ruhi su güneydoğuda fransızlara karşı verilen kuvay-ı milliye direnişini bizzat görüp yaşamış biri olarak karayılan türküsünü öyle bir içtenlikle seslendirir ki insanın içinde volkanlar patlatır gözleri yaşartır antep'in gaziliğine selam çaktırır vesselam.
Ateşi ve ihaneti gördük.
Dayandık, dayandık her yanda,
dayandık izmir'de, Aydın'da,
Adana'da dayandık,
dayandık, Urfa'da, Maraş'ta, Antep'te.
Antepliler silâhşor olur,
uçan turnayı gözünden
kaçan tavşanı ard ayağından vururlar
ve arap kısrağının üstünde
taze yeşil selvi gibi ince uzun dururlar.
Karayılan
Karayılan olmazdan önce
Antep köylüklerinde ırgattı.
Belki rahatsızdı, belki rahattı,
bunu düşünmeğe vakit bırakmıyordular,
yaşıyordu bir tarla sıçanı gibi
ve korkaktı bir tarla sıçanı kadar.
Yiğitlik atla, silâhla, toprakla olur,
onun atı, silâhı, toprağı yoktu.
Boynu yine böyle çöp gibi ince
ve böyle kocaman kafalıydı
Karayılan
Karayılan olmazdan önce.
Düşman Antep'e girince
Antepliler onu
korkusunu saklayan
bir fıstık ağacından alıp indirdiler.
Altına bir at çekip
eline bir mavzer verdiler.
Antep çetin yerdir.
Kırmızı kayalarda
yeşil kertenkeleler.
Sıcak bulutlar dolaşır havada
ileri geri...
Düşman tutmuştu tepeleri,
düşmanın topu vardı.
Antepliler düz ovada
sıkışmışlardı.
Düşman şarapnel döküyordu,
toprağı kökünden söküyordu.
Düşman tutmuştu tepeleri.
Akan : Antep'in kanıydı.
Düz ovada bir gül fidanıydı
Karayılan'ın
Karayılan olmazdan önceki siperi.
Bu fidan öyle küçük,
korkusu ve kafası öyle büyüktü ki onun,
namlıya tek fişek sürmeden
yatıyordu yüzükoyun.
Antep sıcak,
Antep çetin yerdir.
Antepliler silâhşor olur.
Antepliler yiğit kişilerdir.
Fakat düşmanın topu vardı.
Ve ne çare, kader,
düz ovayı Antepliler
düşmana bırakacaklardı.
«Karayılan» olmazdan önce
umurunda değildi Karayılan'ın
kıyamete dek düşmana verseler Antep'i.
Çünkü onu düşünmeğe alıştırmadılar.
Yaşadı toprakta bir tarla sıçanı gibi,
korkaktı da bir tarla sıçanı kadar.
Siperi bir gül fidanıydı onun,
gül fidanı dibinde yatıyordu ki yüzükoyun
ak bir taşın ardından
kara bir yılan
çıkardı kafasını.
Derisi ışıl ışıl,
gözleri ateşten al,
dili çataldı.
Birden bir kurşun gelip
kafasını aldı.
Hayvan devrildi kaldı.
Karayılan
Karayılan olmazdan önce
kara yılanın encâmını görünce
haykırdı avaz avaz
ömrünün ilk düşüncesini .
«ibret al, deli gönlüm,
demir sandıkta saklansan bulur seni,
ak taş ardında kara yılanı bulan ölüm.»
Ve bir tarla sıçanı gibi yaşayıp
bir tarla sıçanı kadar korkak olan,
fırlayıp atlayınca ileri
bir dehşet aldı Anteplileri,
seğirttiler peşince.
Düşmanı tepelerde yediler.
Ve bir tarla sıçanı gibi yaşayıp
bir tarla sıçanı kadar korkak olana :
KARAYILAN dediler.
«Karayılan der ki : Harbe oturak,
Kilis yollarından kelle getirek,
nerde düşman varsa orda bitirek,
vurun ha yiğitler namus günüdür...»
Ve biz de bunu böylece duyduk
ve çetesinin başında yıllarca nâmı yürüyen
Karayılan'ı
ve Anteplileri
ve Antep'i
aynen duyup işittiğimiz gibi
destânımızın birinci bâbına koyduk.
türk ırkına ait değil türk milletine ait bir destandır. türk ırkı diye bir şey tarih başından bugüne kadar hiç olmamıştır. türk ırkı diye bir şey olduğunu iddia eden şişmandır, aymazdır, avangarddır. zira türk bir milletin adıdır. ayrıca 1. dünya savaşı döneminde güney doğu anadolu yöresinde çok miktarda ermeni yaşıyor olduğu gerçeği bahsi geçen destanı konu alan aynı isimli dizideki ermeni unsurları da açıklar niteliktedir.
zaten karayılan isimli destansı kişi azınlıkları sabun yaptığı için değil, bir halkın makus talihini silip tekrar yazdığı için kahramandır.
an itibariyle en iyi ve en güzel bölümü oynamaktadır.
ilker aksum yine döktürmektedir. taylan biraderlerin ayrılışıyla çok kötü bir ivme alan dizi şu an en güzel bölümünü oynamaktadır. demek ki gelen eleştiriler fayda etmiş.
şüphesiz ki an itibariyle gösterimde olan en iyi ve en kaliteli dizi...
tamam, kabul etmek lazım mükemmel, kusursuz bir dizi değil ama ülke standartlarına bakınca göğsüm kabarıyor. bülent inal, polat bilgin, begüm birgören ve ilker aksum oyunculuklarıyla göz dolduruyorlar.
çok iyi bir konusu var. annem, binbir gece, genco ve ismini sayamadığım nice gerizekalı dizi gibi değil en azından.
müziklerine ise yorum yapmak haddime düşmez. orient expressions a saygılarımla.
velhasıl mükemmel olmasa da türkiye nin şu anda en iyisi nazarımda. tebrikler...
tv deki en kaliteli yapımdır. her hafta merakla beklenmektedir. taylan biraderler ayrılmış yönetmenliğe cem akyoldaş ve feride kaytan gelmiştir. yeni yönetmenlerle izlenen ilk bölüme bakılırsa taylan biraderler den sonra yadırganacak derecede farklılık yoktur.
an itibariyle insanda akıl fikir bırakmayan bir idamlık rehin kurtarma sahnesi ile izleyen gözleri yaşartmış dizi. hele bir de atılan kurşunların matrixvari bir şekilde, yakın kamera çekimi ve efekti ile ilerlemesini göstermeler yok mu diyecek bir şey bırakmıyor insanda. bu konudan herhalde en fazla bu kadar kötü bir dizi çıkabilirdi. yazık yazık.
edit: ulan o en son atılan kurşun gidip ipi kesti ya başka birşey demiyorum. pes.
karayılan yoktan varolan bir kahramanlık mücadelesi.
hemde işi,
binbaşı ernesto'dan daha zor.
bütün devrimci yoldaş'ları bu diziyi izlemeye davet ediyor,gerçek özgürlük savaşcılarının emperyalizme attıgı tokatı gözümüzün önüne getirmeye cagırıyorum..
Meşhur Kastamonu'lu davulcu. KAstamonu Folkloru için bir ekoldür; Ölümünün üzerinden 40 küsur sene geçmesine rağmen hala kastamonu, Boyabat'da yerel oyun havası kaset ve Cd ler, kastamonu karayılan ekibi ismi altında çıkar.
MAHiR DAĞLI Kastamonu'nun yetiştirdiği en büyük folklorculardan sayılan Mahir dağlı, "Karayılanı adı ile bilinmektedir. 1906 yılında Merkez ilçeye bağlı Yuva köyünde doğmuştur. Küçük yaşta babasından kaval çalmayı öğrenen Karayılan daha sonra davul çalmaya başlamış, 1942 yılında halk evlerinin Ankara'da tertiplediği gösteride davula adeta can veren bu sanatçının ünü bütün Türkiye'ye yayılmıştır. Durmadan ve yılmadan çalışmalar yapan Karayılan, bundan sonra Türkiye'de tertiplenen bütün festivallere çağrılmıştır.1950 yılından itibaren Uluslar Arası festivallere katılma tarihleri şöyledir;1950 yılında Fransa'da Biarrits, ispanya'da Madrid, 1954 yılında italya'da Venedik, 1958 den 1961 yılına kadar aralıksız her yıl Fransa'da Nice ve Cannes, 1962 yılında italya'nın Sicilya adasında ve Holanda'nın Amsterdam ve Birleşik Amerika'nın New York kentinde, 1963 yılında Almanya'nın Erlocb, Bonn ve Munich, 1964 de ise uluslar arası Venedik festivallerine katılarak büyük ilgi uyandırmış ve şöhret bulmuştur.Festivallerde; Gezinti; meydan oyunu, Kınalı Keklik, çiçekdağı, çiftetelli oyunlarını içtenlik ve büyük bir coşku ile oynayan Mahir Dağlı 1964 yılında Kastamonu'da ölmüştür.Davulcunun Edebi" adlı yazısında bir nezaket ve fazilet timsalini şöyle anlatır: "Kastamonulu Davulcu Karayılan (Mahir Dağlı) merhum, davul çalarken camilere ve mekteplere ilâveten bildiği beşikte bebeği olan ev ve ölümü beklenen yatalak hastaların bulunduğu ev önlerinden geçmesi gerektiğinde, tahminen beş adım önce davula vurma işine ara verir; bu sessizliği beş adım geçinceye kadar sürdürürdü. Ezan sesi duyduğunda ise, davul çalma işine kesinlikle ara verirdi." (Güncel Yazılar, Ank. 1997, s.557)
içine yeni nesilllerin de seyretmesi için olsa gerek bolca aşk kırıntısı da serpiştirilmiş bir atv dizi yapımı.
dizinin hikayesi ile gerçek karayılan hikayesi şimdilik birbiri ile örtüşmekte. yükselen bir milli şuur veya milli sanılan şuur veya şuur sanılan bir olgu var bu coğrafyada bu zaman içerisinde.
ama güzel mesajlar da yok değil. köyünü savunmak uğruna antep'i savunmaktan kaçınan kancıklar, türk ve ermeni insanının aynı tasa kaşık salladığı çorba akşamları, bir ermeninin karayılan çetesine katılması, buna gerekçe olarak dönemin emperyalist devleti olan fransızların kışkırtıcı rolünü keşfettiğini belirtmesi. her bokun altından çıkan bir amerikalı/ingiliz diplomat. fransız yüzbaşıyı halkı ayaklandıracak tedbirler noktasında devamlı surette fişekleyen bir temsilci. kadınların bu mücadelede perde arkasında kalmış aydınlık ve kahraman yüzlerinin aralanışı ve daha onlarca ayrıntı.
bilmem yanılıyor muyum ama bu tarz dizilerin daha basit ve sade hallerini eğitim teşkilatına da indirgenmesi gerekmektedir. okullarda kağıttan ot bok yaptırılan incecik fidanlarımızın görsel sanatlar veya sanat etkinlikleri gibi derslerde bu tarz yapımlar ile karşılaşmaları belki de istiklal marşını okumaktan aciz, çanakkale savaşını kenan evren yapmış diyen gerzekler yetişmesini bir nebze olsun azaltabilir sanki...
yada sal ipini rahvan gitsin denilerek anafartalar kahramanı kenan evren ve 12 eylül'ün failleri dursun önkuzu ve erdal eren'dir diyelim. resmi ideolojinin dayatmalarına kurbanlık koçlar olalım.
bir gaziantepli olarak ilk bölümünü merakla izlediğim ve açıkçası beklediğimi de aldığım,güçlü bir prodüksiyona sahip olduğu ilk bölümünden anlaşılan,oyuncu seçimleri de iyi olan,kısacası eli ayağı düzgün tv yapımı.
nazımın kurtuluş savaşı destanında anlattığı karayılan bölümü de göğüs kabartıcı ve ibret alınasıdır.e nazımdır ne de olsa yazan değil mi?
