bir eşya kaybetmekse mevzu bahis insan acziyetinin bir göstergesidir. insan beynine, hafızasına hakarettir. ne olursa olsun kıçıkırık bir eşya da olsa sinir oluyorum bir şey kaybettiğimde. kendimi işe yaramaz hissediyorum.
pes etmektir. o da zayıflıktır zaten. pes etmeyeceksin. mücadele edeceksin, savaşacaksın. yoksa arka sıralarda ağlaşır durursun bir başına. isteyecek ve onu "alacaksın", hayat budur işte. "hayat bir cangıldır." denir. "çünkü hayat zayıflıkları affetmez". her ne kadar sevimsiz görünse de maalesef bu gerçekliğin soğukça ifade edilmesidir.
Sürekli bir yerlerde hata yapan insanların aşina olduğu durum.
Bazen bir müddet sonra kaybeden insan kaybettikçe rahatlar. Hayatını yapılandıracak başka bir "olaylar bütünü" olmadığı için kaybetmeyi de kendine göre bir değer sayar. Belki hayatını başka insanlar için şekillendirmez. Başka insanların kendisi için hayatlarına müdahale etmelerini bekler. Etmezlerse de olur aslında. Kendi yaşantısına müdahale edilmediği sürece. Belki de hata yaptığı yer burasıdır. Ama umurunda değildir o insanın. Şöyle bir gerçek vardır belki gün yüzüne çıkmamış veya çıktığı kabul edilmemiş; bazı kaybedenler kazandıkça mutsuz olurlar.
Ilginç bir seydir. Akla ergenligimin tatli hevesi kaan caydamli ve mete avundugu getiriyor. Ha bir de batuhan dedde var ki umarim taniyorsunuzdur. O zaman Taniyin.
Kaybetmek. Üç hece, dokuz harf. Basit yazılıyor. Ortalama üç saniyede bu eylemi çizebiliyor insan kağıda. Kağıda bu harf topluluğunu çizmek ile bu eylemin rasyonel bir şekilde gerçekleşmesinin ruhlara, bedenlere ve kalplere attığı çizik çok farklı.
iyi etkisi olan bir kaybediş olmaz, mutlaka üzüntü olur sonunda. Bir insanı kaybetmek, bir eşyayı kaybetmek, para kaybetmek, şans getirdiğine inandığımız herhangi bir şeyi kaybetmek, aklını kaybetmek ve en sonunda insanın kendini kaybetmesi. en ağır yarayı son madde veriyor sanırım. parayı kaybettiğinde tekrar kazanabiliyorsun, insan da öyle. bir insanı kaybettiğinde yerini dolduracak insanlar mutlaka bulunuyor. eşyaya da fazlaca üzülüyorsun belki ama unutuyorsun sonra. ama insanın kendini kaybetmesi, asla unutulmayacak bir mevzu. her an kendini hatırlatan bir hadise.
Bugüne kadar insanları kaybettim, paramı kaybettim, uğuruna inandığım eşyalarımı kaybettim, dönem dönem bilincimi kaybettiğim de oldu yani delirdiğim... Sonra bir gün uyandım, aynada suratıma baktım. dehşete düştüm çünkü yoktum orada. tasarladığım şeyler başıma gelmişti. kendimi kaybetmiştim. ondan sonra saatte iki yüz kilometre hız yapan bir arabaya eşit hızda kaybetmeye devam ettim. üzülmemeyi öğrendim kaybedişlerde. o kadar çok alıştım ki buna, kaybetmediğim günlerde huzursuz olmaya başladım.
bu kanalizasyon çukurundan kurtaracak birini bekledim durdum. geldikleri de oldu. el uzattıkları. tam çıkacakken çukurdan, bu pis kokuya ne kadar da alıştığımı düşündüm. benim evrenim huzursuzluktan, gözyaşından, kalp kırığından inşa edilmişti. huzur, mutluluk vs. bunlar reklamlarda gördüğüm ürünler gibiydi. insanlara satabilmek için göz boyayan cinsten. aldığında o ürünün bir boka yaramadığını görüyorsun. anlıyorsun. neyse.
zafer çığlıkları atmaya ramak kalmışken , tepetaklak olan hislerin, beklentilerin, görüşlerin ve yakınlaşmaların yok olmasıdır. hiç beklemediğiniz bir anda sizi bulduysa eğer bu durum dünyanın en mutsuz insanısınızdır. Hiç bir teselli fayda etmez. Kabul etmek zaten işine gelmezken söylenen , sarf edilen bütün kelimeler tesellilier havada kalır.
işin en kötü yanı ise sürekli kaybeden biriysenız yeni kaybedişlere hala alışık olmamanızdır. Oysa her kaybettiğinizde bir sonraki için daha çok mücadeleci ve daha çok ayakta olacağınıza söz verir buluyorsunuz kendinizi. Bir nevi umut etmek ya da hala küçük bir umudunuzun olması.
Evet yine kaybettim ve yine aynı sonuçlarla yapayalnızım. bulanımdamıyım dibine kadar. ve bütün belirtilerini de yaşıyorum. iştah kapanması, hiç bir şeyden zevk alamamak, bir şey yapmak istememek, iç sesi ile deli gibi dertleşip hüngür hüngür ağlamak. Bulduğu ilk sahilde yıkan bütün hayallerine , kaybedişlerine taş atmak. Kitaplara sığınmak ama okurken hiçbir şey anlamamak.
işin özeti; Yine ve yeniden kaybettim. Umudum kalmadı mı dersiniz? Sanırım kendimi daha o kadar kaybetmedim.