sakarya dan yola çıkıyorum. bolu, karabük, samsun, ordu, giresun, gayet güzel insanlar.
hele bitki örtüsü, hava muazzam.
sonra devam ettikça insanlar ve hava acayipleşiyor. oraları hızla geçiyorum.
aslında güzel olmaktır ama bazı yerleri kendilerini ve davranışlarını çirkinleştirmek için elinden geleni yapıyor. özellikle bi kaç şehir var ama boşver şimdi.
Sinoplu ve samsunluları severim. Oraların doğası da bir farklı oluyor. Tabi Türkiyemizin her yeri güzel orası ayrı. Yeşilin ve denizin bir arada olduğu yegane yer karadeniz şaheser.
Uzaktan yakindan karadeniz'le alakam olmamasina ragmen, bir garip kan cekme durumu var bu durumdan muzdarip insanlarla aramda. dışarısı buz gibiyken bile sıcacık muhebbetlerle ısınabilmek, ilk defa karşılaştığınız ama karadenizli olduğunu bildiğiniz insanlarla sanki kırk yıllık tanışıyormuş gibi ahbaplık edebilmek, aynı dili konuşmak, aynı şeylerden aynı hazzı almak.. candan olmak, rahat olmak.. çok fazla konuşabilip, konuştuğunu dinletebilmek.. yani tam anlamıyla eğlenebilmek, eğlenmeyi gerçekten bilmek..
büyük köylerde yaşamaktır. daha doğrusu gelişmemiş şehirlerde. düşünsenize en bölgenin en büyük şehri samsun amk. trabzon ordu gibi köyler var. sonra bir de buralarla övünmeye çalışırlar. ekonomiye 3 kuruşluk fındık ve çay haricinde bir katkı sağlayamazlar. sanayi-turizm-eğitim-tarım gibi gelir kaynaklarından mahrumdurlar. sadece tüketim toplumudurlar. zaten hemen hemen hepsi göç vermektedirler. kendileri durmuyorlar o dağlarda millet niye gitsin amk.
karadenizli olmak bir ayrıcalıktır hepinizden daha cesur ve yürekli olduğumuz için kıskanılıyoruz şüphesizki Türkiyenin en açık sözlü en dobrasıyız karadeniz dedinmiakan sular durur kimse karadenizime laf edemez çünkü karadenizli olmak bir ayrıcalıktır.