi yaşındayım. Hadi tamam tamam yirmibir. ve insanların samimiyetsizliğinden, laf sokmalarından, bencilliklerinden yoruldum. Üstelik liseden beri thomas hobbes in bencillik hakkında ki fikirlereni savunmama rağmen. Biyolojik olarak genimiz bile bencil olduğunu bile bile insanların bu kadarbencil olmasına gerçekten anlam veremiyorum. Dikkatinizi çekerim bu kadar diyorum. Anlatabiliyorum değil mi? Çünkü ben artık kendimi anlatmaktan da yoruldum.
Anne seni çok özledim...
Şimdi çıkıp gideyim ve düşündüğüm tek şey kaldırım taşlarının sayısı olsun. 1, 2, ... 11, 12... 27 ?? Kaçta kalmıştım?
Bir arzudur ki aldı başını gidiyor be. yurtdışına kaçıp gitmek istiyorum aslında, param olsa dünyayı gezmek istiyordum ama olmadığı için güzel bir avrupa ülkesine kaçıp orada kendime bir hayat kurmak istiyorum.
Bunalınca en çok istenilen şeylerden biridir. Nereye gittiğini, gitmek istediğini düşünmeden hatta arkanıza bile bakmadam gitmek istiyorsanız bu o işte.
Bazen geceleri başımı yastığa koyduğum an hayal etmeye başlarım. Yaşadığım şehirde, yaşadığım insanlarla, yaşadığım sıkıntılarla, yaşadığım mutluluklarla değil de farklı bir yerde, belki yollarda, yalnız veya bir dostla, başka dert ve başka mutluluklarla yaşıyormuşum hayatımı. Bir gün dağları, başka bir gün sahilleri adımlıyormuşum. Başka mutluluklara gülümseyip, başka dertlere ağlıyormuşum. Tamamen kurtulmuşum yani yaşadığım kavanozun içinden.
Bunları hayal etmek çok kolay ve huzur verici ama olmayacağını anladığınız zamanlar çok yıpratıyor insanı. Kaçmak arzusu da böyle işte. Çok düşünüp yapamayacağınızı anladığınız zaman insanı dibe doğru sürüklüyor. Eh tabi sonra bir şekilde devam ediyorsunuz hayata ama yarım devam ediyorsunuz. Hep bir kaçışın, hep bir huzurun özlemiyle.
Sıkılırsınız bazen herşeyden. insanlardan, iş hayatınızdan, okuldan, yaşadığınız şehirden. Sadece gitmek istersiniz, uzaklaşmak istersiniz. Ama büyük olasılıkla mümkün olmaz. Bağlanmış gibisinizdir sanki yaşadığımız şehre. Kaçıp gitmek dururken, siz hareket edemeden olduğunuz yerde kalırsınız.
Çünkü sizi bekleyen sorumluluklarınız vardır. Aileniz, karınız, çocuklarınız. Onları düşünürsünüz yine bulunduğunuz yerde kala kalırsınız.