bugün

Yönetmenliğini Şerif Gören'in yaptığı başrollerinde kadir inanır ve ayşegül aldinçin oynadığı 1987 yapımı filmdir.
Şerif Gören'in, Bingöl'de karın kışın kıyametin ortasında çektiği, kaçakçılarla askerlerin hikayesini anlatan bir nevi yol filmi. insanların, kaçakçı yada asker olmadan önce insan olduğunu bağıra bağıra haykıran bir filmdir. Yılmaz Güney sinemasının izlerini taşır.
türk sinemasının en samimi, en insan(i), en pitoresk ve (d)okunaklı filmlerinden biri. şerif gören'in on kadındaki rejisörlüğü ile birlikte kalburüstü bir yönetmen olduğunun film-i ispatı...
karın altında, gece; bir yanda kurtların uluması, bir yanda soğuk, o korku ve keder içinde; geçti dost kervanını söylemeleri filmedeki o diyardan diyara gezintinin başka bir parçası.
türk sinemasının güzel örneklerindendir. evet hayır yarışmasını yapan asker mehmet esen' dir.(cem yılmaz'ın 'benim ustamdır' dediği şahıs). yarışmada geçen 'he babam!yoh babam!' dialogları gülümsetir...
türk sinema tarihinin mihenk taşlarından biridir.
muhteşem bir dağ filmi. jandarmayla başı belaya giren katırcıların* hikayesini anlatmakta.
kadir inanır ve ayşegül aldinç başrol almışlardır.

--spoiler--
rüstem* ve abdurrahman dağ köylerinden birinde katırcılık yapmaktadır. yani katırlarla uzak yerlerden köye erzak getirmektedir. daha sonra para için kaçakçılık işine girerler. bu sırada köye istanbul'dan gazeteci ayşegül** röpartaj için gelir. kaçakçılık yapıldığı sırada rüstem ve abdurrahman suçüstü yakalanıp jandarma tarafından savcılığa götürülmek üzere şehre yola çıkarlar. gazeteci ayşegül'de mesleği gereği bu olayı haber yapmak için bunlara katılır. lakin hava şartları öyle ağırdır ki tipi nedeniyle göz gözü görmez, hepsi birden dağda kaybolur donma tehlikesi geçirirler. rüstem yolda çocuğunun ağır hastalığa yakalandığını haber alır. bir dağ evini işaret eder ve orada namaz kılma bahanesiyle bir askerin silahını eline geçirir fakat kaçış başarısız olur zira silah boştur. yolda tekrar tipiye yakalanırlar. rüstem öyle inatçıdır ki bir türlü yolu göstermeye ikna olmaz. --ellerim kelepçeli mapusa koşarak gidecek halim yok ya-- der. askerlerin de baskısıyla rüstem yol göstermesi için çözülür zira hala elleri kelepçelidir. rüstem arkasına bakmadan öyle bir yürür ki karda tipide kendini kaybettirmesini bilir. kaybolan askerler ayşegül ile birlikte donma tehlikesi geçirirler. abdurrahman kuytu bi köşe gösterip askere sığınak kazdırır. orada tipinin geçmesini beklerler hepsi yan yana dizilip ısınmaya çalışırlar hatta şarkı bile* söylerler.

hava yatışınca abdurrahman askerleri rüstemin evine götürür. evin çevresini askerle saran çavuş rüsteme seslenir. evden kucağında ölmüş çocuğu ve karısıyla beraber çıkan rüstem askerlerin de yardımıyla oracıkta bir mezar yapar. tekrar yola koyulurlar. yolda rüstem ve abdurrahman askerleri eve getirdiği için kavga eder. çavuş bu ikisini birbirine kelepçeler. son bir tepeyi aşıp gidecekleri yeri aşmak üzerelerken rüstem ve abdurrahman karlı yamaçtan atlarlar. çavuş tüfeğini ateşlediği anda üzerlerine çığ düşer. rüstem ve abdurrahman geri dönerek çavuşu ve ayşegülü kurtarırlar. askerlerden biri görev şehidi olur. rüstem çavuşu sırtlar ve biraz yürüdükten sonra askerlere çavuşa ve ayşegüle yolu gösterir. hemen ardından arkasına bakmadan abdurrahman ile beraber tekrar dağda izini kaybettirmek üzere yola koyulur. tam bu sırada askerlerine nişan aldıran çavuş ateş emrini veremez ve kaçmalarına izin verir.
--spoiler--
şu ana kadar izlediğim türk sinemasındaki ender şahane filmlerden birisi. hele ki porno sektörünün yeşilçamı yuttuğu dönemlerin sonrasını düşünürsek bence bu film tam da günümüz teknik ve kurgusuyla yapılabilecek türden bir film. spoilerlar verilmiş üstte, hikayeyi yeniden anlatmama gerek yok. ama bir case'i anlatıyor oluşu bakımından ayrıca şahane bir film. konu kaçakçılığa vurulmak istenen devlet darbesiyle ilgili. ama esasında memur hiyerarşisinin ne anlama geldiği, toplumsal cinsiyet rollerinin bu kadar sık bir şekilde filmdeki devlet görevlileri tarafından dillendirildiğini filmin her karesinde yakalamak mümkün. ayrıca kadir inanır'ın türk sinemasındaki erkek rolünü sadece jönlüğe sıkıştırmayıp aynı zamanda toplumsal bir meseleyi nasıl politikleştirdiğini de görüyoruz.

kıssadan hisse: mutlaka izleyin
http://alkislarlayasiyoru...-kozalagi-sesi-katircilar
KATIRCILAR

31 zavalli kol: ince, uzun ve siska
16 nefer:yorgun, yanik tenli ve korkak
9 gün,9 gece sonra uzandilar caliliktaki bir gölgelige
Inzivaya cekilip yagli urgandan ip
Us icinde pusu kurmus düsünce

Kusluk vakti küs gittigini hatirlar karisinin Harputlu Zabit
Katirlar üstünde: tuz, ucuz yollu seker ve tütün
Kimisi bitkin,kimisi gevis getirir, kimisi oraciga cöküvermis su icer küflü bakractan
Buz mavisi göge dogru simdi uctu yamactaki ardictan toklu bir güvercin

Para gerek der icinden,hemi de cok para
Sami Baba ellerini ellerine kavusturarak
Agir hasta anasi tek göz, kirecten odada yatar gün boyu yorgan dösek
Cigarayi sara dursun islak dudaklari arasinda
Ara sira kötülük gecer icinden
Köcek Halime'nin kalcalarini hayal ederek Ayyas Mustafa

Cehennem Kayaliklari az ileride, Kurt Inine iki günlük yol var daha
Dua; yüzü kibleye dönük,cebinde imamesi kirik tesbih,tek basina saf tutmus,
35 yil maphus daminda ömür cürütmüs, ayak diretmis hürriyete,
Iskence cekmis üstelik müdüriyette, Gaffur Aga
Kaysilar cicege durdugu gün af cikmis
O gün bugündür
El acmis yakarir Allah'a "-beni affet,beni affet!"
(Berdel yüzünden isledigi günah, bütün günahlara bedel)o farkinda degil
Sonunda dudaklarinda kipirdanir titrek bir El Fatiha

Onun berisinda Şıtıl, Cemo ve Yilmaz üc kardes
Birinin gömlek cebi delik,
Digerinde babasinin öldügün gün ona verdikleri köstekli saat
Öteki tek koluyla mutlu mesut
Sokulmuslar birbirlerine; ikisi gölgeleri üstünde uyur,birisi gölgelerine bakmakla mükellef
Cemo rüyasinda: tahta köprüden, tahta atla gecen bir cocuk görür
Ona bir kac adim yaklasir
Bir zelzele,bir tufan
Yer gök, gök yer olur
Ne tahta köprü kalir, ne cocuk
Tahrip gücü yüksek mayin gibi haykirir
Şıtıl'ın yüregi palazlanmis, Yilmaz'in yüzünde hayra yormayan bakis

Onlardan uzak oturmuslar atesin basinda konusurlar, anlasilan mevzu derin
Salih, Colak Memo, Merdan ve Bahattin
Sözler tamamlaninca suskunlugun koyusunda
Baslar gözlerle o hayali mesk
Menzillerine girer ucurumun kenarinda kayaliklarin kuytusunda tüm kudretiyle hayata tutunmaya calisan kanadi kirik keklik

Az ötede muskasini sikica kavrayan el
(mayin tarlasini gecmeden evvel)
Ötesinde azinlik halinde kivranan ruh
Gerisinde tutturulmus ölü dolu dokunus
3nefes, 3 ayri hayata durus, 3'e bölünen kader

Nal sesleri gecenin karanliginda yanliz degilsiniz der
Yikik tel örgülerden gecer tarifsiz gecmis, tarifeli gelecek
Yirtilir kagit gibi ölüm
Ölüm gibi agit
Yürürler agir agir bilinmeyen bir sona dogru.

viransairi
önceleri sımsıcak yaz aylarında tv de gösterildiği için hayata kızdığım lanet okuduğum film. bakın filme lanet okumuyorum yaz ayında tv de yayınlayanlara kızıyorum..
- evet babam.
- kazandım.

adamı pert eden şerif gören olaylarından birisidir.
Askerliğini kaçakçı peşinde kosarak bitirmiş insanlar için çok güzel bir film.