dünya üzerinde bir insana altı milyon düşen çalışkan, tekdüze, süper düzenli, kraliçelerine tapan, 6 ayaklı arılardan sora en takdir edilesi böcük türü.
eski zamanlarda dikilmesi gereken yaralar karıncalara ısırtılıp vücutları koparılırdı. bu sayede derinin bitişik kalması sağlanır, bir nevi dikiş görevi görürdü.
dış görünüş olarak her ne kadar birbirlerine benzer görünseler de, yaşayışları ve fiziksel özellikleri açısından yaklaşık 8000 türe ayrılırlar. Her türün de kendine özgü özellikleri vardır.
çalışkanlıklarının yanı sıra biraz aptal olduklarını keşfettiğim eklembacaklı. şöyle ki, kendileri odama oldukça büyük bir çıkartma yapıp yiyecek hiçbir şey bulamayarak can vermişlerdir. hayır yani gönder birini baksın ne var ne yok sonra çıkın dışarı. yok efendim hepsi beraber çıkıp ardından süpürülmesi gereken bir yığın karınca ölüsü bırakmışlardır.
kanuni sultan süleyman, birgün bahçede dolaşırken meyve ağaçlarının yapraklarının buruştuğunu farkeder. ve bakar ki ağaçlara karınca dadanmıştır. bunu hocası ebussuud'a sormak için odasına gider. ancak hocayı orada bulamaz. masasına bir mesaj bırakır:
meyve ağaçlarını sarınca karınca,
günah var mı karıncayı kırınca?
sonucu almak için geri döndüğünde yine hocayı bulamaz ama masada bir mesaj vardır:
yarın hakk'ın divanına varınca;
süleyman'dan hakkın alır karınca.
orda burda gördüğümüzde elimize aldığımız, gezdirdiğimiz, hatta çok samimi olunca öpecek kıvama geldiğimiz, ama yakından bakınca iğreeeeeeenç deyip bir daha asla ellemediğimiz hayvancık..
kim beşyüz milyar mı , milyon mu ister yarışmasında ayak sayısının sorulduğu hayvancıktır.dakikalarca düşünülmüş ,şıklar teker teker üzerlerinde açıklama yapılarak elenmiştir. karınca diyip geçilmemelidir ,mühimdir.
çok çalışan, iyi kalpli yardımsever bir böcüktür. ağustos böcüğü gibi bütün yaz gitar tıngırtatıp şarkı söylemez, dans etmez, laylaylomcu değildir. işi gücü çalışmak, buğday, ekmek kırıntısı, çitlenmiş çekirdek kabuğu çitlenmemiş çekirdek kabuğu falan toplayıp yuvasına taşımaktır, ne bulursa toplar anlayacağınız ve zorlu kış için stok yapar. sonbaharın sonuna doğru da ölür. bir de depremi önceden sezip yuvalarından çıkıp depremi haber verme özellikleri vardır. sismik hareket tellalı diye adlandırılabilir