iyilik yapmanın size getirdiği pozitif bir izlenimin adıdır karşılıksız iyilik. iyilik yapınca karşılık beklememek, o iyiliğin karşılığını almak istememek değildir. çünkü insanoğlu iyilik yapınca, o iyiliğin kişiye, kendine neler getirdiğini görmek ve hissetmek ister. yaptığı iyiliğin karşılığını iyilik yaptığı birinden görmese de kendi içinde bunu hisseder. ama iyiliğin karşılığını görünce o iyiliği başkalarına da teşvik etmek ister. tabii ki böbürlenmeden. (#37762601) şurada anlatmak istediğimi daha iyi anlatabilmiştim sanırım.
mümkün değildir. insan doğası gereği yaptığı her iyilikten bir karşılık bekler. gündelik hayatımızda bu durumun major örneklerine sürekli şahit oluyoruz. örneğin; düğünde asılan takının kendi düğününde karşılığını beklemek, iyilik yapılan bir insandan pozitif ayrımcılık beklemek gibi...
diyelim ki; iyilik yapılan insandan bir karşılık beklemenin kötü bir davranış olduğunu düşündünüz ve bu konuda kendinizi törpüleme ihtiyacı hissettiniz. başarılı olamazsınız... çünkü yaptığınız her iyilik, iyilik yaptığınız insandan hiçbir karşılık beklemeseniz bile yine de sizi mutlu edecektir. yapılan iyilik sonucu mutlu hissetmek de bir karşılıktır. iyiliğin karşılığı, sadece iyilik yapılan kişiden ibaret değildir. iyilik yaparız, bunun sonucunda mutlu oluruz. iyilik yaparız, bunun sonucunda diğer insanların gözünde manevi statümüz artar. iyilik yaparız, bunun sonucunda karşı cins için ideal eş profili çizeriz. bunların hepsi bir karşılıktır.
peki ne yapmalıyız? çünkü istesek de karşılıksız iyilik yapamıyoruz. bu hayatta kalma amacı olmadan nefes almak gibi imkansız bir şey... öyleyse, bence, bu karşılık duygusunu en doğru ve kârlı yere kanalize etmeliyiz: Allah'ın rızasına...
iyilik yapmanın dünyadaki menfaatlerini umursamaksızın, bu eylemin tek karşılığını Allah'tan beklemek, Allah rızası için iyilik yapmış olmak bence en doğru davranış. Çünkü; Allah'ın karşılığı, iyilik yapılan insandan beklenen karşılıktan daha güzel olacaktır.
insan/8: Yoksula, öksüze ve tutsağa sevdikleri yiyecekleri yedirirler.
insan/9: 'Biz sizi ALLAH rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür beklemiyoruz.'
insan/10: 'Biz, suratsız ve belalı bir günden ötürü Rabbimizden çekiniriz.'
insan/11: Nitekim, ALLAH onları o günün kötülüğünden korur ve onlara neşe ve sevinç verir.
Benim bu enayi. Içimden geldiği için yaparım. Ben olduğum için yaparım. Kıymet bilen çok olsada, tüm iyiniyetime rağmen sağlam kazıklar yemisligimde vardır.
fazlasıyla uhrevi geliyor karşılıksız iyilik kulağa. karşılığı maddi şeylerle sınırlıyorsak birçok insana aziz/azize muamelesi yapabiliriz. karşılık bence maddiyattan daha fazlası.
vicdan dediğimizin şeyin, kendimizi diğer insanların ahlak anlayışından daha üstün görmemizi sağlayan perdeyi de karşılığa dahil edebiliriz bence. merak ettiğim soru şu:birine yardım ettiğimde, herhangi bir şey hissetmesem, vicdani bir rahatlama, o insana yardım ettiğimde, karşı tarafın duyduğu minnetin huzurunu hissetmesem yine de ona yardım eder miydim? emin değilim. Bu soru biraz da, ne olursa olsun sonunda, insanın kendine bile itiraf edemediği bencillik duygusuna çıkıyor. öyle güzel kamufle ediyoruz ki, kendimizi iyilik timsali olarak görebiliyoruz.
zihniyetleri bozulmuş olan insanların,
sizin iyilklerinize karşı da bir şey verebilme çabalarının sizi şaşırttığı durumdur.
benim bir iyiliğime karşı - talep etmediğim halde - iyilik yapmak istiyorsan bunun da adı çıkarcılıktır.