4 yıl önce şöyle bir entry yazmışım: (bkz: #33367924)
çünkü doğduğum köy o şehrin yakınlarındaydı ve hiç görmemiştim, karabağ'da bir köyde doğdum ama zannedersem artık herkesin aşina olduğu gence şehirinde büyüdüm. anamın babamın kucağındaymışım daha oralardan göç ederken.
yemin ederim çırpınırdın karadeniz'i duyduğumda kaçardım, "ah ölmeden bir görseydim, düşebilsem torpağına" sözü geçtiği için.
hiç umudum da yoktu merak eden eski entrylerime baka bilir kaybeceğimizi düşünüyordum ama kazandık. şimdi azad olundu şehirler, köyler.
4 yıl önce şu entry'yi yazdığım halı düşünüyorum. aklıma gelirmiydi? asla gelmezdi. aklıma hayalıma gelmezdi. 30 yaşında adamı ağlatan 2020 daha bize neler yapmaz, vay be.
şimdi ben ne yapayım, nasıl gideyim oralara bilmiyorum valla. allah sen ne büyüksün.
içim acıyor gerçekten. yollar yapılıyor, altyapı hazırlanıyor. bunları geçen yıl hayal bile edemezdik. harika gelişmeler bunlar. fakat insan hocalı soykırımını düşününce hocalı'ya milletin nasıl geri dönüp yaşayabileceğini düşünüyor.
en sert tanım: türk bebeklerin paramparça edilip annelerinin ağzına tıkıldığı talihsiz türk bölgesi.
toprakları illegal bir şekilde ermenistan tarafından işgal edilen, tüm dünya bu durumu sadece seyrederken, sözde ermeni soykırımı kampanyalarına her yerde gırtlak genişletilirken ermenistanın tüm zulmüne göz yumulan türk yurdu.
Azerbaycan'ın, Karabağ’a izinsiz olarak gelen Fransa Cumhurbaşkanı adayı Valerie Pecresse nedeniyle Fransa’ya nota verdiği bölge. https://bit.ly/3ekYaX8