kapitalizmin çökmeye mahkum olduğu gerçeği

entry1 galeri0
    1.
  1. Kapitalizm'in o şekilde ve ya bu şekilde çökmeye mahkum bir sistem olduğu gerçeğidir. Şöyledir ki kapitalizm'i ayakta tutan artık değer ve tüketimin kendisi, modadır. Şöyle örnek vermek gerekirse elimizde ufak boyutlu bir çikolata fabrikası düşünelim. bu fabrikayı elimizde ki belirli bir sermaye birikimiyle kurduğumuzda öncelikle sistem gereği yem olmamak için büyütmek ve rekabet etmek zorundayız. Bunun içinde işçinin ürettiği Metanın satışından çalmak yani artık değer çıkarmamız gerekecektir. Artık değer ise emek gücünden çıkmaktadır. Sistemin, piyasanın belirlediği bir asgari emek gücü ücreti bulunmaktadır. Türkçe meali ise asgari ücrettir, yövmiyedir. Bu asgari ücretten işletmemize aldığımız işçilerle belirli bir saat için anlaşıp emeklerini satın almış oluruz. Bundan sonrası artık kar elde etmeye yani artık değer üretmeye bağlıdır bunu ise işçinin emeği üzerinden elde edeceğiz. Tekrar örnekleyerek devam edelim, bu çikolata fabrikamızda eti browni adlı bir çikolata üreteceğiz, bir işçinin günlük yövmiyesini 1 lira olarak ele alalım. Bu işçi eğer günde 1 eti browni üretiyorsa doğal olarak metanın, brownimizin değeri 1 lira olacaktır. Fakat iş bununla bitmiyor, işçinin kullanacağı makinelerde sanayi devrimi ile ortaya çıkmıştır. Ayrıca ham madde de işin içindedir. Tüm bu üretim araçlarının maliyeti ve aşınma maliyeti 20 lira ise ve bunlarla toplamda 4 eti browni üretebiliyorsak eti browni başına 5 lira masrafı olacaktır. Ayrıca ham madde nin de 4 lira olduğunu varsayalım. Hemen toplayalım l+4+5=10 lira masrafı vardır eti browninin işletmemize. fakat bakıyoruz ki piyasada ki rekabette satışlar 10 liradan olmaktadır. Bizim rekabet edebilmemiz ve büyüyebilmemiz için kar elde etmemiz gerekmektedir. Bunu ise diğer hiç bir etken artık değer üretemediğinden işçiyle karşılayacağız(makinalar işleyen kapitalizmde artık değer üretmez çünkü ne kadar kullanılırsa metaya o kadar değer yükler, hayvanlarda aynı şekildedir.) Günlük emeğini 1 lira yövmiyeye kiraladığımız işçimiz günde 1 adet değil 2 adet eti browni üretecek. Üretmek zorunda çünkü onun yerini alabilecek bir çok insan var, ya da teşvik edilecek. Günde 2 meta, eti browni ürettiğimizde masraflar 19 lira edecektir, işçimize tabii ki ürettiği 2. browni için tekrardan para ödemiyeceğiz, her şey yasalara uygun olmuş olacaktır. işçiye ödenmesi gereken 1 lira ise artık değer olarak sömürücüde yani sermaye sahibinde kalacaktır.

    Bu durumda doğru iş yaptığını iddia eden işletmeler elde ettiği karın kaynağınıda itiraf etmiş olacaktır !sömürüyoruz! !çalıyoruz!. Devam edelim, kapitalist sürekli sistem gereği savaşmak zorundadır diğer kapitalistlerle savaşmak zorundayız ve satışları, üretimi artırmamız gerekecek. Bu nedenle iki seçeneğimiz olacaktır birincisi, işçiye daha fazla yüklenmek ikincisi, teknolojisini geliştirmek yani yeni ve hızlı ürünler piyasaya sunmak zorundadır. Fakat birinci yöntem çalışma süresini uzatmaktır bu sonuna kadar gitmeyecektir. Bu nedenle ikinci yönteme başvurulması gerekmektedir. Bu yöntemle çalışma süreleri aynı kalacak şekilde üretim hızı artırılacak gerekli emek gücü azalacak, artık değer emek gücü artacaktır. Meta fiyatları aynı kalacağından dolayıda rakiplerde bu makinalaşmayı sağlayana kadar ekstra artık değer elde etmiş olacaktır. Fakat kapitalistler bu teknolojiyi kendileri üretmek isterler. zira rakiplerin bu teknolojiden alması ekstra artık değerin ortadan kalkması ve ve düşen maliyetlerle birlikte tekrar adil rekabete kavuşan işletmeler fiyat düşürme yarışına girerler. Bunun için ise sermaye büyütülmesi gerekmektedir ekstra teknoloji ve emek gücünün düşmesi için hızlı davranmak öncelikle sermaye büyütülüp, şirket birleştirilmesi yapılır, iş sahası açılır sonra iş bölümü yapılır. Bu yolla daha az vasıf isteyen her türlü insanın yapabileceği işler sağlanır(iş sağlıyoruz safsatası), bu tür işler emek gücü fiyatını iyice düşürür, çünkü biri yapmazsa sokakta yapacak bir çok insan bırakmış olursunuz. Yeni teknoloji ve sadece sizin geliştirdiğiniz teknoloji için ise ihtiyaç olan sermaye ise bankalardan alınır(beklemek yutulmaktır), büyük şirketlere kredi vermek bankalar açısından değerlidir.

    Paramızı aldıktan sonra yeni makineleri geliştirecek atölyeye koşarız ve kendi teknolojimizi üretiriz sonra ise...... daha fazla üretim ve eti browni intensemizi üretmiş olduk. Bu farklılık ile bir süre emek gücü ücretlerinin düşmesi ve gerekli emek gücü dışında ki artık değer emek gücü arttığından moda, yenilik, kalite ile yeni ürünlerimizin satışlarını patlatırız. Fakat bir süre sonra diğer işletmelerde bize yetişecektir. Bu durumda döngü sağlanmalıdır sürekli yeni olanın modası ertesi gün geçmelidir. Sürekli döngü tekrarlanmalıdır satışlar artmalıdır. Satışlar arttıkca, tüketim ve yenilik isteği arttıkça yeni teknoloji ve fazladan üretim araçları gerekecektir. Gereken bu ihtiyaç ile büyüyen üretim aracı imalatçıları işlerini büyütecektir. Bu döngü durmadan devam edecektir. Artan satışlar ile birlikte sağlanan büyüme ve sermaye birikimi işçi ücretlerine yansımayacaktır eğer işçi ücretlerini yansırsa tek kar kaynağı artık değer azalıp zarar edilmeye başlanacaktır. Yani makineleşme iş gücüne ihtiyacı azalttığından işçilere değerinden fazla para verilmez, zaten aslında işçi gücü azaldığından gerçek kar elde edilememektedir. Makinaların azaltılması ise emek gücü değerini artıracağından esas bu işçi ücretlerine yansıması mantıklıdır. Fakat işletmeyi küçültmek başka bir işletmeye yem olmaktır. Aslında zarar edildiğini bile bile kapitalizm in işletmeyi yutmamaması için sona doğru koşulmaya devam edilir. Kar hacmi bir süre sonra zaten aynı kalır ama rekabet devam eder ve bir biri önde bir diğeri önde koşarlar en uzun süre dayanan yarışı kazanır.

    Amaa, bir gün gelecektir ve teknoloji ile azalan işçi emek gücü maliyeti ile, azalan işçiler ile şirketler kar ediyor gibi gözükse bile esasında karlar düşecektir, buda sermayenin çelişkisidir. Azalan emek gücü fiyatları ile daha düşük ücretlere çalışan insanlar ve işsizler artacak, dilenciler, cinayetler, hırsızlık toplumda bozulma baş gösterecektir. Bir süreden sonra tüketim bu nedenle azalacak para birikimi tek ellerde toplanmaya başlanacaktır. Bu da insanların eti browni almaması anlamına gelmektir. marketlerin, bakkalların ticaret sermayesinin satış yapamaması anlamına gelmektedir. Edilen zarar ile birlikte iyice düşen işçi ücretleri iyice azalmaya başlıyacaktır, işçi çıkartımları artacaktır. kapitalizm krize girecektir.

    Fakat ne olursa olsun şirketler, eti browni üreticileri ayakta kalmak isteyecektir. Buda sayısız şirketin birbirini boğazlayarak teknolojilerini geliştirerek çelişkili bir biçimde devam edeceklerdir. Üretim kapasitelerini düşürmek zorunda kalacaklar bir çok şirket ya birleşme yoluna ya da çökmeye gidecektir. Bu durumda zincirleme olarak üretim araçları üreten atölyelerde girdikleri borcun alından kalkamayarak birbiriyle zincirleme olarak iflasa sürüklenecektir. Ve tekrardan borç altına girmiş olan bu işletmeler daha çok küçük işletmeler bankalara koşturacaklardır fakat bankalarda bu süreç içerisinde ödenmesi gereken paralarını alamadıklarından dolayı kredi veremiyecektir. Para dolaşımı sekteye uğrayacaktır.
    --
    Banka güven işidir.
    Paralarımız aslında altındır. Fakat hiç kimse bankadan yatırdığı para karşılığı altın talep etmez. Paramızında her an çekilebilecğei güvencesi ile işler para ile değil çek defterleri ile yapılır. Bu durumda bankanın nakit para tutması bile gerekmemektedir. Öyle ki verdikleri borçlar sadece kağıt üzerindedir.
    Bankaların verdikleri hayali paralar ile başı belaya girecektir ve sistemin çöküşüne giden yolda en büyük etkenlerden olacaktır. Öyle ki geri almak koşuluyla yatırılan yatırımcı paralarının belirli bir kısmı geri çekilme olma ihtimali olması sebebiyle bankada tutulur ve yatırılan paranın tümü rezerv olarak geçer. Bu yatırılan paranın büyük bir bölümü kredi olarak işletmelere yollanır işletmelerin birbirine borç yoluyla ödedikleri yine en son bankaya geri yatırımcı tarafından yatırılır ve hayali bir sermaye birikimi oluşur bu işlem sürekli tekrarlanır ve sermaye birikimi yoğunlaşır. Fakat bu süreç içerisinde sorunlu krediler ortaya çıkmaya başlayınca bankadan para çekilememeye başlanır. Bu durum ise güven sarsılmasına ve yatırımcıların paralarını çekmek istemesine neden olur. Bankalar kredi veremezler ve üretim aksar, makineleşme azalır ve kriz oluşur.

    Elbette ki tüm bu durumlar sistemi çökertmeyecektir. Sistemi çökertecek olan silahlanmış işçiler olacaktır. Ve ya aşırı tüketimden dolayı hastalanmış bir dünya ve sonra ölü bir insanlık ve yeni yaşam formlarına tertemiz bir dünya. Eğer ki insanlık yaşamdan elenmek istemiyorsa kendine, insana, doğaya, onura ters bu sistemi yıkmak zorundadır. Çünkü bu sistemin çıkışı yoktur. Sürekli daha fazla tüketim ister sürekli daha fazla savaşa, ucuz iş gücü ham maddeye ihtiyaç duyar. Çıkış noktası yoktur.

    Ya Dünya'nın yok oluşu ya da insanca bir yaşam.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük