başlığı sol çerçevede görmemle olay yerine intikal edip içeriği görüntüledim. derin bir paradoksla karşı karşıya kalacağımı bilmezdim. beni paradoksa sevk eden meselenin özü şu idi;
bu başlıkta ismimi görseydim, üzülürdüm. çünkü naif, kırılgan, hassas bir yapım var. "ben kavgacı bir adam mıyım yahu?" diyerek alınganlık gösterebilirdim.
hızlıca başlığı tarayıp nam-ı müstearımı görememek ise bu kez yine olumsuz bir duygu durumuna sevk etti şu fakir bünyemi. zira bir kavgaya çağrılmak için, salt kavgacı bir tabiatınızın olması şart değildir efendim. ecnebi diyarlarında "negotiator" olarak karşılık bulan şahıslar da pek tabi kavgaya dahil edilebilir. bu ödev ve sorumlulukla kavga mahalline davet edilmem neticesinde, olayın tatlıya bağlanması ve sulhun kazanması yönünde bir takım faideli işlevlerim söz konusu olabilirdi. ancak hiçbir yazar arkadaşım beni bu sıfata layık görmemiş olacak ki ismimi not olarak düşmemiş.
canınız sağ olsun arkadaşlar. sizleri yine de çok seviyorum.
acil olarak bana ulaşmalarını istediğim yazarlar. dört şeref yoksunu sevgilime laf atıp tartaklamış. şimdi bana en az sekiz yazar lazım. ben bu dört kişiyi duvardan duvara vururken beni anca sekiz kişi tutabilir. adamlar elimde kalmasın olayı abartınca beni durdurmanız lazım. ölünce kıymete biner adamdan sayılır bu yobazlar.
olur ya bir kavganın, bir davanın peşinden koşturacak olursunuz. yanınıza güvenebileceğiniz insanları almak istersiniz. işte bu kavganızda/davanızda çağırabileceğinşz sözlük yazarlarıdır.