bir işkence olarak zorla yaptırılmıyorsa normal bir insanın yapmak için can atmayacağı eylem. kardeşi ölürken insan oturup seyreder mi be canının bir yarısı gidiyor.
son dereçe kötü bir durumdur. dayımın ölümüne tanıklık olduğum için kardeşin ölümünün nasıl bir acı olduğunu cümlelerin anlatamayacağını söylemek isterim.
ancak bir psikopatın zevk alarak yapabileceği eylem.
mezara koyarken bir yanda ana, bir yanda baba ağlar. karşıdan da 10 yaşında yeğen bakar. sıkıyorsa ağla, kendini parçala!
sonra o gün aklına geldikçe göğsüne bir fil oturur.
Kardeşimin değilde dayımın olumunu gördüm. Gün geçtikçe ölüyordu dayım. sene 2008 sonu,askerden gelecekti 1 aydan az vardı tezkereye. Sirnakta görev yapıyordu. Bacağında bir yara çıkmış gata ya yatırdılar ankara da. Ufaktım o zamanlar. Almiyorlar hastaneye beni küçüğüm çünkü. Sonra taburcu ettiler dayımı meğersem herkes biliyormuş dayımın kanser olduğunu bi ben bilmiyormuşum. 19 şubatta oldu dayım sene 2009,4 yıl geçti üzerinden üzülürüm hala gün geçtikçe eriyordu çünkü.
Gözünün önünde erir gider. hayata onuna tutunursun. amcam şeker hastası ben beni bildiğimden beri. kardeşleri bakıyor on.a şimdi ise babası. babası 80 yaşında her sabah saat 6 da diyalize götürmek zorunda. bazen hükümete kızsamda bu adama sahip çıktığını görünce fikrim değişiyor. babası "Allah'a şükür, bu güne şükür. " derkende o kadar emin ki, o söylediğinde benim gözlerim doluyor. ne zaman köyde sela olunsa o gelir aklıma. düşmanlığından değil. kurtulması için... Allah insanların imtahını böyle yapmasın. belki mükafatı çok; ama Allah "düşmanıma" vermesin...
amcam sara hastasıydı,
sol tarafı tamamen felç olmuştu son zamanlarda konuşamaz olmuştu.
2çocuğu vardı,
birtanesi de dogmak üzereydi.
durumu günden güne kötüye gidiyordu.
babam eve gelmiyordu, yüzü hiç gülmüyordu. gözleri dolu dolu, heran ağlayacak gibi bakardı.
malatyaya sevk ettiler amcamı, ışın tedavisi gördü, orada da aksilikler bırakmadı peşini. birkaç defa mide kanaması geçirmişti. o arada çocuğuda oldu, sapsarı, yeşil gözlü bi bebek. okadar güzeldi ki.
neyse tedavi bitti eve geldi.
artık eli ve ayağı tutuyordu, hatta işe bile girdi.
babam o kadar mutluydu ki, onlara yeni bir ev yapmaya başladı.
o kadar mutluydu ki amcam, çocuklarıyla ve bizimle okadar ilgileniyordu ki
bu mutluluk sadece 1 hafta sürdü.
tamamen felç oldu bedeni.
yatalak oldu, su bile isteyemez oldu.
babam birden 10 yaş yaşlandı sanki, saç sakal bembayaz oldu.
artık oda hiç konuşmaz oldu, amcamın yanından ayrılmaz oldu.
sonra ne mi oldu, 1ay geçmedi.
ben dersteydim müdürün beni yanına çağırmasıyla öğrendim amcamın vefat ettiğini, apar topar gittim evine, babamda ses seda yok, oturmuş ağacın altında sadece gözleri dolu. acıdan ağlayamıyor bile.
içeri girdim, amcamın bedeni. üstünde de karnı şişmesin diye koyduklarını düşündüğüm bıçak.
sonra bayıldım.
uyandığımda birdaha babamı eskisi gibi bulamadım. mutlu görmedim.
çünkü bu kaybettiği 4. kardeşiydi.
hâlâ içimde iyileşmeyen yaradır, amcamın ölümü.
yıllar da geçse dolar gözlerim.
şu dünyadaki en ağır sınamalardan biridir kanımca.
dünyada en çok korktuklarımın başında gelendir.
6 yaşımdayken yeni doğan ikiz kardeşlerimden birini kaybettim aslında. yani hiç görmedim ama yaşadım.
ikizinin yüzüne bakıp hep tahmin etmeye çalıştım gideni.
babam mezarlığa hiç götürmedi beni. lise son sınıftayken annemle gittim. yüzünü hiç görmediğim kardeşimin küçük mezarını gördüm. babaannemle dedemle yan yana yatıyordu.
hiç görmedim, hiç koklamadım ama yüreğim ağrıdı,canımın parçasına ağladım.
anan baban daha üzülmesin diye gözünü gözlerine değdirmeden güçlü görünmeye çalışırsın ya bilirsin ki gözün gözlerine değerse kanayana kadar yaş gelecek, ağzından çıkacak tek bir kelime kendini yırtarcasına ağlatacağı için avuçlarının içini ısırarak yutkunamadan susarsın ya, hani herkes gittikten sonra artık dayanamazsın toprağa dizlerinin üzerine çöküp çaresizce hıçkırıklara boğulursun ya, lan sen en nefret ettiğim insan yerine koymadığım cesedinin yanından başımı bile çevirmeden geçeceğim yaratık işte duam odur ki allah sana bile bu acıyı yaşatmasın.
Çok yakın bir arkadaşım izlemişti malesef kardeşinin ölümünü. Anne babasının yanında güçlü durmaya çalışıp da en sonunda dayanamayıp kendini bırakışını, çöküşünü de ben izlemiştim malesef. Kaza geçirmeden birgün önce kardeşi çok istediği halde vermediği çikolata hayatının en büyük pişmanlığı olacak sanırım. O çikolataya bakıp bakıp ağlıyor hala biliyorum. O günden sonra kardeşimin hiçbir dediğine hayır diyemedim. Ondan önemli değil hiçbir şey. Allah hiç kimseye yaşatmasın bu acıyı!