doğu cephesi.
silah altına alınacak yetişkin er yok.
ama bir paşa var.
kazım karabekir...
elindeki kısıtlı imkanlara rağmen, erzurum ve havalisindeki öksüz, yetim çocuklara sahip çıkıyor, kol kanat geriyor.
asker yok.
ama vatanın öksüz ve yetim evlatları çok.
çocuklar karabekir'e diyor ki;
"paşam, babalarımız, abilerimiz, amcalarımız yoksa, biz ne güne duruyoruz?"
paşa ağlıyor.
hıçkıra hıçkıra ağlıyor.
kol kanat gerdiği, üzerine titrediği evlatlarıyla gurur duyuyor.
ve onları da askere alıyor, orduya kaydediyor.
cephe gerisinde her an tetikte, ihtiyaç hasıl olması durumunda vatan savunmasına hazır onlarca aslan parçasından çakı gibi müfrezeler bina ediyor.
işte onlar karabekir paşa'nın gürbüzler ordusu olarak anılıyor, nam salıyor.
karabekir paşa'nın bu gürbüz evlatları, daha sonra türkiye cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra bir devlet politikası olarak uygulanan "gürbüz türk çocuğu projesi"ne de ilham kaynağı oluyor.
Burger kingde karnını doyurup starbucksa keyif kahvesi içmeye giden veletlerden ya da midden t tarafını kesip kendini bi bok sanan itlerden oluşmayan ordudur.
Türk askerlerimizin nostaljik bir fotoğrafı. Şimdi balyoz davası döneminden tut ilker başbuğ'u genelkurmay başkanlığından indirip akp kendi adamını genelkurmay başkanı yapınca 15 temmuz afişinde alay konusu olur ve tsk buna gıkını çıkarmaz. Nereden nereye...
karabekir paşa, 1919 yılından itibaren doğu anadolu'daki öksüz, yetim hemen hemen bütün çocukların bakım ve eğitimini üstlenerek adeta bir devrim yaptı.
karabekir paşa'nın yetimleri arasında her milletten, her dinden çocuk vardı.
türk, kürt, zaza, ermeni, yezidi pek çok çocuğa memleketin en zor zamanlarında sahip çıkılmıştı. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1930522/+
devletin halkına sırtını çevirdiği, padişahın kendi bekası için tebasını işgalcilerin insafına terk ettiği o yıllarda yapılan bu organizasyonun büyüklüğüne bugün bile aklımız sırrımız yetmiyor.
100 yıl önce işgal altında bile çocuklarına, gençlerine sahip çıkan bu devlet, bugün gençlerine kalacak yurt, özgür bir eğitim ortamı sağlayamıyor, gençler ve çocuklar çaresizlikten tarikatlara, cemaatlere teslim oluyor, istismara uğruyor ya da işsiz kalıyor, intihar ediyor...
(bkz: ya devlet başa ya kuzgun leşe)