Romanda kars'ta gazetecilik yapan serdar bey şunu diyor:"eskiden kimse ne olduğunu bilmezdi,herkes birdi.şimdi herkes türk,kürt,azeri vs ayrıldı.şimdi herkes daha fakir ve daha gururlu.
romanda meteoroloji halkın moralini yüksek tutmak için hava sıcaklığını daha yüksek gösteriyor.
kars'a gelen bir tiyatro oyunda gerçek silah kullanıyor ve ölümlere neden oluyor.
romanın ana karakteri ka.isminin kısaltması olarak romanda devamlı bu kısaltmayı kullanıyor.siyasi sürgün olarak almanya'ya sığınıyor ama romanda nasıl ülkeye giriş çıkış yaptığından bahsedilmiyor.cumhuriyet gazetesinden bir arkadaşının ricası üzerine kars'a giderek hem yerel seçimleri hem de artan kadın intiharlarını araştıracaktır.oraya gittiğinde fakülteden arkadaşı ipek ve muhtar'ı da görecektir.
kars'ta siyasi,etnik ve dini grupların liderleriyle görüşme yapmaktadır.buraya kadar her şey anlaşılırdır.romanı okuduğunuzda az çok kars üzerinden verilen mesajları anlayabiliyor sosyal,ekonomik,siyasi ve kültürel yönlerden kars tanımaya çalışıyorsunuz.ama üçüncü sınıf bir tiyatro kumpanyası gelerek ihtilal yapmakta ve bu romanda epey bir yer kaplamakta.
Romanda yazar bir zamanlar burada yaşayan ermeniler var demektedir ama bir bakıma tek taraflı düşünmekte.oraya göç eden azeriler,yakılan yıkılan türkler ve köyleri görmezden gelinmektedir.
roman ka'nın etrafında geçmekte ve onun ağzından hikâye edilmekteyken birden anlatım yazara geçmektedir.
romanda siyasal islam'ı tarafsız bir şekilde anlattık,yer verdik demesine rağmen irtica,örgüt,silah,adam öldürme,başörtü sorunu gibi konular etrafında anlatılmakta daha çok.lacivert,necip,fazıl,kadife karakteriyle bunlar anlatılmaya çalışılmakta.
romanda darbeyi gerçekleştiren sunay'ın bu darbeyi nasıl gerçekleştirdiği tam bi muamma.oldukça zayıf kalmakta.
kar ı en güzel anlatanlardan biri şair metin altıokdur.
Kar yağdı durmadan üç gün üç gece,
Tıkandı geçitler yollar kapandı.
Yalnızlığın buzdan çetelesinde
Kimseler umursamadı karı.
Yüzlerinde iğreti bir kibirle
Hep düşürmekten korktukları,
Dalıp gittiler günlük işlerine.
Diz boyu birikmiş kar içinde
Yürürdük uzatarak açtığımız kanalı,
iki kar güvesi gibi sokaklarda seninle
Anardık bütün yitik aşkları
Bu karlı kış gününde.
Güngörmüş dağlara karşı
Sımsıcak öpüşürdük sarılıp birbirimize.
-Sevgilim, yanımda olsaydın keşke!
Şölensiz, sevinçsiz yaşıyoruz şimdilerde,
Bir iğdiş ve buruşuk zamanı.
Kimsenin türküsü yok dilinde
Karşılayacak yağan karı
Coşkulu ve sarhoş sesiyle.
Bıçak açmıyor ağızları;
Acı, yalnız acı var yüreklerde.
Kar yağdı durmadan üç gün üç gece,
Yaslandı duvarlara, kapıları zorladı,
Pencerelerden baktı ev içlerine.
Kar hiç böyle kimsesiz kalmadı
Kendi özgül tarihinde.
Çıngırakların, kızakların karı
Yağdı herşeyin üstüne sessiz bir öfkeyle.
Birikti bir çamaşır ipine bile.
Saçaklardan sarktı,
Attı kendini gürültüyle yere,
Kimse sahip çıkmadı;
Yığıldı kaldı duvar diplerine.
Yalnız kuş ayakları
Bastılar incelikle göğsüne.
-Sevgilim, yanımda olsaydın keşke!
Kar var yaşadığımız günlerde.
Umutsuzluk çevremizi kuşattı,
Kıtlık kıran gündemde.
Yine de ele güne karşı,
Özenle saklıyorum yüreğimde
Sana duyduğum aşkı,
Dört yanım kar içinde.
Adam akıllı yağsada soğuk azıcık geçse... Allahım nasıl soğuk bugün resmen dışarda yüz felci oldum sandım... Yani kar güzel de tamam ama sıcak havada yağsa keşke... Bilimsel olarak imkansız ama hayal benim ki...
evde oturuyorsan ve odun kömürün var ve sırtın pekse harikadır.
gerçi işe gidiyorsan da fena değildir. servise kadar yürüyüp donmuş ellerini oğuşturarak servise binmek belli bir mutluluk hissetirir.