habertürk'te kısa tarihi şu şekilde anlatılmıştır:
"türk havacılık tarihi açısından kayseri tayyare fabrikası'nın önemi büyük. fabrikanın temeli, 120 alman ve 50 türk'ten oluşan bir ekip tarafından 1926 yılında atıldı. hedef alman junkers a-20 ile junkers f-13 limosine uçaklarını üretmekti. ancak yüksek maliyet ve işgücünden kaynaklı sıkıntılar nedeniyle almanya ile yapılan anlaşma lağvedildi. junkers'in tüm hisselerini türk tayyare cemiyeti satın alıp fabrikayı 1930 yılında milli savunma bakanlığı'na devretti. tekrar çalışmaya başlayan fabrikada 1930-1932 yılları arasında 15 adet junkers a-20 imal edildi. tamamen metal yapımı junkers a-20'ler türk hava kuvvetleri'nin ilk telsizli uçaklarıydı. 1932 yılından sonra amerikan curtiss hawk ve fledgling uçaklarının üretimine başlandı. ancak 2. dünya savaşı sonrasındaki marshall yardımı sebebiyle uçak üretimi durduruldu. toplam 112 uçağın üretildiği kayseri tayyare fabrikası'nın tesisleri uçak bakım ve onarımı amacıyla 1950'de kayseri hava ikmal ve bakım merkezi oldu."
hollanda'dan sipariş almasına karşın menderes döneminde uçak üretimi durdurulmuş; traktör üretimine geçilmiştir. yeter mi? durmak yok yola devam! marshall yardımları ile beleşe gelen hurda traktörlere "kanan" dönemin hükûmeti traktör üretimini de durdurmuştur. sonunda fabrika kapanmıştır.
aynı zihniyet türkiye'nin en verimli topraklarına amerikalılar söylüyorlar diye tuz da ekmiştir.
Türkiye'nin ilk uçak fabrikası TOMTAŞ, 6 Ekim 1926'da Kayseri'de açıldı.
TOMTAŞ’ta 1926 yılında ilk olarak Junkers A-20’lerin montajı yapıldı.
1927 yılının sonuna kadar ise 30 adet Junkers A-20’nin, 3 adet
Junkers F-13’ün üretimi gerçekleştirildi.
TOMTAŞ’ta üretimler sürerken Alman ortak Junkers ile ilgili birtakım
sıkıntılar baş göstermeye başladı. Çünkü Junkers o sıralarda
ekonomik sorunlar yaşıyordu.
Tüm bu sebepler yüzünden 28 Haziran 1928’de ortaklığa son verilerek
üretim durduruldu. Junkers firması 520.000 karşılığında hisselerini
Türk Tayyare Cemiyetine devretti.
Alman firmanın içinde bulunduğu mali zorluklar anlaşmanın sona ermesine
neden oldu. Junkers Türkiye’ye verdiği taahhütleri yerine getirmedi.
Junkers ile patent ve uçak testleri konularında da anlaşmazlık yaşanıyordu.
Alman hükümeti de iflasın eşiğine gelen firmadan desteklerini çekmişti.
buraya dikkat .....
Bununla beraber Türk Hava Kuvvetlerine uçak satan Fransa’nın, fabrikanın
kapanması için Alman firmasına yaptığı baskılar da söz konusuydu.
27 Ekim 1928’de de TOMTAŞ’ın resmen iflası açıklandı. Türk Tayyare Cemiyeti,
1930 yılında hisselerini Milli Savunma Bakanlığına devretti. Ayrıca bu süreçte
konu mahkemeye de taşında ve Junkers’e tazminat ödenmesine hükmedildi.
Milli Savunma Bakanlığına devrinden sonra bir süre bakım-onarım faaliyetlerine
devam eden fabrika 1932 yılında Kayseri Uçak Fabrikası ismini aldı.
Uçak üretimi yapan Kayseri Uçak Fabrikası 1940’lı yıllarda Marshall Yardımı’nın
da etkisiyle önce üretimi durdurdu, 1950’de Kayseri Hava ikmal ve Bakım Merkezi
haline geldi.
askeri çevrelerde bilinen bir olay vardır . savaş uçaklarında iniş
mesafesini azaltmak için fren paraşütler kullanılırdı . şimdi bazı
uçaklarda hava freni , spoiler vs var . 1980 li yıllarda askeri
fabrikalarda yerli fren paraşütleri üretildi .
amerikalılar " siz artık paraşüt sipariş etmiyorsunuz ? neden ? " diye
sorması üzerine türk tarafı da yerli üretimin başladığını söyler .
amerikalılar lobi ve kulis çalışması yapar ve yerli üretim yapan ekibi emekli
ye sevkettirir .
1974 yılına kadar arıza yapan amerikan yapımı uçak , helikopter vs nin
kapağının bile açılması yasaktı . küçük arızalar için amerikalı teknisyenler
gelirdi . ciddi arızalarda araç kargo uçağıyla almanyaya veya amerikaya
götürüldü . tabii bu masraflar amerikan yardımından düşülürdü ....
**************************************
MiT'in maaşını 1973'e kadar CIA ödedi
Bu iddia dönemin Dışişleri Bakanı ihsan Sabri Çağlayangil'e ait. Çağlayangil'e
göre 1973'e kadar ABD gizli servisi CIA ile MiT birbirine göbekten bağlıydı...
bu arada havacılık sektöründe amerikayla rekabet çok zordur . öyle
" kapatmasaydık f-35 yapardık "düşüncesi yanlıştır diyelim .....
rusya , çin veya avrupa f 22 gibi bir uçak yapabiliyormu ??
1970 li yıllarda çok söylenen şeylerden bir tanesi de yerli tabanca üretimi
ne izin verilmesiydi . " bir eğeyle browning yapan karadenizli ustalarımız var,
devlet izin verse hem bu işler yasal olur , hem en güzel tabancayı biz yaparız
hem karadenizli korkmadan çalışır , ekmek yer " düşüncesiydi . ancak kazın
ayağı meselesi ...
yerli üretim tabancaların ancak orta kalite olduğu ortaya çıktı . ilerde daha
gelişebilir tabiii .
meşhur " glock " tabancalarını tasarlayan avusturyalı gaston glock aslında
bıçak üreticisiydi . 52 yaşında tabanca üretimine başladı . 2020 yılı itibariyle
en iyi satan tabancaları üretti .
bizim ardeşenli , çaykaralı ,oflu ustalar da " yüz senedir tabanca yapıyoruz "
diye övünüyorlardı . tabii yaptıkları tabanca ancak düğünlerde işe yarıyordu .
yani bir " glock " yapamadılar ....
kuvvetli ülkelerin orduları , özel kuvvetleri " laz mustafa ustanın " yaptığı tabanca
ları değil , gaston glockun ürettiği tabancaları kullanıyor .
kısacası onu yapan onu da yapar vs gibi düşünceler yanlıştır , hayal kırıklığına
sebeb olur .
